Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
reyya
reyya

yasaklı yürekler 4

Yorum

yasaklı yürekler 4

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

547

Okunma

yasaklı yürekler 4

YASAKLI YÜREKLER
Bölüm 4
Gasilhaneye yaklaştıklarında karşılaştıkları kalabalıkta birden bocalayıverdi. Sadık’ın kolunu hafifçe sıkması içini ferahlattı. Kalabalığın içinden sıyrılarak kapısına geldiklerinde kulakları uğulduyor, gözlerinde noktalar uçuşuyordu.

Bir tahta sandalye getirdi Oğuz. Kendisi gibi hayatın kışına yaklaşmış, eski bir sandalye. Bırakıverdi kendisini üstüne. İçinde tanıdığı ama ne olduğunu çıkaramadığı bir şeyler kıpırdanıyordu. Beklemeye başladı. İnsanların çokluğu rahatsız etmişti ruhunu. Artık bu merasim bitsin evine, huzurlu ortamına geri dönsün istiyordu.

Ferit’i gördü sonra. Önüne diz çökmüş, elleri babasının dizlerinde, endişeli ve ıslak gözleri babasının gözlerindeydi. “ Nasılsın baba, annemi yıkıyorlar içeride, birazdan bizi de içeri alacaklar.” Cümlelerini zar zor duydu. Besbelli oğlunun boğazında da acılardan bir düğüm oluşmuştu. Hafifçe babasının dizlerini sıktı. “İstersen şimdilik sen gelme. Burada otur. Annem hazırlanınca gelip alırız seni.”

Cevap veremedi. Dudakları kilitlenmiş gibiydi. Hafifçe başını salladı. Üç oğlu kendisini bırakıp kapıya yönelmişlerdi ki, kapı aralandı. İçeri girdiler.

Sabahtan beri hafızası ona oyunlar oynuyordu. Darmadağınık zihni, kendisini geçmişin karelerinde dolaştırıyor, pek çok ilgisiz anının üstünden tozlanmış örtüler birbir sıyrılıyordu.

Etrafına anlamsız gözlerle baktı. Asırlar kadar uzak bir zaman öncesinde gene buradaydı. Ne için geldiğini hatırlamaya çalışan beyni uğultular çıkararak hayatını gözden geçiriyordu. Hafif bir sıcaklık hissetti ensesinde. Küçük bir ter damlası, sırtından hafif dokunuşlarla düşüyor, ama ne zaman yine burada, bu gasilhanenin kapısında oturduğunu hatırlayamıyordu. Annesi ve babası için miydi acaba? Düşündü…

Hayır. Onları köye gömmüşlerdi. Bu sahne, o zamana ait değildi. Beyni son kıvılcımlarını çakıyor, yine de hafızasının kayıp hücrelerini bulamıyordu.

Bir zaman sonra kapı tekrar inleyerek açıldığında, baldızını iki görevlinin kolları arasında gördü. Yıkılmış, perişan, ayakta durmaya mecalsizdi.

Baldızının yüzü karısına çok benzerdi. Sevmezdi baldızını. Ağlamaktan kapanırcasına şişmişti baldızının gözleri. Belli belirsiz bir an bakışları karşılaştı.

Zihninde bir sahne daha canlandı bu bakışlarla. Yine böyle, bu kapıda, yine şişmiş, boş bakışlarla bakan biri tozlu örtüler arasından sıyrılmaya başlıyordu.

Artık engel olamadığı beyninin hummalı çalışmasını çok uzaklardan seyrediyordu. Gözlerini bir sis perdesi kapamış, oturduğu yerde bekliyordu.

Yavaş yavaş, sisler dağıldıkça, tıpkı baldızı gibi yıkılmasın diye kollarına girilmiş bir kadın gördü. Genç, güzel ve yine böyle dünyası virane olmuş bir kadın.
Düşündü. Karısı idi…..
omzunda bir kol hissetti. Zayıf ince bir kol. Kendisine sarılarak kulağına baba diyen bir delikanlı. Yeni bıyıkları terlamiş, ele avuca sığmayan, hayatının baharı henüz başlamışken aralarından ayrılan oğlu.

Tek oğlu, biricik yavrusu, gözünden sakındığı Nusret’i yanıbaşındaydı işte. Esmer, incecik boylu yavrusu. Hayatın zalimce yuvalarından söktüğü nazlı fidanı…

Biricik yavrusunun ölüm haberini aldığı güne uzanmıştı düşünceleri. Ellerine iki damla yaş düştü. Serin ince. Oğlunun elleri zannetti. “Ağlama baba” dermiş gibi geldi ona. Bir mahcubiyet hissetti birden. Oğluna diyemedi. “Senin bizi bırakıp gittiğin gece…” diye başlayan cümleyi dili tamamlamaya utandı. Karısını düşündü. O gece bütün acısını karısına zehir olarak akıtmış, bu zehir çağlayanı içinde karısının “keşke ben ölseydim” yakarışları sessiz kalmıştı.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yasaklı yürekler 4 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yasaklı yürekler 4 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yasaklı yürekler 4 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
erolabi
erolabi, @erolabi
5.4.2011 13:13:21
Yazarken yaşıyormuş gibisiniz...
Bana öyle geldi...
Selam ve dua ile..
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
5.4.2011 10:39:14
Merhaba Sevgili Reyya

Bu çalışma sanırım roman. Öyküye göre çok ağır. Mesela bu bölümde bir iki hareketin dışında başka eylem yoktu. Ama duygu hissedilir derecede ağırdı. Sanırım duygusu fazla bir roman olacak. Hocamın bana yaptığı tavsiyeyi ben de size yapacağım, devrik cümle ahengi bozuyor. Kullanmamaya dikkat edin. Devrik cümleler şiirsel anlatımlarda daha güzel durur. Uzun öykülerde ve romanlarda okuyucuyu zorlar. Ben çok sık devrik cümle kullanırım ama, yazılarım ya denemedir, ya mektup...

Diğer bölümleri de okumam lazım. Kurgunun ne yönde gittiğini bu şekilde anlayabilirim ancak.

Sahneyi aktarışınızı çok beğendim. Gerçekten en ince figüre kadar gözümde canlandı olay yeri. Gerçi bizler zaten hayal gücü geniş insanlarız. Önemli olan hayal gücü geniş olmayan okuyucuyu da sarabilmek.

Bana göre dolu bir kalemsiniz ve yazdıkça ufak tefek sıkıntıları aşacaksınız. Ben öyle yapıyorum. Her yazımda bir şey öğreniyorum:)) Zaten öğrenmek ve bilenmek için buradayız...

Takip edeceğim iğnşallah yazılarınızı. Hatta şimdiden adamın kime aşık olacağı konusunda tahmin yürüttüm bile:)

Sevgiler.
lemide
lemide, @lemide
5.4.2011 10:01:13
üstadem yaşatıyorsunuz o anları bir bir tebriklerimle
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL