Bir şarkı bulup ağlayalım mı?
Belki tutar elinden, götürürüz uzak kırlara
hıçkıra hıçkıra

Canım ağlamak istedi
En sevdiğim yönümde bu
Oturup ağlayabiliyorum durup dururken
Ayşecik izlememe bile gerek yok
Tiner bağımlısı çok çocuk görüyorum
Sucuk reklamında bile ağlayabilirim
Hepinizden büyük kahkahayı atabildiğim gibi

Bu ruhumun hayatla savaşıdır



Haydi, bir nefes daha çekelim sigaradan
Soluğumuz sızlasın
Öpüşmemize gerek yok
Pakette kısa ve öz demişler
Sigara içmek öldürür
Ölelim mi biraz?

Bu yazı biraz dramatik mi olacak nedir
Düşünce özgürlüğü
Yazma özgürlüğü
Çizme özgürlüğü
O nedir?
Çizim dedim de aklıma geldi
Bana mutluluğun resmini çizme, mutlu olmayı öğret Abidin

Ta en başta sölemeliydim yahu
Yürüyüşe çıkmıştım ben
Bizim göz göz sahil yolunda
Hesapta hızlı bir spor yürüyüşü olacaktı
Şu üç kiloyu vermeliyim
Karşıdan gelen teyze, benim şekerim ve tansiyonum var
ben vereyim diyor
Yok kalsın almayayım ben, bak şu genç kızımız daha zayıf
Kime ne veriyorsak, türkçemizin güzelliği
Ağırlıklarımızdan yağlarımızın erimesiyle kurtulabileceğiz sanki.

Biliyor musunuz?
Şiir yazarım diye başlamıştım
Bir şarkı bulup ağlayalım mı
Yürüyüşte aklıma gelmişti bu ilk cümle
Kulaklığımdan şarkı seçerken
Sonra
Sonrası malum
Çıkardım sigara yaktım
Spor yürüyüşü
O yazan kadın, triplerine döndü
Valla isteyerek olan bir şey değil
Denize başı çevirip dalgara dalgın dalgın bakmakla yazılmıyor ama
Hayat denilen jenerikte, ufku geniş tutmak lazım
Hatta sonrasını bile düşünerek
Melih Cevdet ne demiş bir şiirinde

’ölmüş bir arkadaştan mektup

eskisi gibi yaşıyorum
gezerek, düşünerek
yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene
pazarlıksız alışveriş ediyorum
geceleri evimdeyim, rahatım yerinde
(bir de sıkılınca pencereyi açabilsem)
ah... başımı kaşımak, çiçek koparmak
el sıkmak istiyorum arada bir’

Kızıyorum
Haddim olmayan bir sürü şeye kızıyorum
Hakkını almayan insanlara kızıyorum, vermeyenden çok
Hayalkırıklıklarımızn üzerimize abanıp, bizi kaldıramamasına kızıyorum
Keşkelerimizden kurtulamamamıza kızıyorum
Saçma sapan havalarıyla, aşağıda sürünen egolarını tatmin edenlere kızıyorum

-A naber
- İyidir ne olsun.Ya sen?
-Londra yaptım geldim.

Ki sevdiğim bir kardeşim, oyunculuğu mükemmel.Ya türkçesi?
..
Londra yapmak
İki yumurta, bir bardak şeker, göz kararı un.. gibi mi?

-Ah şekerim, arabayı çarptım dün.
-Geçmiş olsun

Vah vah ne yıpranmışsındır kimbilir. Hakımda yaptığın dedikoduları duyduğumda, ben de duvara toslamış gibi hissetmiştim kendimi. Sevgili dost!

Bu yürüyüşü kısa kesmek lazım.Yoksa Nietzsche e doğru gidiş var. En çok haksızlığa uğramış, en çok ihanet edilmiş kişi ben değilim ki. Ama bir başkaldırı var, bu doğru. Kölenin efendiye hayır demesiyle başlamışmış başkaldırı. Efendi de köle de kendimizsek?

Birazda zıplayalım mı?
Yaşam güzel. Susup dinlediklerimizi görünce birazcık, azıcık yorulsakta güzel bir repliğim var.
Onyüzbinmilyon baloncuk yuttuğum dünya
Seni seviyorum..