AKLA GELEN İLK YANIT

Sözcükler ve akla gelen ilk yanıtlar, bizim düşünsel tabanımızı ortaya koyar. Nasıl bir uslamlama yürüttüğümüze ilşkin ipuçları sunar. Beynimizde yeni düşünsel köprüler kurmamızı sağlar.
Amerika’da, insanların psikolojik düşüncelerini çözümleyebilmek için, uygulanan bir test var. Bu akla gelen ilk yanıt testi. Uzman bir psikolog tarafından kişilere sorular yöneltiliyor.
Örnekliyeceğim , öğrendiklerimden aklımda kaldığı kadarıyla. D- Doktor, H- hasta olsun. Bunu Ortaokulda üçüncü sınıfta öğrenmiştim / 1968.

D- Diyelimki bir ormandasınız, nasıl bir orman, aklınıza ilk geldiği biçimiyle söyleyiniz ne sorarsam lütfen!
H- Karanlık çökmek üzere, bulutlu koyu yeşil bir orman.
D- Ormanda ne tür ağaçlar var, gökyüzü nasıl?
H- Çam ormanı, köknar karışık bir orman, andız (servi) da var.
D- Ormanda bir yol var mı?
H- Evet var!
D- Nasıl bir yol?
H- Orman yolu stabilize daha önce başkalarının gelip gittiği bir yol.
D- Önünüze bir engel çıktı ne olabilir bu engel yolunuzda?
H- Bir kesilmiş ağaç yuvarlanmış...
D- Ne yapardınız engel karşısında?
H- Hiç; aşar geçerim üstünden...
D- Peki oradan geçtiniz önünüze bir akar su çıktı, nasıl tarif ediniz!
H- Dere küçük bir akarsu.
D- Su içseydiniz nasıl içerdiniz?
H- Ellerimle, avucumdan...
D- Orayı geçtiniz bir göl geldi, nasıl bir göl?
H- Turkuvaz mavi bir göl
D- Yüzmek ister miydiniz?
H- Sıcaksa, duruma göre evet..
D- Ordan çıktınız, dönüyoruz, yolunuzda parlak bir şey gözünüze ilişti, ne olabilir?
H- Cam kırığı
D- Çok teşekkürler hepsi bu kadar şimdilik sorularımın...

Aslında bu soruların tümü yaklaşık dört yüz dolayında sorudan ibaretmiş.

....
Yukarıdaki kısa görüşmeden çok derin analizler yapabiliyor uzman psikologlar. Kurulan cümlenin kuruluş biçimi, hastanın o andaki yüz ifadesi, beden dili, yanıtların içsel çağrışımlarının günlük yaşamdaki karşılığı üstüne...

Baştan itibaren irdelersek, güzel bir orman, mavi gökyüzü, ormanda yol görmek, sorunsuz bir kişilik , mutlu ruh hali iken, karanlık bir orman ruhsal soruna ve çıkmaza işaret ediyor.

Ormanda yolun olmayışı çözümsüzlük, tıkanıştır.

Ormanda yolunuzdaki engel; yırtıcı bir hayvan, eşkiya, jandarma, uçurum kişiye göre değişebilir.
Engel karşısındaki tavırın ne olacağını belirleyen yanıt, olaylara vereceğimiz tepkinin yönünü işaret eder.

Ağaçların cinsi, sıklığı, dikenli olması v.s. sıkıntıların boyutunu işaret eder.

Yolda ne görüldüğü, altın, para, elmas hayâlperestliğin belirtisidir.
Cam kırığı sanata yakınlığı, vida, somun parçası, çivi teknolojiye yakınlığı gösterir.

Suyu nasıl içtiğimiz, neye ne derece önem verdiğimiz konusunda ayrıntı sunar, doğal mıyız, evetse avucumuzla içeriz. İçmem dersek şüpheci yanımız ortaya çıkar, ya da zor beğenir oluşumuza işaret eder.

Göl hakkındaki yanıtlar, karşı cinse davranış ve bakışımız hakkındaki ipuçlarını sunar. Göl kirli ise çok kötü bir cinsel deneyim yaşanmış olmalıdır. Temiz berrak yanıtı, olumlu bakışı, yaklaşımı işaret eder.


Yani sözcükler işte bu denli i önem taşıyor yaşantımızda.Kullandığımız sözcüklerde seçici olmanın her zaman ayrı bir değeri var...

Bunun üstüne parlamentoda sayın vekillerin ağızlarına bakıp, neler söylenmez ki; fikir, zikir işidir değil mi, dilin altındaki bakla?

Ne demişler; ’’Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır’’

Saygılarımla...


Şaban AKTAŞ
23.12.2009