Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın(cc) Adıyla...

Kardeşlerim bugün yazımda önce âlemlerin yaratıcısı tüm noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah’ın(cc) izni, Sonra tüm beşeriyetin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı, bütün mücadelesi ümmetinin mutluluğu olan yüce peygamberimizin (sav) şefaatine nail olma ümidi ile itaat mevzuunu ele almaya çalışacağım.
Kardeşlerim itaat nedir? Kime, neden itaat ederiz? İtaatin sonucunda bizi neler karşılar? Naçizane özetlemeye çalışalım.

İtaat yük değildir kendini bilene. İtaat güçlük değildir gönülden sevene. İtaat; neden, nasıl sormadan, amaç gaye gütmeden boyun eğmedir.
Eğer sevdiğine yapılıyorsa itaat, zor gelmez insana, kırmaz omuzlarını, yerle yeksan etmez gururunu. Bilakis okşar ruhunu tatlı bir meltem esintisi sanki... Anneye, babaya, sevdiğine hürmet etmek, istekleri karşısında boyun eğmek hoş gelir, tatlı gelir erdemli, kendini bilen her insana. Birde zaruret haliyle itaat vardır. Kavgada mağlup olduğun rakibine, cenkte yenildiğin düşmana, yada en basiti işyerinde anlayışsız amirine. Ne ağır yüktür bu itaat. Kimse görmesin istersin. Başın önündedir. Yine de herkes sanki seni gözlüyordur.

Ancak itaatlerin en güzeli Allah’a(cc) ve onun, insanlığın en şereflisi olarak halk ettiği Rasulüne(sav) itaattir. Hem severek hem korkarak itaat edersin. İnsan sevdiğinden korkar mı? Tabi korkar. Hem de insan en çok sevdiğinden korkar. Onun şiddetinden değil onun rızasını kazanamamaktan korkar. Onun kendisinden yüz çevirmesinden korkar. Ona ulaşamamak düşüncesi yer bitirir zihnini. işte böyle bir korkudur Allah(cc) korkusu. Ondan(cc) beklentisi de mükâfat değildir seven kulun. Bir kez rabbim(cc) "razıyım bu kulumdan" dese yeter hak aşığı kula. "razıyım" işte bu. Dünyamız da bu kelime ahretimiz de...
Rızası ise bir şeye bağlıdır yüce Yaradan’ın(cc). İtaat, itaat, itaat. Kulundan razı olması için ne istediği ayan bir şekilde belirtmiş Allah(cc) kurtuluşumuzun anahtarı yüce kitabında: “Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik…” (Nisa Suresi, 64) Bununla birlikte Rasulüne(sav) itaati de çok ehemmiyetle vurgulamış ve demiş ki: “...kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzab / 71) İşte kurtuluşa ermek, Allah’ın(cc) rızasını kazanmak o kadar da zor değil. Dünyalık birkaç menfaat için değil, para için değil, makam için değil, sevdiğinin rızasını kazanmak için itaat edeceksin. Yani hem itaat ederken mutlu olacaksın hem sonunda. Daha doğrusu SONUNDAKİ SONSUZDA…

Allah(cc) hepimizi itaatkâr kullarından eylesin.