9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1817
Okunma

Ne kadar da zor şu zoraki kalmalar …
// Aslında kaybeden değildir belki de giden
Kalandır kendinden gidenleri kaybeden //
İçim öfke dolu !
Sanki bütün cenazeleri benden kalkıyor şehrin . Bütün salâlar ‘’şarkılardan fal tuttum’’ makamında. Hayat ha bire çukur kazıyor amele yanığı suretiyle. Ha bire birşeyleri gömme telaşında mutluluğuma dair her ne varsa. Huzurun bir ayağı hep o çukurda. Öylesine derin ki oyuk. Nelerimi kaybettiğimi göremiyorum bile artık. Bir ömür kadar uzak, bir ölüm kadar karanlık.
// İçim öfke dolu tıka basa
Çekilin ortalıktan, ayağım takılır sonra birinize
Körelmiş yüreğimle, körlemesine
Kırarım önümde ne varsa ! //
Güneş benim inadıma doğuyor . Benim inadıma aydınlatıyor benim dışımdaki her şeyi. Ve her şey benim dışımda sanki. Umut sadece bir isimden ibaret. Sevinçler nostalji . Hayal meyal anı artık saadet. Ve o güneş, aynı sinsi niyetle batmakta !... Yıldızlar bile aynı çukurda !...
// Heyhat !
Nasıl da gerdan kırıyor kader
Nasıl da kıvırıyor özünde durmayan hayat ! //
Göçmen kuşlar bile dil çıkarıyor uçarken. Kanat çırpışları terk edişler tonunda. Kelebekler sırf beni yalnız bırakmak için ivedi intiharlarda. Zalim bir kaçışta börtü böcekler. Ağaçlar binlerce yaprağıyla el sallamakta . Yalnızlığıma !
// Acı,
Yüreğimin nüfuslu sakini
Neşe, yalnızca gel-geç kiracı ! //
Sağa dönsem hüsran, sola dönsem feveran. Mengeneye sıkışmış yüreğim benden de bitkin, benden de hezeyan. Kim bilir kaç ecelden döndü tecellim. Kim bilir kaç yok oluşa uğradı yolum. Belki bunca sancı çekmezdi , yüreğime ev sahibi olmasaydı solum.
Ne çok çektim şu gitmelerden. Hele ki yanıbaşımdakilerden tüten isli hasretten ! …
// İçim öfke dolu !
Bilmem neden ?
En iyisi toparlamalı sağı solu
Ruhum gelip görmeden ! //