Hani hiç beklemediğin bir zamandır, hiç beklemediğin andır sevgi gölgesi bir adım önden takip eder. Kaçarcasına uzaklaşmaya çalıştığın her neyse bırakmaz peşini. Aman dersin almazsın kaaleye. Düşünceler dersin, olmadı ateş dersin dahası dumandı geldi geçti dersin, olursa çok şanslıyım olmazsa da kısmetim değildi bahanesine sığınır unutursun.


Beklediğin beklide içine sindiremesen de söyleyemediğin yaşamın ta kendisidir.Güneşin bin bir rengidir, havadır, sudur yada karanlıkta korkusundan yıldızlarla konuşan küçük kız çocuğunun gözlerindeki parıltıdır.Esaret altında sandığın yüreğinin özgürlüğünü istemesi kadar doğal.

Zamanla unutursun acıları da unuttuğun en ufak ayrıtılar gibi. Hoşuna gider bu durum acılarla olgunlaştım içimdeki çocuk büyüdü dersin. Sonra sadece senin yerini ve şifrelerini bildiğin gizli hazinen gelir aklına. O en derindedir hatıralarını, özlemlerini, yılgınlıklarını hatta en unutulmazlarını sakladığın sandığın kapağını açarsın usulca mazi kokusuyla karşılar seni geçmişin.Gözlerin dolu dolu olur, boğazında hıçkırıkların düğümlendiğini hissedersin..

Sevginin peşinde koştuğun, yakaladım dediğin anda kaybettiğin ve hatta yakalayamadığın için hayatında yer vermediğine hayıflanırsın. Sana anlatılanları hatırlarsın o an, dinlemediğin için ve anlatılanlardan bir haber olduğundan küçücük tebessüm belirir yanaklarında . Çünki bilirsin ki her yaşanmışlık biçilmiş kumaş gibidir, tek seferlik ve sadece onu biçene göre uyarlanmış.

Mutluluk nedir sorusu takılır aklına... Gizlediklerin mi , yaşadıkların mı? Yoksa yarına dair duyduğun kaygıların mı. Aslında Mutluluğun ilk kuralı farkındalıktır , tüm olumsuzluklara karşın en parlak yıldızı güneş belleyip ışık toplamaktır karanlığı aydınlatmak için.

Hakkını vere vere yaşamalısın; Nefes almanın, koşmanın, hatta su içmenin bile hazzı ile dolmalısın, şimdiye kadar hep haksızlıklarla karşı karşıya kaldığını bilsende.

Bu dünya denilen ama tutulacak tek dalı olmayan bilinmezler düzleminde sevgiyi ve aşkı rehberin ederek gerisini düşünmeyeceksin.

Şimdi vakit günaydına beş kala ...
Dünden hayli uzak bugüne çok yakın...
Karanlığın aydınlığa yenik düşme zamanı...

Yeni günde yenilenmeli her şey, sen yenilenmelisin ve her yeni gün yeniden doğmalısın güneşle beraber.

Mutlu olmak için sevmeli, fark etmeli, görmeli vede hissetmelisin çiğ tanesindeki ferahlığı.

Ve bilmelisin ki; "Sevgi karşılıklı verilebilen mutluluktur" Hadi durma aç yelkenlerini...

Uğurtan AKGÜL / Konya