- 2495 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FEDAİ
Osman bin Abdullah Hasan Sabbah’ın fedailerinden biriydi.Son işi Şam valisini öldürmekti.Başaramamış yakalanmıştı.İçlerindeki bir hain onu elevermişti.Yakup bin Aliydi hainin ismi.Onun yüzünden 1 aya yakın zindandaydı.Bu süre içinde dayanılmaz işkenceler görmüştü.Sadakatlıydı Hasan Sabbaha.Ağzından tek kelime alamadılar.Osman bin Abdullah’ın nerde olduğunu Şam valisine Yakup bin Ali söylemişti.Yakup bin Ali’nin Hasan Sabbahı ve diğer fedaileri satmasının nedeni söyleninenlere göre fedailer arasındaki rütbeli birinin ona herkesin önünde tokat atmasıydı.Buna sinirlenen Yakup bin Ali gizlice Şam sarayına gidip teslim oldu.Bildiği her şeyi anlatacağını söyledi.Ama fedailer sadece bilmesi gerektiği kadar şeyi bilirdi.Üstleri Astlarına sadece yeteri kadar bilgi verirdi.Yakup bin Ali’de zamanında Şam valisini öldürme işinde olduğundan dolayı Osman bin Abdullah hakkında birşeyler biliyordu.Planını, nerde olduğunu bir bir söyledi Şam valisine.Şam valiside askerlerini gönderip Yakup bin Alinin dediği yerde Osman bin Abdullah’ı bulup getirmişti yaklaşık bir ay önce.Şam valisi bu hizmetinden dolayı Yakup bin Ali’yi sarayına aldı.Hasan Sabbahla mücadelede en önemli yardımcılarından biri yaptı.Bir gece Yakup bin Ali Şam valisinin huzuruna çıktı:
Sayın valim işinize karışmak ya da size akıl vermek istemem ama Osman bin Abdullah gibilerinden çok gördüm.Onlar Hasan Sabbaha ölümüne bağlıdırlar.Bir tek laf etmeyecek bize.Bana sorarsanız şimdi birini yollayalım halkın içine yarın sizlerin önünde Hasan Sabbah’ın fedaisi Osman bin Abdullah’ın boynu vurulacaktır diyelim.Halkın önünde onun başını vurursak ibret olur aleme.Muhtemelen böyle bir durumda Hasan Sabbah’ın ajanları da orda olur.Ona da haber gitsin.Anlasın Şam valisinin ne kadar ciddi ne kadar güçlü olduğunu.Nacizane görüşlerim bunlardır sayın Valim.
Şam valisi sakalını sıvazlayarak dinlediği Yakup bin Ali’ye hak vermişti.Hasan Sabbah’a göz dağı vermek gerekiyordu.Hem Hasan Sabbah’ın yakalanan ilk fedaisiydi bu.Bundan önce nice devlet adamlarını öldürmüşlerdi.Ama bir tanesini bile yakalayamamışlardı.Bu sefer Hasan Sabbah bir yenilgi almalıydı.Eninde sonunda onunda başını vuracaklarını anlamalıydı.Gür sesiyle Komutanına emir verdi:
Adamlarından 10 kişi seç şehrin dört yanına dağılsınlar.Yarın sabah şehir merkezinde Hasan Sabbah’ın fedailerinden Osman bin Abdullah’ın başını vurduracağımızı söylesinler.Yarın şehir merkezinin mahşer yeri gibi olmasını istiyorum
Yüzü gülüyordu valinin.Asker emiri alır almaz işe koyuldu.Tellallar şehrin 10 yerinde ’Yarın Hasan Sabbah’ın fedaisinin başının vurulacağını’ söylediler halka.Halk heyecanlandı.Son yıllarda bir çok devlet adamı Hasan Sabbah’ın adamları tarafından katledilmişti.İlk defa bir fedai göreceklerdi.Doğal olarak bir fedai idamını da ilk defa göreceklerdi.
