(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
canım okadar güzel anlatım var ki sanki yaşadım. Hele Buse nin tam o hapı içeceği zaman kapısının aniden açılması yaşadığı panik... devamını merakla bekliyorum . Minik kuşun kucak dolusu sevgilerini bıraktı sayfana
İbretlik su gibi bir çırpıda okunacak türde öykünüzden hem ders hemde keyif aldım.Tehlikenin nereden geldiği belli olmuyor kimi kere iyi etüt etmek arkadaş gurubunu iyi seçmek gerekiyor haklısınız kutlarım özgün kaleminizi saygılarımla
Veysel beyin dediği gibi yazının sonuna eklediğiniz iki özlü söz ilk etapta okuyucuda ben bu filmin sonunu biliyorum hissi uyandırıyor. Bu yazar için yazının sürükleyiciliğini kaybetmesi adına dezavantaj gibi gözükebilir.
Fakat ilk bölümün sonunda “Neyin nesiydi ayaklarının dibine yuvarlanan hap?” şeklindeki son cümle ile bu dezavantajı büyük bir avantaja dönüştürmüşsünüz.
Düşünüyorum da; Buse amansız bir hastalık neticesinde tedavi maksatlı hap kullanıyor olabilir veya Buse uyuşturucu niyetine hap kullanıyor olabilir ya da Asya’nın hap zannettiği şeyler belki de bonibon şekeridir. Belki de en kötüsü Buse hap yaparken yakalandığı için paniklemiştir. Öğğk ne ayıp :- ).
Şaka bir yana “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözünden hep bir negatif mana çıkarmaya şartlanmışız sanki. Sanki Buse Asya’yı yoldan çıkaracakmış gibi bir duyguya kapılıyoruz. Oysa atasözünü pozitif bir bakışla ele alırsak pekâlâ Asya da Buse’yi hizaya getirebilir.
Filmin finali için pardon yazının ileriki bölümleri için yazara sipariş veriyormuş gibi densizlik sayılmazsa şayet sonunda iyi şeyler olacak gibi bir his var içimde
Başarılar
Saygılar, selamlar
Ağyar tarafından 4/6/2011 3:09:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
:))) Sevgili ağyar, siz yazılarınızdan bizleri daha ne kadar mahrum bırakacaksınız? Sizden öğreneceğim çok bilgi varken, yazmamanız haksızlık değil mi? Bilemiyorum bakalım Asya neler yaşayacak? Bonibon mu, nedir bir sonraki bölümde belli olur galiba. Sevgi ve saygıyla
Canım benim çok teşekkür ederim. Okulumundaki öğretmenlerimin sayesinde daha iyi olmaya çaba safrediyorum. Tabi elimden geldiği kadar.Teşekkür ederim canım. Bandırma'dan kucak dolusu sevgilerimle
Artık herkes seri yyazıyor.aslıonda iyide ediyor çünkü okuyucu kısa kısa öyküleri sever benimde huyum biriktirip hepsini birden okumak... ama bunu okudum.. üzüm üzüme bakarak kararı diyenlere,ailede kendini kanıtlamak isteyen çocuklara ..ruhsal açmazları göstermek onları mutlu kılmak aslı görevimiz değil midir...
öykü sıkıntısı çekenlere diyorum ki hayatımı anlatayım öyküleştirin...hem ben zengin olurum hem siz:)))) gerçekten güzel bir öykü başlıyor sıkı takip edeceğim söz... sevgilerle dostum.
Ah be dostum yazarlıktan kim zengin olmuş? Senin hayat hikayen gerçekten yazmaya değer ama benim cılız kalemim yeter mi yazmaya? Hepimizin evadı var, gençken ana babalarımızın neler çektiğini, biz evlatlarımızı büyütürken daha iyi anlıyoruz değil mi?
