9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1318
Okunma

Son günlerde Esma Kahraman adlı arkadaşımızın yazılarını okuyorum. Eski yazı ve şiirlerini de zevkle ve hayretle okuduğumu itiraf edeyim.
Bir çok yerde düşüncelerimiz çakışsa da bazı yerlerde fikri makasın bir hayli açıldığını itiraf etmek zorunda hissediyorum kendimi.
Ancak temel düşüncelerine katılıyor ve kendimi tutmaya gayret etsem de ilk aşamada yüzümde sathi bir tebessüm hayat bulurken yazının sonunda kahkahalarımı gizlemenin zorluğunu çekiyorum.
Kısa ve öz cümlelerle dizayn ettiği yazı ve şiirlerindeki derinlik ve düşünce zenginliğine hayran olduğum sayın Kahraman’ı kendine özgü tarzını çok başarılı buluyorum.
Yazdıklarının üzerimdeki tesiri hayli fazla olduğundan ben de çevremdeki olaylara ve insanlara biraz Esma Kahraman gözüyle bakmayı denedim.
Hayata bakış açısı ve düşünceleri , olayları değerlendirmesi ve duyarlılığı beni şaşırtıyor.
O’nu okurken "bu benim düşüncelerim" veya "ben de böyle yapmıştım" demekten kendimi alamıyorum.
Bu açıdan bakınca bir kaç hafta önce vuku bulan bir olayı aktarmayı gerekli ve yerinde buluyorum.
Cuma günü olduğundan arkadaşlarla çalıştığımız kurumdan biraz erken çıkıp en yakın camiye girdiğimizde minberde takım elbiseli bir adamın hararetli konuştuğunu görünce biraz şaşırdık doğrusu.
Minberdeki şahıs konuşmalarının arasına serpiştirdiği "inşallah-hayırlısıyla-aleyhisselam- "gibi dini literatürden araklanmış cümlelerle suskun cemaate mühim bir konudan bahsediyordu.
Bir müddet sonra bu şahsın Kızılay Genel Müdürü olduğunu öğrendik.
Zaten konu "kan vermenin sevapları" idi. Oradan anlamalıydık ya...
Şimdiye kadar hiç bir kızılay genel müdürü caide minbere çıkmış halkımızı bilgilendirmemişti.
Sayın Bay Genel Müdür kan vermenin faziletlerini anlatırken birden mevzu Kızılayımızın son icraatını anlatmaya geldi...
Kızılay artık Zekat vermek isteyen müminleri yormadan işi bitiryormuş.
Sadece beyana dayalı bu sisteme göre Zekatımızı Ziraat Bankamıza yatırıp gerisine karışmıyoruz.
Bankaya yatan Zekatlar, mülki amir ve onun belirlediği şahıslar tarafından ihtiyaç sahiplerine veriliyor.
Biz hiç bir şeye karışmıyoruz.
Sadece parayı yatırıp evimize gidiyoruz.
Mülki amir bizim Farz olan ibadetimizi istediği gibi dağıtıyor.
Bu kadar hayırlı bir kurum olur mu?
Olmaz !
Olmazzzz...!!!
İnsanları bu kadar evirmek...
Bu kadar yozlaşma ...
Olmamalı...
Birileri Allah Rızası için müdahale etmeli..edebilmeli.
İnsanların helal kazançlarından "Farz" olduğu için vermek zorunda olduğu "Zekat"’ı ,Allah ve Rasulünün yasakladığı "Faiz"’e bulaştıran bir sistemi ortaya çıkaranları ,Yüce Allah’a havale ediyorum.
Ve bir şey yapamadığım için utanıyorum.
Değişim her yanımızı deşerken,dinimize kadar dayanmış...Haberimiz yok!
O değil de...
Sıra neyimizde bir bilsek...
Ona göre pozisyon alacağız hayırlısıyla..
O değil de...
Kızılay Genel Müdürümüzün "sıfıraltı" plakalı son model Jeep’ini çok beğendim.
Siyah ve gıcırtılısından...
"Ne benzin yer beee" dedi arabadan anlayan arkadaşım.
O değil de...
Hayırlı cuma’lar.