Yakup bin Ali bu haberi Osman bin Abdullah’a verme görevini üstlenmişti.Elinde Şam valisinin idam fermanıyla zindana indi.Osman bin Abdullah fena haldeydi.Her tarafı kan içindeydi.Vücudu kırbaç kesikleriyle doluydu.Normal bir insanın çoktan ölmesi gerekirken o hala yaşıyordu ve ayaktaydı.Yakup bin Ali’yi görünce hemen parmaklıklara geldi:
Hain
dedi Yakup bin Alinin suratına tükürdü.Yüzündeki tükürüğü silen Yakup bin Ali cevap verdi:
Ben Hasan Sabbah’ın emrindeyken körmüşüm.Şimdi gözlerim açıldı.Siz barbar kan emicilersiniz.Hasan Sabbahta buraya gelecek onunda ölüm fermanını eline ben vereceğim
diyerek elindeki fermanı Osman bin Abdullah’ın yüzüne fırlattı.Fermanı alan Osman bin Abdullah yere çöktü.Biraz göz attıktan sonra ’Hain’ diyerek Yakup bin Ali’nin ayağına atıldı.Parmaklıkların arasından geçirdiği eliyle Yakup bin Ali’nin ayaklarından tutuyordu.Askerler tekmelese de bırakmadı bir süre.Sonra dayanamayınca bıraktı.Yerde kalakaldı.Yakup bin Ali, Osman bin Abdullah’ın yüzüstü yatan vücuduna tükürdü daha sonra zindandan çıktı.
Sabah olmuştu.Zindana 10 kadar asker girmişti.Osman bin Abdullah askerlerin girişiyle gözlerini zorla açtı.Askerler bağırarak:
Kalk Hasan Sabbah’ın köpeği öleceksin bugün.Başın vücudundan ayrılırken bütün halk izleyecek.Dışarısı mahşer yeri.Senin Sabbah’ında adamları vardır dışarıda.Bakalım Sabbah fedaisinin infazına ne tepki verecek.Hadi kalk! Elinde baltasıyla Azrail’in bekliyor
Bu sözlerden sonra bütün askerlerin suratında pis bir gülüş vardı.Osman bin Abdullah’ı askerler dışarı çıkardığı an müthiş bir gürültü oldu.Sanki bütün Şam ordaydı.Başının vurulacağı kütüğün yanına getirildi.Elleri bağlıydı.Yanında yüzü maskeli celladı duruyordu.Elindeki baltadan yansıyan ışık Osman bin Abdullah’ın yüzüne vuruyordu.Şam valisi ayağa kalktı.Eliyle halkını selamladı.Askerler halkın arasında bağırıyorlardı:
Susun valimiz konuşma yapacak
Bir kaç dakika sonra meydan fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü.Vali konuşmaya başladı:
İşte elimizde yakalanamaz denilen Hasan Sabbah’ın fedailerinden biri var.Onu şimdi sizin önünüzde öldüreceğiz.Aranızda Hasan Sabbah’ın ajanları da var biliyorum.Hasan Sabbah’a bu durumu iyi anlatın.O da bu kütüğün başına gelecek ve başını burda bırakacak.
