Ağaya kuzu çevirmişler. Kuzu tepsiye konmuş ağa yemeğini çadırın önünde yerken arkasında üç kişi ayakta bekliyor. Kızarmış et kokusu alan aç bir adam yanaşıp selam veriyor ve aç olduğunu belirterek yemek istiyor. Ağa onu kovuyor. Aç adam ağanın etini yiyip çevreye savurduğu kemikleri toplayıp karnını doyurmaya başlayınca ağa adamlarına aç adamı yakalatıyor. Dövüyorlar her darbeden sonra açadam köpeklere küfür ediyor.Ağa açadamı kadıya götürüp açadamdan şikayetçi oluyor. Kendisine ait kemiklerini tutan elinin parmaklarının yada kendisine küfreden dilinin kesilmesini istiyor.
Divan kuruluyor mahkeme başlıyor kadi şikayetçinin ifadesini alıp zapta geçiriyor. Sonra küfürbaz adamdan olayı anlatmasını istiyor. Küfürbaz söze saygı ve tazimle başlıyor Ey Devleti Alinin büyük kadısı ben suçlamaları kabul etmiyorum diyor. Kadı diyorki bak evladım üç şahit var. Ne diyorsun sen? Küfürbaz kadı efendi bu ağa etini yiyip kemikleri köpekler yesin diye çevreye attı onlar ağanın malı olmaktan çıktı. Bende açtım köpekler gelmeden o kemikleri aldım üstlerinde kalan etleri yiyip karnımı doyurdum. Kemikleri köpekler yesin diye toplu halde bıraktım. Ancak hakkını yediğim köpekler yok ve benden şikayetçi olan köpek de yoktur. Ağanın şikayetçi olmasını ben anlamış değilim. Ben ağa ve üç adamından şikayetçiyim. Kadı tekrar küfürbaza soruyor ya yaptığın küfürlere ne diyorsun? Küfürbaz büyük kadı efendi; Ben kemiklerine sahip çıkmayan köpeklere küfrettim. Benim dilimi yaratan Yüce Allah bir kısmını tatlı bir kısmınıda acı yaratmış. Sevindiğim zaman dilimin tatlı tarafı övüyor. Üzüldüğüm zaman da dilimin acı tarafı sövüyor.Kadı küfür bazı severek dinliyor. Kadı onu biraz daha konuşturmak için Küfürbaza somut bir misal ver diyor. Küfürbaz cevap verecek iken mahkemeye pürtelaş giren bir adam kadı efendi ocağına düştüm benim davam hayat memat meselesi lütfen benim davamı öne alırmısınız? Kadı görülmekte olan davayı durdurur. Hayat memat meselesi olan davayı açar. Söyle evladım davanı bakalım der.
Telaşlı adam Kadı efendi davacı ağa komşumuzunda bildiği gibi ben ve annem canımızı dişimize taktık çok çalıştık babamı zengin ettik. Annem ağır çalışmaya dayanamadı öldü. Babam genç bir bayanla evlendi. Babam da genç kadına dayanamadı oda öldü. Üvey annem dul kaldı. Şimdi biz babamın yasını tutuyoruz. Yasımız bitince genç dul kadının rahat duracağını sanmıyorum. Biriyle evlenecek babamın malının üstüne oturacak banada tekmeyi vuracak . İşte o zaman bende ölürüm der. Kadı evladım ben ne yapabilirim ki diye sorar. Telaşlı adam Kadı efendi ben onuda düşündüm söyliyeyim. Babam ölünce benim üvey annemin nikahı boş oldu. Bizim akrabalığımızda bitti. Dul kadın nikahı düşen herkesle evlenebilir. Ben diyorum ki babamın ölüm ilamını alayım gidip dul kadınla evleneyim mirasta dağılmasın eski düzenimizde devam etsin.
Küfürbaz adam mahkemede olduğuna aldırmadadan telaşlı adama kalayı basar ve dönerek büyük kadı efendi işte benim somut misalim zamanı gelince dilimin acı tarafı görevini yapıyor sövüyor kadıyı mahkemeyi dinlemiyor der.
Kadı dilin sağolsun evladım sen olmasan ben terbiyemi bozup küfredip günaha girecektim. Allah senden razı olsun beni bu dertten kurtardın.
Kadı gereği düşünüldü deyince: Mübaşir herkesi ayağa kaldırır.
1-Küfürbazın beraatine
2- Ağa ve adamlarından yediği dayağa karşılık küfürbaza 400 akçe verilmesine
3- Ağadan 700 Akçe alınmasına
4- Alınan 700 akçenin 200 akçesinin iki davanın mahkeme masrafına sayılmasına
5-Ağanın 100 akçesinin ölen kişinin mirasından karşılanmasına
6-Ağaya çevreyi kirletmeden dolayı 100 akçe ceza verilmesine
7-Telaşlı adama mahkemenin düzenini bozmaktan 100 akçe ceza verilmesine
8-Telaşlı adamın ağanın 100 akçe borcu ve 100 akçe mahkeme masrafı ödeninceye kadar alıkonmasına
Karar verdim. Hüküm infaz edilir.
Şeriatın kesmediği dil ve parmak ta acımaz. Adaletin şaşmaz ölçüsü gereği suçlular da hak ettikleri cezayı bulur masalda burada biter.

Yaşar KANŞIRAY