11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1199
Okunma

A gazetesi genel yayın yönetmeni Fuat Bey, saatine baktı; baskıya yarım saat kalmıştı ve elinde karar vermesi gereken iki röportaj vardı… Röportajın biri ünlü bir politikacıyla, diğeri ise ünlü bir oyuncuyla yapılmıştı. Politikacıya ara sıra da olsa işi düşüyordu; fakat oyuncuyu da es geçmek istemiyordu… Çünkü gazetenin günlük satışını düşünmek zorundaydı. Okuyucu, oyuncuların hayatını merak ediyor, gazetenin bir köşesinde herhangi bir oyuncu hakkında bir yazı yazılsa hemen alıp okuyorlardı. Merak(!)
Aslında pek merak edilecek yanları da yoktu hani; bütün yaşamları kameralar önünde geçiyordu ama yine de merak konusu oluyorlardı işte.
Fuat Bey, alnında biriken terleri sildi, biten sigarasını söndürmek için küllüğe bastırmak üzereyken kararından vazgeçip elini sigara paketine uzattı. Paketten yeni bir sigara çıkarıp az önce söndürmeye çalıştığı sigaranın ateşiyle yeni sigarasını yakarken karısı içeriye girdi. Kocasının elindeki biri bitmiş, biri henüz yanmamış iki sigaraya baktı.
“Oh ne ala..! Birinin ateşiyle ötekini yakıyorsun, yak bakalım yak! Şu hale bak; kör duman içinde kalmışsın be adam! Seni de gören memleketi yönetiyorsun sanacak. Altı üstü bir kıytırık gazeteeeeee! Ya bu sigarayı bırakacaksın, ya da ben seni bırakacağım haberim olsun!” diye tehditlerini sıraladı. Zaten canı burnunda olan Fuat Bey’in temelli canı sıkıldı. Acilen karar vermesi gerekiyordu, gazetenin baskı saatine pek bir şey kalmamıştı. Karısı da kendisine destek olmadığı gibi köstek olmakta da üstüne yoktu.
Fuat Bey, politikacıyla yapılan röportajı gazeteye koymaya karar verdi.
“Allah topunuzun cezasını versin, hepiniz magazin delisi olmuşsunuz, sen de onlardan birisin! Kolay mı öyle sigarayı ha deyince bırakmak; bırakacağım, sen de göreceksin!” diye azarlar gibi karısına bağırdı. Sanki karısının suçu varmış gibi, bir de magazin delisi yaptı. Karısı, “Ne halt edersen et!” dedi ve kocasını sigara dumanıyla baş başa bırakıp kapıyı çarptığı gibi dışarıya çıktı. Çünkü kocasının sigarayı bırakacağına inanmıyordu.
Fuat Bey inat etmişti bir kere sigarayı bırakacaktı. Nasıl bırakacağını uzun uzun düşündükten sonra, elinin altında bulunan Google’den kısa bir araştırma yaptı. Ne de olsa hayatımız Google endeksli olmuştu artık. Sigara Bırakma Hattı diye bir hat çıktı karşısına. 171 di bu hat. Ekranda çıkan hattı aradı ve çok uzun bir bekleme süresinden sonra görevliye ulaşıp, sigarayı bırakmak için yardım istedi.
Kendisini sabırla dinleyen görevli, Fuat Bey’i en yakın Sigara Bırakma Merkezine yönlendirdi. Ertesi gün ilk iş olarak Sigara Bırakma Merkezine giden Fuat Bey, eli kolu ilaç dolu olarak evine geldi. Büyük bir gayretle ilaçlarına başladı ve merakla ilaçların sonucunu beklemeye başladı ama olmuyordu… Günler su gibi geçerken sigara denilen meret bir türlü yakasını bırakmıyordu. Her gün ilaç alması onu sigaradan uzaklaştırmadığı gibi, yolda sarhoş gibi yürümesine, yazılarında tasarım bozukluğuna sebep oluyordu. Hatta bir gün, yolda yürürken önüne çıkan bir kamyonun altında kalmaktan, kamyon şoförünün ani freni sayesinde kurtulmuştu. Yoksa çoktan tahtalıköyü boylayacaktı ama bu seferlik paçayı ucuz kurtarmıştı. Ya sonra?
Sonrasını kara kara düşünmeye, sigara illetinden bir türlü kurtulamamanın etkisiyle sinirlenip bağırıp çağırmaya başlamıştı. Bir de eskiye nazaran sigarayı fazlalaştırmıştı sanki. Odasındaki masanın üzerine haplarını ve sigara paketlerini yan yana sıralayıp bir süre onları seyretti. Sonra, bilgisayarını açıp yazılarına bakmaya çalıştı ama aklını bir türlü veremiyor, sigara üstüne sigara yakıyordu. Odasının kapısını yavaşça açan karısı, bir süre çaktırmadan kocasını seyretti. Sonra masanın üzerindeki sigara paketlerine ve ilaç kutuların baktı. Sonra dolup taşan sigara küllüğüne... Kendi kendine gülmekle ağlamak arasında bir duyguyla kocasına acıyarak yaklaştı.
“Allah aşkına Fuat, bunca ilacı içip sonrada sigarayı içmene şaşıyorum doğrusu. Şu meretlerin birisini bırak bari.” Dedi.
Kocası, elindeki sigarayı küllüğe bıraktı. Başını elleri arasına alıp masadaki sigarayla ilaçlarına, sonra karısına baktı.
“Bırakacağım canım, üçünüzden birini bırakacağım ama hanginizi bırakacağım ona karar veremedim henüz.” Dedi.
Karısı ümitle sigara paketine baktı, çünkü onun bırakılması gerekiyordu. Adam karısına baktı. “Seni bıraksam… Ama sen benim kaç yıllık karımsın, seni nasıl bırakır, sensiz nasıl yaşarım? Sonra sigara paketine döndü; seni bıraksam, sen benim hayatıma karımdan daha önce girdin, sana çok alıştım çokkk! Seni nasıl bırakırım?” diye düşündü ve en sonunda ilaç kutularına gözünü dikti. Aynı anda karısı da sigara paketine bakıyordu.
“Bırakılması gereken biri varsa, o da sigara!”
“Bırakılması gereken biri varsa, o da ilaçlar! Çünkü hayatıma en son onlar girdiiiiiii!”
Emine UYSAL 24.06.2011