Bu sözlerden sonra halk galyana gelmişti.Alkışlıyıp bağırıyorlardı.Tekrar sessizlik olunca Vali sözlerini tamamladı:
Devletimiz ve Şam ilimiz için hayırlı olan bu olayı daha fazla geciktirmek istemiyorum.Cellat ipleri çöz, baltanı kullan ve o hainin başını bana getir
Ağzından tükürükler saçıyordu vali.Osman bin Abdullah sıcaktan dolayı çok acı çekiyordu.Yaraları inanılmaz bir şekilde yanıyordu.O sırada cellat Osman bin Abdullah’ın ellerini çözdü.Bu idam edilen kişinin rahat bir şekilde can çekişip hemen ölmesi içindi.Cellat Osman bin Abdullah’ın ellerini çözer çözmez başını kütüğe yasladı.Yandaki iki asker Osman bin Abdullah’ın kafasından tutarken cellat baltasını havaya kaldırmıştı.Ortam müthiş sessizdi.Pür dikkat bu olaya bakan halkın arasında birden bir kargaşa yaşanmaya başladı.Bir kadın bağırıyordu.Sanırım kocası bıçaklanmıştı.Zaten Hasan Sabbah’ın ajanlarının aralarında olduğunu duyan halk birden dört bir yana kaçışmaya başlamıştı.Şam valisi ve askerleri şaşkındı.Cellat da öyle.Ama Osman bin Abdullah şaşkın değildi.Hızlı bir hareketle paçasına sakladığı hançeri çıkartıp valiye doğru koşmaya başladı.Vali, Osman bin Abdullah’ı farkettiği anda çok geçti.Osman bin Abdullah çok yaklaşmıştı.Elindeki hançeri salladı Osman bin Abdullah.Vali refleks olarak geri atılınca ucuz kurtulmuştu.Hançer gögsünü çizerek geçmişti.Osman bin Abdullah valiyi nasıl hançerlediğini düşünmeden koşuyordu.Halkın arasına karışmayı başarmıştı.Askerlerin bir kısmı valinin yanındayken büyük bir bölümü Osman bin Abdullah’ın peşine düşmüştü.Ama ortam o kadar kalabalık ve galyan içindeydi ki koşan yüzlerce insan vardı.Belki de binlerce.Bağırışlar çağırışlar.Akşama kadar Osman bin Abdullah’ı Şamda aradılar ama bulamadılar sanki yer yarılmış içine girmişti.
Vali makamında sinirli bir şekilde oturuyordu.Göğsünde de inanılmaz bir sancı vardı.Askerlerin birine seslendi zor bir şekilde:
Bu Osman bin Abdullah’ın derdine düştük kendimizi unuttuk.Şu hekimi tekrar çağırın.Bu hafif bir çizik çabuk iyileşir demişti ben gittikçe kötüleşiyorum tez gelsin baksın bana tekrar
Bu sözleri söylerken makamından kalkmış odasına doğru gidiyordu.yatağına yatacaktı.Ama olmadı yarı yolda yığıldı kaldı.Askerler taşıdı yatağına kadar.Hekimin koklattığı şifalı otlarla kendime gelmişti vali.Yatağından askerlere seslendi:
Bu Yakup bin Ali nerde? Öğleyin sordum yok dediniz Osman bin Abdullah’ın peşine düştü dediniz hala gelmedi mi tez gelsin buraya
Komutan boynunu eğerek cevap verdi:
Sayın valim Yakup bin Alinin odasına baktık.Altınları ve diğer değerli eşyaları almış.Odasında bir kağıt bulduk.İçinde yazılanlar hiç hoş değil valim
Komutan elindeki kağıdı valiye doğru uzattı.Kağıdın içinde kısa ama öz bir kaç cümle yazıyordu:
Ne Hasan Sabbah’ın fedaisini ne de Hasan Sabbah’ı yakalayabilirsiniz.Eğer Hasan Sabbah’ın planında fedainin biri zindana düşecekse sadece o zaman bir fedai misafiriniz olur.Sayın valim hançerin ucunda çok zehirli bir madde vardı.Dünyadaki bütün hekimleri çağırın yine de panzehirini bulamaz.Siz de yarın sabaha doğru ölmüş olursunuz.Bence bildiğiniz duaları okuyun ve Allahtan af dileyin
Bu yazıyı okuyan valiyi bir öksürük tuttu.Boğazını delercesine öksürüyordu.Askerler telaş içindeydi.Hekim oraya buraya koşuyor valinin öksürüğünü geçirecek birşeyler arıyordu.Valinin rengi değişmişti.Morarmıştı.Aniden öksürüğü kesildi.Komutanına bakarak zorla birşeyler fısıldadı:
Hasan Sabbah’ı yakalayamayacağız
Bu sözlerden sonra Şam valisi vefat etmişti.Daha sabah zafer naraları atan, Hasan Sabbah’a göz dağı veren koskoca Şam valisi bir gün sonra sabah vakti halkının karşısına bir tabutta çıkacaktı.Halk büyük bir korku içindeydi.Bazıları bu olaydan sonra göç etmeye karar vermiş yola koyulmuştu.
