Çalıkuşu’na Mektuplar - 1



..Sevgili çalıkuşu bana gönderdiğin kır çiçeklerinin yapraklarını saklıyorum kitaplarımın sahifeleri arasına koydum birer birer .Çok özledim yaşadığın köyü ve her gün gezindiğin bayırları bağ-bahçeleri.Demek çok çiçek topladın yine papatya çayı yapmamı istemişsin deneyeceğim çalıkuşu .Gönderdiklerini tutuyorum birazını duvara astım burada çok yalnızım yüzlerce insanın içinde büyük şehirlere metropol diyorlar buraları görsen aklın çıkacak gibi olur buralarda asla yapamazsın ömrün azalır yüzünün güzelliği kaybolur ir tanem .Saçlarının karası beyaza dönüşür ya ellerin o ince uzun güzel ellerin şehrin ihanetlerinden kirli tuzaklarından ne hale geleceğini düşün kırların geniş yeşil renklerine benzemez yolları-sokakları şehrin.Bir yere gitmek için çıktığım caddeleri sana nasıl anlatayım bekliyorsun öyle durak durak insanlarla birlikte bir minibüs yada bir otobüse veya iskelede bir vapura binmek için.Çok kalabalık ve tıklım tıklım ayakta sıkışıkça gidebileceğin bir çabadır bu eğer son anda sıkışıkta olsa yer bulabilmişsen ne mutlu .İndiğinde çok yorgun düşüyorsun en güzeli ve senin de çok seveceğin bir eğlence gelecek güzellik te vapura binmek.Seninle bir vapurda olmak isterdim çalıkuşu hayret ve sevinçle çevrene bakındıkça sana anlatırım bildiğim her şeyi anlatırım da bana her şeyi tek tek yine sorarsın sen bilirim anlatışlarımı çok sevdiğini.Sen kuşları seversin daha büyüklerini göreceksin,mart adı...martıları çok seveceksin .

Bugün şiddetli bir yağmur vardı bir görmeliydin çalıkuşu senin yaşadığın köyde dağ bayır tepeler bu yağmuru görmüş müdür..? Eminim gök gürlemeleri ve şimşekleri altında daha şiddetli yağmurlar görmüş yaşamış olmalısın fakat buralar bir başka merak ediyor musun ? şehrin yağmurlarını.Sen oturup pencereye dışarısını seyrederken veya bağda bahçede bir ağacın altına sığınıp beklerken köyde , buralarda biz değişik afetleri yaşarız her yağmur sonrası gözyaşı acı feryat yükselir gökyüzüne şehirden.Evleri dükkanları okul ve fabrikaları sular basar şehrin insanı çevresini kirlettiği için ve kullanmasını bilmediği için gelmedik kalmaz başına bir minibüs otobüs dolu insanlar ölümler yaşar çevre yolu otoban deriz düşünebiliyor musun bu açık alanda bile insanlar yağmurlardan hayatını kaybederler .Sebebi ne biliyor musun kentin ve kent insanlarının suya doğaya yaptığı ihanet işlediği suç .Sokaklar yağmur suyu ile taşar boşaltım çukurları logar lar doludur çalışamaz duruma düşer veya mütahit ve inşaatçılar su yönüne meyil vermeyi unutmuşlardır ya da sel basacak yerlerde konut ve iskan inşa edilmiştir hesaba katmadan ya da ticari hırsları sınırsız kazanç vaşi ahlakları yüzünden .Uyarıları dikkate almadıkları için bugün tv. haberlerinde bir orta yaşlı kadının dramatik hali vardı evini su basmış ve en güzel eşyaları halı-kilim minder divan ne varsa mutfak dahil evi diz kapaklarına kadar su içinde gittikçe ağlamaya dönüşen konuşmasında çocuklarının ders kitaplarının ve defterlerinin zarar gördüğünden ve ders çalışamayacaklarından bahsetmesi beni çok yaktı çalıkuşu anlatamam kendime gelemedim .Şehrin bu dayanılmaz acımasız şekillerinden köye gelmeyi kaçmayı düşünmüyor değilim.Sakin ve huzurlu ve daha az ağlanacak yerler arıyorum yeterince sırtımızda kambur var dünyadan yana.

Çok ıslandım ben de ve akşama kadar üşümelerim devam etti.Şimdi ne kadar zor olduğunu bilemezsin yaşamanın şehirde seni düşünmeden edemiyorum aynı yağmurlar seni üzmüş olmasın kalbini yarmasın şimşekler gök gürültüleri.Mektubun gelmedi çalıkuşu her gün postaya bakıyorum her akşam eve dönüşümde ilk yaptığım tuhaf bir alışkanlık oldu bu ben hep yazacağım sana Allah’a emanet ol sevgiyle öpüyorum....


Mustafa Kaya