8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2302
Okunma

Alarmda hiç durmadan çalıyor .Biri şu alarmı sustursun.Ufff..Nerde bu telefon .Hah neyse kapattım.Uff ne olmuş böyle bana, her yanım tutulmuş .Pencere açık kalmış sanırım.Evet hatırladım; gece Fenerin şampiyonluk kutlamaları vardı.Ben de camı açıp bakmıştım.Koskoca Beşiktaşlı ve de tabiki Çarşı olarak kutlarız Fenerbahçeyi.
Hiç de kalkmak istemiyorum yataktan.Bu iş saatlerini ,akşam üstlerine alsalar ne güzel olurdu.En azından uykumu alırdım.Kalkıp acele giyinmeli.Suda buz gibi ama iyi geldi yani.Biraz açıldım .Ama hala kemiklerim acıyor.Ne demeye camı kapatmamışım ben.Neyse havluyla yüzümü de kurulayayım.Bir bakayım aynaya nasıl görünüyorum."çok yakışıklıyım ya Tom Cruise halt etmiş yanımda.Traş olsammı acaba ? Hiçte sevmiyorum.Patronda söyleniyor ama .Aman be boşver.Haftada bir traş oluyorum ona şükretsin.Sanki podyumda mankenlik yapacağım.
Annem de çayı demlemiş .Sofrayıda kurmuş.Çok sevdiğim menemeni de yapmış ,yumurta haşlamış .Canım anam senin hakkını nasıl öderim ben.Heralde ilaçlarını almaya eczaneye gitti.Hemen bir şeyler atıştırıp durağa koşmalı .Yoksa patron zaten heyheyli ,kovar neme lazım.Ben de Amerikaya giderim ne yapalım yani.
Şu durağın haline bak .Sanki İnönü stadyumu.Koskoca İstanbulda bir bu durak varmış gibi.Bu ne kalabalık .Şimdi bekle ki otobüs gelsin.Minübüsede razıyım.Kesin kovulurum bugün ,daha şimdiden yarım saat geç kaldım.
Hele şükür geldi.Bu Hadımköy arabalarıda, ful dolu oluyor ,binmesemmi acaba.Muavin sesleniyor.
-Gel abi gel ,içerde boş yer bulursun.Ben de mecburen bineceğim.Espriyle karşılık cevap verdim.
-Evet haklısın tavanlar boş.Bende örümcek adamım ya oldu bu iş.
Balık istifi şeklinde otobüste ilerliyoruz.Nefes alamıyoruz" açın şu camları diye bağırıyor iki kadın avazları çıktığı kadar"
Neyse durağa geldik , bu işkence bitti.Şimdi diğer otobüsü bekleyelim bakalım..Ben boşuna gidiyorum ,bu gün işten kovulmam garanti en azından bu çileyi çekmeseydim.
Neyse ki Beylik düzü arabaları fazla dolu değil. Arkada boş bir yer var.Kimse kapmadan oturayım.Oh yer bulmak otobüste ,samanlıkta iğne aramaktan beter.Oğlum Halis yine dört ayağının üstüne düştün.
Hala ağrıyor her yanım.En iyisi eczaneden bir kas gevşetici almalı akşam eve giderken.Şimdilik bir ağrı kesici yeter.Başımda öyle şiddetli ağrıyor ki.
-Öhö öhö
Bu öhleyende kim ya.Hım teyzeye bak .Sanki zaptiye nazırı gibi ,başımda nöbet tutuyor."Haydi kalk,ben oturacağım" der gibi gözlerini çevirip duruyor.Elinde de pazar çantası ama boş belli.Demek pazara gidiyor.Ben iyi olsam zaten ayakta dururum.Teyze ayakta durmaktan rengi kızıla çalmaya başladı.Dedim;
Halis kalk oğlum ,bu teyze niyeti bozdu.Bayramlık ağzını ,açtı açacak.
-Buyur teyze sen otur dedim.
"Çok şükürrrrrrr "diye derin bir iç geçirip, benim ısıttığım koltuğa yayılıverdi.Muavin yolculardan gidecekleri yere göre paraları tahsil ediyor.Aslında sabahları çok sinirli olurum ama şaka yapmaktan da geri durmam.
-Yenibosna kaç para muavin kardeş.
-2.75 .
-O değil de , Yenibosna kaç kuruş peki.
-Kardeşim ben Ruscamı konuşuyorum.Senin mi Afyonun patlamadı.Ver şu parayı.Çattık be deyip diğer yolculara yöneldi.
Bu arada yerimi verdiğim teyzeyle göz göze geldik.Bana el işareti yapıyor.Tabi ben başka yere bakıyomuş gibi, görmezlikten geldim.Ama kadın
-Sana diyorum evladım bir gelirmisin ? Dedi.Mecbur millette duydu .Gitmesem olmaz.Yavaş yavaş yaklaştım.
-Buyur teyze hayırdır ? Dedim.
-Sefaköye çok varmı evladım gözlerim pek iyi görmüyor da.
-Daha var teyze .Dedim.Hay demez olaydım.
Kimsin? Necisin? Evlimisin ?Bekarmısın?Memleket nere ?Kütük nereye bağlı?
Bekarsan bizim orda, bir kız var.Helal süt emmiş, seni onla everelim.Kız mavi gözlü ,çocuklarınız da mavi gözlü olur.Yani, teyze beş dakika içinde, beni hiç tanımadığım biriyle evlendirdi.Üstüne üstlük, adını bile bilmediğim ,mavi gözlü çocuklarım oldu.Bir beş dakika daha kalsaydım ,heralde dede olur ,öbür tarafa ,tekmil sualsiz beni yollardı.
Neyse ,Sefaköyde , teyzeyi indirdim Onun yerine ben geçtim .Kızın biri geldi yanıma oturdu .Kız öyle hızlı , mesaj yazıyor aman Allah’ım bir an kendimi onun parmaklarına kilitlenmiş buldum . Gözümle bile takip edemiyorum.
Sessiz harfler, tedavülden kalktımı? Yoksa benim mi haberim yok.Nasıl bir mesaj şekli anlayamadım.Uzay çağı yaşıyoruz dedikleri bu herhal de.Uzaya gitmeden alfabesi gençlerin, diline dolanmış.
Kız bir taraftan yazıyor bir taraftan bana bakıyor.Ben telefona bakarken bile yanlış tuşlar ,elli kez silerim yazdıklarımı.Bu nasıl bir taarruz biçimidir, hey Rabbim.
Kız çatık kaşlarıyla " mesajımımı okuyorsunuz " Konuşsana ne susuyorsun dedi.Gözler ben de parmaklar ful yazıyor aynı hızla.
"Yok ,parmaklarınızın hızına yetişemiyorum .Ben sadece baş harfini görüyorum ,siz diğer mesaja cevap yazıyorsunuz " Dedim.Gülümsedi..
Tabi bu ara da gözüm ,telefonun saatine takıldı."Eyvah eyvahh ben bittim, kırk dakika geciktim .Uff halim perişanları oynamaya başladı.İçime bir sıkkınlık ve partonun yüzüme ,çektiği sigaranın dumanını, üfleyişi canlandı.
Sansar Selim ,Apaçi Faysal,Halil uyumaz kesin dalga geçecekler yine.Tabi onların arkasından diğerleri, Titrek Zafer,Kılıbık Necmi,Yalan makinesi Yasemin,Safinaz Zeynep,Demirbaş hacı, lazkopat Durali ,Panik atak Doğan ,Kel İbo ,Oturan boğa Şaban ,Zek zekeriya ,Çarpık Osman,Sinir küpü Feramuz, Adile Naşit Gül ablamız herkesin bir lakabı var...Ve tabiki ben sahte doktor Halis..
Maraton koşucuları gibi ,koşa koşa ,fabrikaya doğru yol aldım .Güvenlikci, şakacı tavrıyla yina takılmaktan edemedi
-Gelmeseydin bari,saat on oldu.."
-Patron geldimi ? Sırtımdan aşşağıya ter oluk gibi akıyor.
-Seni bekliyor,Haydi yine iyisin.Bol fırça ,bol nikotin ..
Müdürün odasının önündeyim.Korkum tavana, inip çıkıyor.Kalbim gümbür gümbür atıyor.İçime sığmıyor artık.Kapıyı tıklayıp içeriye giriyorum.Öldürecek değil ya?
-Kusura kalmayın ,Biraz geç kaldım da.
Eliyle sigarasının kapağını açıyor,Çakmağı çakıp, derin bir nefes zehri ,sanki çam ağacının oksijeniymiş gibi tepeleme çekiyor ciğerlerine..
-O Halis bey...
-Halis ’e patronu ne dedi?
Halis işten kovuldu mu?
-Halis Amerikaya gidecek mi?
Halis’in hali ne olacak?