Osman bin Abdullah 3 gündür çöldeydi.Sonunda ufak bir kasabaya varmıştı.Yüzü kapalıydı.Kimse onu tanıyamazdı.Kasabanın içinde ilerledi.Sonra bir evin önünde durdu.Atından inip küçük bir kapıdan içeri girdi.İçerde 7 kişi vardı.Ortalarında ise Yakup bin Ali.Osman bin Abdullah’ı görünce gülümsedi:
Hoşgeldin ya Sabbah’ın fedaisi.Bir işi daha bitirdik.
İçlerinden birini gösterek sözlerine devam etti:
Bu kardeşimiz Alamut’a, kalemize gidip durumu Şeyhimiz Hasan Sabbah’a bildirecek.Ve bize Şeyhimizin emirlerini getirecek.Nereye gideceğimizi, olursa eğer kimi öldüreceğimizi.Yeni isimlerimizi
Evet Hasan Sabbah’ın sisteminde isim yoktu.Her görevde farklı isim kullanırlardı.Onlar ne Osmandı ne de Yakup.Onlar sadece Hasan Sabbah’ın fedaisiydi.O nerse onu yaparlardı.Hasan Sabbah’ın Şam valisi için planı şuydu:
Bir fedaimiz saraya gidip teslim olacak.Ardından valiyi öldürecek olan fedaimizin yerini söyleyecek.Bu sayede fedaimiz sarayda makam elde edecek.Valiye yakın olacak.Zindan da olan fedaimiz ise yıllarca öğrettiğimiz şeyi yapacak.Susacak.Tek kelime etmeyecek.Daha sonra saraydaki fedaimiz zindandaki fedaimizin halkın gözü ününde idam ettirilmesini sağlayacak.Bunu başardıktan sonra saraydaki fedaimiz zindandaki fedaimize bir şekilde zehirli hançeri verecek.Mesela saraydaki fedaimiz paçasına saklayacak hançeri, zindandaki fedaide ’Hain’ diyerek ayaklarından tuttuğu saraydaki fedaimizin paçasından el çabukluğuyla hançeri alacak.İdam günü zindandaki fedaimiz hançeri herhangi bir yerinde saklayarak halkın önüne çıkacak.İdamda idam edilenin elleri çözülür.Bizim fedaininde elleri çözülecek.Bu bizim işimize gelecek tabiki.Cellat baltasını havaya kaldırdığı an halkın içindeki fedailerimiz halkı korkutacak galyana getirecek.O mahşeri kalabalık birden dört bir yana dağılacak.Bu durumdan faydalanan idam kütüğündeki fedaimiz hançeri sakladığı yerden çıkarıp Şam valisinin üstüne koşacak.Herhangi bir yerine en ufak çizik dahi alsa Şam valisi, vücudu zehirlenecek.Ki fedaimiz bu konuda ustadır.Iskalamaz muhakkak o zehrin o vücuda girmesini sağlar.O kalabalıkta suikastçı fedaiyimiz ortadan kaybolacak ki bunda da ustadır.Diğer saraydaki fedaimizde para eden şeyleri alacak ve kaçacak.Kaçarken de her öldürdüğümüz kişiye bıraktığımız gibi notumuzu da bulunabilecek bir yere bırakacak.İşte plan budur fedailerim.Allah yanınızda olsun iyi haberlerinizi bekliyorum
Saygılarımla
Ahmet BAYRAM
Olayın tarihle bir ilgisi yoktur tamamen kurgudur.Sadece Hasan Sabbah tarihte var olan bir suikast örgütü lideridir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.