Nedir sevda?
İçine düştüğümüz ve kurtulamadığımız bir tuzak mı, yoksa sonsuz bir yasak mı? Izdıraplı bir tecrübe mi yoksa...

Nedir sevda?
Kalbimize düşen tatlı çırpınışlar mı, mutlu bir deneyim mi yoksa...

Nedir sevda?
Tanımı kolay aslında; sevda, muylulukla üzüntünün, gülmeyle ağlamanın, heyecanla korkunun, sevinçle ızdırabın bir sentezidir sonsuzca...
Sevda; sevdiğin için canını feda etmektir ölümüne sorgusuzca. Sevdiğine sonsuz değer vermektir. Haykırmak, çılğınlık yapmaktır. Acıları görmeden ağlamadan sevmektir...
Düşlerini düşleyerek yaşamak, senden nefret ediyorum derken sevmek, var olmayan ömrünün tamamını adamak, sonra göğsüne yaslanıp onu düşlemek ve sevmek kalbinin sonunu bilmeden içine bakarak...
Oya gibi işleyeceksin sevdanı… uzak köylerde koca yürekli kızların işlediği nakışlar gibi, beyaz yumaklı danteller gibi işleyeceksin... kıyamayacaksın dokunmaya, incitmekten korkacaksın… sana gelen dertler bana gelsin yar diyeceksin…


Kısacası sevda!..
Kurak bir çölde manzaranın keyfini çıkartmaktır...

“Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp ta kendine yük etme!..”

Ömer Sabri Kurşun

23 Haziran 2011