10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1284
Okunma

Canım Nuriyem .
Biliyorsun daha o dükkanın kapısından içeri ilk adım atıp girdiğimde, en son alacağım balık sendin.
Ama, ne yapayım o günkü harçlığım ancak seni almaya yetecek kadardı.
Çok pazarlık yaptım .Balıkçı başı seni bana en son iki liraya verdi.
Gözlerinin feri gitmiş, renklerin solmuştu. Sanki yüz yaşında gibi her bi yerin kırış kırıştı.
Seni, elimde tutup eve kadar salladığım su dolu poşetten çıkarıp yıkadığım biber kavanozuna koymuştum.
Sanırım biraz biber kalmış kavanozda.Nereden mi anladım ? Kavanozun içinde cin çarpmış gibi ordan oraya savruluyor dun.
Adını çok düşünmedim aslında.Bizim aşağı mahallede uyuz bi köpek vardı. Tıpkı ona benziyosun diye sana Nuriye ismini verdim..
Seni alalı altı ay oldu.Ne kadar sağlam çıktın.Vallahi pes dedim.Her gün öleceksin diye beklerken, sen bana inat yaşamaya çalıştın.
Bazen günlerce yem vermeyi unuturdum sana. Aklıma gelince de ya başka işim çıkardı.Yada nasıl olsa, ölür bu deyip önemsemezdim seni.
Bazen o bulanık pis suyun içinde görünmezdin Nuriye. Ben çok tembellik ediyordum.Haklısın.Ama ne yapayım elimden bişey gelmez.Bu da benim huyum.
Seni, arkadaşlarımın balıklarıyla tanıştırmak için onlara götürmüştüm hatırladın mı?
Aslında orada sana bir oyun düşünmüştük.Pirana dolu kavanoza seni atmam için arkadaşlar para teklif etmişlerdi.
Sen ve piranalar.Acaba, canlı bir balığı yiyince ne yapacaklardı .Çok eğlenceli geldi bize baştan.
Ama, ben senin o melül melül gözlerinde ki bakışı görünce utandım yaptığımdan.
Ayda bir suyunu değiştirdiğim zaman lavaboya düşüyodun hatırladın mı ?
Valla içim burkuluyordu. Kavanozu tutup içine girmeni bekliyodum. Sende ağzını açıp susuz kalmışlığınla can çekişiyordun..
Bazen de seni kavanozunun içinden alıp tezgahın üzerine bırakıyordum. Acaba; susuz kaç dakika yaşayabiliyorsun diye.Senin rekorun 34 saniye idi Nuriye .Gözlerin pörtlek gibiydi.Tipsizdin ama benim balığımdın. Ne yazık ki!
Biliyorum, herkes gibi seni pikniklere götürmedim.
Ev gezmelerine yada sinemaya da.Pişmanlıklar yaşıyorum Nuriye.Gece sana uyuman için kırmızı başlıklı kızı okumadığım yada sıcak süt vermediğim için. Şimdi ne kadar dövünsem az Nuriye ama ne edeyim.Benim huyum bu.
Sınavlarımın çok olduğu bir zaman, sana bir avuç dolusu yem atmıştım.Biliyorsun ders çalışacağım zaman her şeyden soyutluyorum kendimi.Facebook ve msn’e hariç.Neyse sen, verdiğim tüm yemleri yemiştin.Sanki kıtlıktan çıkmış gibi ne vardı o kadar yiyecek.Küçük kardeşim "abla senin Nuriye şişmanlamış diyetisyene götür bence "demişti.Tombul bir balık olmuştun .Derler ya "bir dirhem et bin ayıp kapatır".Yok Nuriye yok! Sen o şişko halinle bile hala çok çirkindin.
Acı çektiğini görüyordum.Kabız olduğunu söylemişti annem.Bende dedemin sinamekesinden senin suyuna bir parça atmıştım.Seni tanıyamıyorum Nuriye ne atsam yiyorsun.O sinamekelerden sonra sen erimeye başladın .Sanırım sinameke seni çok halsiz bırakmıştı ama yinede bir hafta sonra eski buruşuk haline dönmüştün.
Ah Nuriye.Biliyor musun ben bu sınavları hiç sevmiyorum.Ne var sanki bahar gelince ders çalışmayıp dağ -bayır dolansak, okul olmasa gezsek-tozsak.Ama benim işim zor ne yapayım.Bazen seni kıskanıyorum Nuriye.İki kuru yemle karnını doyurup yaz- kış suda yüzüyorsun.Ne dert, ne tasa.Ders yok, okul yok, sınav yok .Bazen sırf bu yüzden sana gıcık oluyordum biliyor musun.?
Geçenlerde attığım yemleri yemediğini görünce sebebini merak edip sana bakmıştım.Yan yatmış ve gözlerinle, solungaçların hareketsiz öylece duruyordun.
Önce uyuyor sanmıştım.Bir hafta sonra aynı yemin yerinde durduğunu ve senin aynı şekilde yattığını görünce anladım ki; sen nalları dikmişsin.
Sana karşı çok mahçubum.Ama en azından ölüm törenin için elimden gelenin en iyisini yapmak istedim.Sana karşı sahiplik hissim olmasa da onca zaman kahrımı çekip arkadaşlık yapmış olmanı düşünerek tabiki.
Ama zamanım yoktu Nuriye .Arkadaşlar Ayşe’lere gitmek için beni bekliyorlardı.Seni balkondan bahçeye fırlatmıştım.Sanırım tam fırlatamadığımdan olacak ki sende "pat" diye betona yapışmıştın.O düşüş sesin hala kulaklarımda Nuriye.
Hele komşunun kedileri tekir ile karafatma kılıklı maskaranın seni kapmak için mücadelesi görmeye değerdi doğrusu.
En azından yabancı midelerde değildin .Bu biraz da olsa içimi ferahlatmıştı.
Yine de vicdanım hiç rahat değil, en azından bunu hafifletmek için tıpkı sana benzeyen çirkin bir balık aldım.Adını da Nuriye koydum. Seni onunla bol bol yad ediyorum.
Bunun kaderide sana benzeyecek.Yakında oda balık cennetine gelir, kardeşine sahip ol oldu mu Nuriye?
Seni, çok sevmek için çabalayan ama sevmeyi bilmeyen sahibin Hayriye.