15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2382
Okunma


Bazen içini dökeyim derken, içinden geldiği gibi saçmalamak isteyince, insan onca seçeneğin arasından en güzeliyle başlar. Çılgınlık olsun derken, hayatta en yapmayacağı şeyleri yapar. Hani geri dönüşü olmasa da iğrençliğinin, adı şaka olduğu için rahattır. Dönüşü olmayan yolun en güzel ayrımında hissettiklerini söyler, söylerde baktı olmuyor şaka yaptım der çıkar işin içinden.
Aslında bir içini dökme esnasıdır bu şaka, kendince hissettiklerinin çığlığıdır birazda. Baktın olmuyor, işte dediğin an altında af dileme isteği yatan o kelimeyi içinden milyon kere söylerken, dışından da yüzüne yarı sahte bir mutluluk takıp, ‘ben senin yanında ne kadar rahatım biliyorsun’ edasıyla kimi kandırıyorsak artık, ona şaka yaptım şaka dersin.
Hal böyleyken ben;
Seninle konuşurken bir hoş oluyorum işte. Sesin bir başka gözlerin bir başka diyar oluyor ve ben oradan oraya koşuyorum. Ama bilsen ne tatlı yoruluyorum. Aklımdan çoğu kez geçen; ‘Neden buradayım?’ sorusu senin yanında hiç mi hiç aklıma gelmiyor. Öyle öteme geçtin ki; hani bir an ya seni yada beni birİ gelip alacak diye sessiz sesiz öylece kalmayı yeğliyorum. Fakat nedendir, bir türlü başaramıyorum.
Kendimi kandırırken de ‘ Oh yan gel yat Osman’ der gibi yatıveriyorum sıcacık yüreğinin en sevdiğin tarafına. Sen saçlarımla oynarken, ben kedi gibi mayışıyorum dizlerinde ve içim seninle doldukça kafam nasıl güzelleşiyor bilmiyorsun. Bir gece yarısı sessizliğinde kalıyorum sanki. Bütün dünya uyumuş bir sen bir de ben ayaktaymış gibİ.
İşte sonra içim taşıyor, şımarıyorum, saçmalıyorum.
Şaka yatım şaka diyorsam da inanmadığını bile bile kıyamadığını da bildiğim için sen beni durdurana kadar duramıyorum işte.
İşim gereği onlarca insanla konuşuyorum akşama kadar. Herkesin derdini ayrı ayrı dinleyip gözlemlerken, siz anlatın ben dinliyorum mimiklerinde seni düşünüyorum zaman zaman ve konuyu kaçırmamak adına kısa tuttuğum bu zamanlarda , zamanı nasıl yeniliyorum bilmiyorsun. Kaçırdığım konuları tebessümlerle yakalamaya zorlandığım da oluyor arada. İşte o zaman var ya, ah o zaman!
…………………………………………
Küçük bir espiri patlatıyorum içecek bir şey alır mısınız derken, konuyu kaçırdığımı fark etmesin diye de gözlerinin içine içine bakıyorum, anlatın sizi dinliyorum der gibi toparlayıveriyorum kendimi , rahatsızlık vermeden ve bu kadın erkek genç yaşlı hiç fark etmiyor. Taktik her zaman tik tak tik tak işliyor. Çok nadir aralarda beni sıkan müşteriler olduğunda, müdürümün dahili numarasını çeviriveriyorum bir dosya istemek için. Odaya gelip gözlerimde müdahil ol bakışını gördüğü anda sırasını savıyorum bir küçük sensizliğin daha. Bu müdürümle aramızdaki şifreleşmeyi şu an bu yazıyı okuyanlar öğrendiyse de müşterilerimin bunu duymama ihtimaline sığındığımdan rahat rahat söylüyorum şimdi.
Ah daha bilsen seni sevmelerde neler neler yapıyorum. Ama söylemem, bu aşka bir şımarık yeterde artar. Çünkü her şeyin fazlası zarar, iyi biliyorum.
Seni sevmenin en kötü taraflarından biri de, sen kafamda kalabalıklaşmaya başladığında , her birin ayrı bir dünya oluyor ve ben her birinde ayrı yaşıyorum o anda. Seninle geçirdiğim zamanların uzunluğunu dünya saatiyle ölçmeye kalksam, inanır mısın kaç kez ölüp ölüp dirilmiş olmam gerekirdi. Ki seninde bildiğin gibi hayat çok kısa.
Ve bunca şey olurken ruhum hiç daralmıyor biliyor musun. Senin beni düşündüğünü bilmenin rahatlığı yaşam kaliteme de yansıyor. Bu kez problem çıksa da önemi yok; çünkü zaman çoğalıyor hayalim hayata geçtikçe. İyi düşünceler gönderdikçe bana pek tabii kaçıyor kötü düşüncelerim yalnızlığımla birlikte, bir anda bilinç altımda bir kontrol manyağı olsam da sana gelince önü arkası kesilmeyen tutkumun manyağı oluveriyorum gördüğün gibi.
Ellerimi ateşe bile bile sokmalarımda çıkan cız sesleri gülüşüm değil, aslında birer yanık izi denemesi olduğunu da düşünsem zaman zaman annesini dinlemeyen her çocuk gibi yinede ateşe bile bile dokunuyorum. Sırf denedim deyip teselli olmak için gözlerime saklanmam gerekmesin bir gün diye, etrafımda dönen kıvılcımlar sonradan seni bana hatırlatan minik minik yaratıklara dönmesin diye bir gün , sana bu kadar alışmışlığım sensiz kalmanın hiç denemediğim duygusunu tatmasın bir gün diye korktuğum için işte söylüyorum:
’‘Anladım ki sensizlikle kaybedecek hiç mi hiç zamanım yok!,,