Ayyyyy amma sorulu bir cevap oldu bu :))) Teşekkür ediyorum Sevgi ve saygıyla dostum
Merhaba Sevgi Hanım; Yazım tarzınız güzel. Dizi yazınızın bundan sonraki bölümlerinde yararlı olacağını umduğum bazı eleştirlerim olacak. ** Asiye Hanım bütün pencerelerini açmış, evi havalandırırken, cümlesinde, "Asiye Hanım bütün pencerelerini açmış," ifadesi biraz aksak olmuş. "Asiye Hanım, bütün pencerelerini açtığı evini havalandırırken" daha uygun düşerdi. Aynı uzun cümlede önce tiz sesiyle sokağı çınlatmış. Ardından bağırmış. **O'nu, O'na gibi ayrımlar, Allah ve çok büyük şahsiyetlere özgüdür. ** Bey'e, Hanım'a gibi ayrımlara da girmeyin. ** Konuşmaları, paragraf gibi ayırmayın. ** Ah Sevgi Hanım ah! Yazının sonuna atasözüyle VİCTORİA JOHNSON'un sözünü niye koydunuz ki?..Dizi yazınızın nereye varacağını şimdiden belli etmişsiniz. Başarılarınızın devamını dilerim. Saygılarımla.
Öncelikle güzel yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca hatalarımı göstermeniz beni sevindirdi. Burası benim okulum, sizler de öğretmenlerimsiniz. Değinmiş olduğunuz konulara, sonraki yazılarımda daha da dikkat edeceğim. Bu öyküyü tek bölüm olarak yazıyordum, uzayınca iki bölüm yapmamın daha uygun olacağına karar verdim ve işin aslı tek bölümün altındaydı atasözü ve Victoria Johnson'un sözü. Kopyalarken eklendi, bir daha da düzeltmedim :))
Değerli yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. Sevgi ve saygımla
İbretlik bir serüvenin başındayız. Ebeveyn olmanın en zor yanı doğru ve yanlışı öğretebilmek. İş orada da bitmiyor. Bizler yanında yokken yanlıştan kaçınması ve doğruyu seçebilmesi... Antenleri, sürekli açık olacak, ebeveynin. Ki bu görev daha çok anneye düşer. "Leb" demeden, leblebi dediğini. "Leblebi" dediğinde de aslında ne demek istediğini anlayacaksınız.
Çok şükür, büyüdüler... Bir süreliğine dinlenebilirim...:-)))
Yüreğine sağlık arkadaşım. Takipteyim...Sevgilerimle.
Evet canım bir süreliğine dinlen, zira torunlar büyümekte. Rabbim sağlıklı ömür versin. Ben her zaman söylüyorum,annelik en zor meslek.Hele babasız. Ama etrafımda gördüğüm bir çok olay da var. Babaların çoğu, çocukların bir hatasını gördüğünde, suçu hemen anneye atıp, "gördün mü senin kızın ne yapmış" ya da" senin oğlun" deyip, işin içinden sıyrılmasını biliyorlar. Sevgimlesin arkadaşım
Sevgi'ciğim yeni öykü seriniz hayırlı olsun, ilgiyle okudum.Çocuğu olan her annenin onlar büyüyüp, kendilerini idare edecek reşitliğe ulaşana, o deli yaşarları geçene kadar yürekleri titrer.Umarım uzun soluklu bir öykü olur.Tebrikler canım, takipteyim, sevgiler.
Canım arkadaşım evlat yetiştirmek "iğneyle kuyu kazmak" derler ya, öyle gerçekten. Hele bu devirde daha da zor. Belli etmeden, anne babanın devamlı gözleri çocuğunun üzerinde olacak. Çok teşekkür ederim. Sevgimlesin
ÇOCUĞU OLAN HER AİLE BU DURUMU BİLSEDE BİLMESEDE YAŞAYACAKTIR...zor yıllar hele birde güzelse....etrafındaki herkes kuzu postuna bürünmüş....kurtlardır...ufak bir şeyi bahane edip darılıp odalarına çekilip yemek bile yemezlerya....hırçın dalgın kafaları hep doğru bildiği yanlışlarla doluysa...birde sorumsuz kız yaşında kadın hevesli hercai bir arkadaşı varsa...işi çok zor o ana ile babanın....güncel bir konunun içindeyiz.... merakla bekliyoruz hadi kolay gelsin...bekletme peşpeşe yazki konsatremiz bozulmasın....mavi kalem....saygılar....
