Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
UÇUK
UÇUK

dünya3

Yorum

dünya3

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1059

Okunma

dünya3

David, göz kapaklarını hafifçe gözlerinin üzerinden kaydırmaya başlarken, bir anlık bulanıklığın ardından berrak bir görüşe sahip oldu ve henüz uzandığı yerden şaşkınlık içinde başını yavaşça kaldırdı, önce ellerine baktı ve sonra vücudunun her köşesini yokladı, birkaç dakikalık zaman birimi içerisinde doğrulmaya çalıştı.

İlk aklına gelen soru; neredeyim? oldu. Aslında,ölmüş olduğuna inanıyordu ve bir hastahane odasında olmadığı da kanıttı. Lakin,dünyaya benzettiği bir yerde olması da iyicene aklını karıştırıyordu. Bir süre laboratuvarı düşündü ve oradaki tüm yaşadıklarını anlamaya çalıştı.

Sol tarafına baktığında,sarı bir toprağın üzerinde; sırtüstü yatan, kadını gördü ve o an şuursuzca ona tanıdık gelen kadının yanına doğru gitti. Henüz yanına gelmişken, diğer insanları da gördü. İnsanlar uykudan uyanır gibi sırayla gözlerini açıyorlar ve etraflarına anlamsızca bakıyorlardı.

Tina’ nın yanında olduğunu kavradığında ise, Neome "neredeyiz diye" sesini duyurmaya başlamıştı. David, şaşkınlık ve anlamsızlık dolu gülümserken,Tina dehşet içinde gözlerini hızla kırpıyordu. Tüm insanlar ayağa kalkmaya başlamış ve David’in etrafını hemencecik sarmışlardı.Tina da David’ in yanında yerini almıştı.

Bir an içinde tüm sesler çoğalmaya başlamış ve uğultu haline almıştı. Kimse kimseyi dinlemiyordu. Sadece; heyecanla konuşuyorlardı. Bir süre sonunda, herkes susmaya başladı. David, bu sırada neler yapabilecekleri hakkında konuşmanın daha doğru olduğunu belirtti.

Neome konuşmak için izin istedi ve avucuna aldığı toprağı gösterdi. Burası dünya olamaz diye bir tez ortaya attı. Böyle bir toprağı, dünya yüzeyin de bulmalarının; imkansız olduğunu da konunun üzerine iyicene dikkat çekerek belirtti.

Grup içerisinde en genç olan Peter; laboratuvardaki makinelerimiz de yanımızda olsaydı, bu toprağı incelerdik dedi. Grup içerisindeki diğer kişilerin, "makine diyor bu çocuk" sözlerine eşlik eden, alaycı kahkahaları ile yüzü iyicene kızarmaya başladı. Zaten; utangaç olan bu çocuk, iyicene güven bucalaması yaşıyordu. "Ne kadar budalayım diyerek" kendi kendine hayıflanmakta ve ağlama pozlarını takınmaktaydı.

Duygularının yoğunluğu ilk Tina’ nın dikkatini çekti. Aslında, travma etkisi ile anormal duygu yoğunluğu yaşamaları ve abartıların olması alışık bir durumdu. Çünkü; dünyada öldüklerini düşünüyorlardı ve dünyaya benzeyen birbaşka yerde yeniden doğmuş gibilerdi.

Lakin; travma etkisinden çok soludukları havanın etkisi de olabilirdi. Tina bu durum da bedenlerinin alışık olmadıkları dünyaya uyum sağlamak için sarfettiği enerji yüzünden duygularının doğru şekilde işlemediğini düşünüyordu.

Bu zaman içinde, Neome tuvalet ihtiyacı duyduğunu hissetti. Grubunda bulunanlara, aranızda hiç tuvalet ihtiyacı hisseden var mı?, diye sordu. Benim tuvaletim geldi diye de ardından sözüne devam etti. Grubun içinde, ufak tefek boylu olan Meşruka benim de tuvaletim geldi dedi. İkisi birlikte , grubun biraz daha ötesin de bulunan mor ağacın altına doğru hızlı adımlar ile gittiler.

Tina, bir yandan konuşmaları dinliyor ve gözucuyla da Neome ve Meşaruka’ yı izliyordu. Bu esnada; Tina onların ne kadar hızlı yürüdüklerini farketti. Neredeyse; beş dakikalık mesafeyi üç saniye de yürümüşlerdi..

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dünya3 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dünya3 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
dünya3 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
10.7.2011 11:16:44
10 puan verdi
Güzel, birazcık daha uzatmışsın bölümü...

İlk bölümlere göre daha dolu ve başaralı olmuş canım. Sanırım sen de yazdıkça büyüyenlerden olacaksın.
Sana tavsiyem "mıştı, muştu, mış" eklerini yani "miş'li geçmiş zamanı kullanma. "Yaptı, gördü, geldi" roman anlatımına daha çok yakışacak. Örnek:

Senin cümlen:
"Tina’ nın yanında olduğunu kavradığında ise, Neome "neredeyiz diye" sesini duyurmaya başlamıştı. David, şaşkınlık ve anlamsızlık dolu gülümserken,Tina dehşet içinde gözlerini hızla kırpıyordu. Tüm insanlar ayağa kalkmaya başlamış ve David’in etrafını hemencecik sarmışlardı.Tina da David’ in yanında yerini almıştı."

Di'li anlatım:

Tina'nın yanında olduğunu anlayan Neome " Neredeyiz" diye seslendi. David, şaşkın ve anlamsız bakışlarla gülümserken, Tina dehşet içinde gözlerini kırptı. İnsanlar ayağa kalkıp, hızla David'in etrafını sardılar. Tina da David'in yanındaydı.

...
Sen karar ver nasıl anlatmak istediğine. Sakın umutsuzluğa kapılma. Güzel olacak biliyorum. Daha şimdiden Amerikan edebiyatı tadı almaya başladım.

Başarılar diliyorum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL