Hayat bütün gerçekleriyle serilmiştir önümüze.Bazen durgun ve sakin bazen de büyük dalga ve kasırgalara sahne olan engin bir deniz gibidir yaşam.Bu denizin üstünde küreklere sıkıca sarılanlar sonsuz mutluluğa ulaşacaklardır.

Hayata ancak idealleri,hedefleri,amaçları olanlar ve bunlar için çalışanlar tutunabilirler.

Çalışmak diyoruz ama ne demektir çalışmak.Bir amaç uğruna alın teri dökmek,kendisine ve çevresine faydalı olabilmek.

Bir kuş düşünelim.Yeni doğan yavrularına yiyecek götürebilmek için her türlü zorluğa göğüs geriyor,önüne çıkan engellere aldımadan yoluna devam ediyor.Bunun için de hayatını ortaya koyuyor.Karşısına aniden çıkan rüzgara aldırmıyor ve kanatlarını olanca hızıyla çırpıyor.Bütün bunları yavruları için yapıyor.Ve başarılı da oluyor.

Geceleri karlı dağların başında nöbet bekleyen asker,evine bir lokma ekmek götürebilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışan bir fabrika işçisi,yeni bir tohuma hayat vermeye çalışan bir çiftçi,hedefleri için çalışan bir öğrenci ve daha sayamayacağımız hayata tutunmak için çalışan pek çok kişi.Bütün bu kişiler hem kendilerine hem de çevrelerinde bulunanlara bir parça da olsa faydalı olmak ,kendilerini ve onları mutlu etmek için çalışıyorlar.

Çlışanın kazandığına dair en güzel örnek Ağustos böceği ile karınca fablıdır her halde.Ağustos böceği bütün yaz boyunca alır eline sazını ve şarkı söyler durur.Buna karşı karınca kışlık yiyeceğini temin edebilmek için gece gündüz çalışır.Derken kış gelip kapıya dayanır.Ağustos böceği bakar ki evinde bir tek lokma yiyecek yok.Gider karıncanın kapısını çalar ve karıncadan borç olarak yiyecek bir şeyler ister.Karıncanın bu durum karşısında verdiği cevap tembellerin kulağına küpe olacak cinstendir.Yaz boyunca ne yaptığını sorar.Ağustos böceği saz çaldım saz der.Bu cevap karşısında karınca ’Ya öyle mi yazı sazla geçirdiniz şimdi de oynayın biraz.’ yanıtını verir.

Çalışmak güzel şey dostlarım .Boş durmak hiçbir şey kazamdırmıyor insana.’Başarı merdivenine hiç kimse elleri cebinde tırmanmamıştır.Çıkarken akmayan ter inişte gözyaşı olarak akar.’Bu sözler ne kadar da güzel anlatıyor çalışmanın önemini değil mi?


Şöyle bakın etrafınızdaki başarılı ,zengin kilşilere hiçbiri elleri cebinde tırmanmamıştır o yerlere.Tabi miras yoluyla veya baba parasıyla bir yerlere gelenleri saymıyorum bunun içinde.

Çalışma konusunda örnek verebileceğim bir dostum var sizlere.Ortaokulu ve liseyi dışardan bitirip üniversiteyi kazanan.Bu dostum sadece açıköğretim okumuyor,aynı zamanda bir işte çalışıyor ve çalışkanlığıyla,ahlakıyla etrafındakilerin sevgisini saygısını kazanıyordu.Beraber okuduk üniversiteyi.Şu anda görev yaptığı okulda elinden geleni yapıyor öğrencilerinin başarılı olması için.Bilgisinı tecrübelerini herkesle paylaşan bir öğretmen, dost .Keşke herkesin böyle bir dostu olsa.

Emekli olduktan sonra bir iş hanında müdürlük yaptıktan sonra bilgisayar ve ingilizce kurslarını başarıyla bitirip okuduğu kitapları herkesle paylaşan,çocuklarına torunlarına bırkamak için şiirler yazan bir banka emeklisi olan eniştemi örnek alın kendinize.

Bir işe yaramak güzelken miskin miskin otumak hem kendiniz için hem de insanlık için kötü bir durum.Çalışanı herkes sever sözüne kulak verin.Emin olun ki çalıştığınız zamanlar da siz de kendinizi daha çok seveceksiniz.İşleyen demir ışıldar sözü kulağınıza küpe olsun.

Zaman nehrinde sürüklenen amaçsız bir yaprak olmak istemiyorsanız kendinize yeni hedefler belirleyin her zaman ve bu hedeflere ıulaşmak için bütün gücünüzle çalışın .Amaç ve idealler bir yıldız kadar uzak görünse de onlara ulaşmak bizlerin elinde.Çalışma sonucunda kazanılan başarının ortaya çıkardığı mutluluğu tatmak istemiyor musunuz.O halde ne duruyorsunuz.Yapacaklarınız için hiç bir zaman geç kalmış sayılmazsınız.Her şey sizin elinizde.Yeter ki isteyin,inanın,çalışın ve başarın...