Evlat yetiştirmek çok zor abi, hele babasız yetiştirmek iki kat daha zor. İnanır mısın, üniversiteye başladığı yıl okulun önüne giderdim, gizliden izlerdim, kızım otobuse bindiğinde ben de taksiye biner, ondan önce eve gelirdim. O bilinçle yetiştirmeye çalışıyoruz ama bir arkadaş hayat karartmaya yetebiliyor. Şükür ki, önce Rabbim sonra kızımın olgunluğu sayesinde büyütebildim. Amann kızım duymasın :)))
Çocuğu olan bütün ebeveynlere Rabbim yardım etsin. Fazla uzatmayacağım inşallah abi. Sevgimlesin
Canım benim, ne güzel atasözü. Çocuklarımızı büyütürken, en korktuğumuz olaylardan biri de uyuşturucu. Kızım ünüversiteyi kazandığında, sülalecek "kimseden ilaç alma, her verileni yiyip içme" diye tembih ede ede bir kaldık. Çantasına mutlaka bir ağrı kesici koyardım. Başı falan ağrıdığında, kimseden bişey almasın diye. Evlat yetiştirmek çok zor. Sevgilerimle İnciciğim.
Ohhhh... Kabarmış mis gibi bir kek... Gecenin bu saatinde nasıl d a açıkmışım... Ohhhh... ASYA da aşık oluyor ne güzel derkennn.... İşler karışacak gibi birden... İştahım da kaçtı...
Sevgi kıyma ASYA ya ne olur boz arkadaşlıklarını ... Bir kenara çek gerçekleri anlat ASYA ya...
İstediğiniz kek olsun Bedri Bey, yapar APS ile gönderirim :) Asya'ya gelinc; Buse'yi görünce çok değişti. Beni dinler mi dersiniz? Ben yine çekerim kenara da, gerisi O'na kalmış. Çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygıyla
İşte yeni bir seri serüvenimiz daha başlıyor:)) Çoktandır seri yazan yok. Çok başarılı bir şekilde sürüp gideceğine eminim. Yazdıkça büyüyenlerdensin Sevgi Abla...Ama yol uzun, hem de gönül verene göre meşakkatli...Yolun hep aydınlık olsun, senin ve dahi herkesin.
Canım benim, öyle uzun soluklu olmayacak. En fazla 3 bölüm. Sitede uzun soluklu öykülerin bir bölümünü kaçırdığın zaman, diğer bölümlerde kopukluk oluyor. O yüzden biraz kısa yazmaya özen gösteriyorum. Söylediklerin için teşekkür ederim canım. Güçlü kalemler öğretmenlerim. Sen başta olmak üzere, sizlerden birşeyler öğrenmeye çalışıyorum. Sevgilerimle Aynuurcuğum
İnşallah Asya arkadaşından etkilenerek kendini uyuşturucu batağının içinde bulmaz değerli yazarım, sanki gidişat öyle gibi gösteriyor, onun her yaptığını taklit etmeye çalışan ASYA umarım bu badireyi yara almadan atlatır, devamını merakla bekliyorum, her zaman ki akıcılığında sıkılmadan okunan bu çok güzel yazının sevgili yazarını kutluyorum, selam ve sevgilerimle.
E arkadaşım şimdi ipucu verirsem, o zaman okumazsın :)) Yok, ipucu falan yok. Bakalım 2. bölüm nereye sürükleyecek bende henüz bilmiyorum. Kalem ne yazacak bekleyip görelim :)
Eskiden romanlarda, özellikle kasaba romanlarında memur ailelerle ilgili sahneler olurdu ve ben merakla bu sahneleri okurdum. Çok sonradan idrak ettim ki bu kasba memurlarından biri de bendim, Hay Allah demek zorunda kalmıştım. Bazen insan içinde bulunduğu durumun idrakinde olamayabiliyor.
Gençken insanlar arakadaş seçerken, çokşeyin ayırdında olmazlar, içlerinde bir hinlik taşımaktan uzak oldukları için herkesi kendileri gibi melek sanırlar...Sadece duyguların örtüşmesi arkadaşlık için yeterlidir.
Benim rahmetli babam da öğretmen olmasına rağmen, hiç tayin olayı yaşamadık. Aslında bazen "keşke babam tayin olsaydı da, değişik yerler görseydim" dediğim çok olmuştur. Ama evlendikten bu güne kadar baya yer gördüm sayılır. Şimdi de "Sevgi yeter artık, yerleş bir yere" diyorum :) Sevgi ve saygıyla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.