14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1171
Okunma
Bir kadın cesedi daha bulundu…
Ormanlık bir alanda, çevrede yaşayan vatandaşların ihbarı üzerine, olay yerine giden Cinayet masası ekipleri tarafından; otuz-otuz beş yaşlarında olduğu tahmin edilen, bir kadın cesedi bulundu. Yetkililerin yaptığı incelemede, kadının, boğularak öldürüldüğü ve ormanlık alana gömüldüğü anlaşıldı. O bölge yakınlarında, daha önce işlenmiş iki cinayetteki benzerlikler nedeniyle, seri bir katilin varlığına işaret ediyorlar. Çevrenin incelenmesi, otopsinin tamamlanması ve çevredeki vatandaşların ifadeleri alındıktan sonra bir açıklamanın yapılacağı bekleniliyor.
Büyük tirajlı bir gazetenin üçüncü sayfasında yayınlanan bu haberle birlikte o bölgede yaşayan insanların tedirginliği artmıştı. Daha önceki iki kadın cinayetinin ardından, üçüncü cinayetin o bölgede işlenmesi, seri katilin varlığını ve katilin o bölge veya bölge yakınlarında bir yerde yaşıyor olması şüphesini güçlendirmişti.
Diğer cinayetlerle bu cinayetler arasında yaklaşık sekiz ay gibi uzun sayılabilecek bir zaman geçmesi, olayı unutturmuş ve araştırmaların sonuçsuz kalması da olayın üstünü kapatmıştı sanki. Son işlenen cinayetle birlikte tekrar eski cinayetler hatırlanmış ve katilim kimliği ile ilgili meraklı insanlar kitlesi oluşmuştu. Gazetelerdeki haberler ile televizyon ana haberlerinde yayınlanan bu haberin ardından, Emniyet teşkilatında bir hareketlenmeye sebep olmuştu.
Bu olayın takipçilerinden biri de, gazeteciliğe yeni başlamış olan cinayet haberlerinin yeni muhabiri Cüneyt’ ti. Mesleğini çok seviyor ve gelecekte, daha büyük tirajlı gazetelerdeki haberlerin mutfağında yerini almak isteyen, idealist bir muhabirdi. Eğitim hayatı boyunca, beğendiği gazetecilerin hayatını ve onları başarıya götüren süreci okumuş ve onları örnek almıştı. Okulunu başarıyla bitirdikten sonra önce küçük yerel gazetelerde görev yapmış, kendini kanıtlamaya başlayınca da, şimdi çalıştığı gazetedeki görevine başlamıştı. Magazin haberciliğinden çok araştırmacı gazeteci olmak istiyordu. İdolü olan Uğur Dündar’ ın, uğradığı haksızlıklar karşısında yılmayışı ve daha güçlü olması onu çok etkilemişti. Her türlü yolsuzluğa karşı savaş açması belki delilik gibi görünse de, Cüneyt’ in takdirini kazanmıştı.
Gazetedeki görevine başladığında, tek açık haber bölümü olan cinayet haberleri bölümü olduğu içinde başka bir seçeneği kalmamıştı. Kişilik olarak çok narin bir yapısı olmasına rağmen işi gereği eline aldığı fotoğraf makinesi ile ilk cinayet görüntülerini almak üzere maktulün başına geldiğinde, kanlar içindeki cesedi görür görmez, midesi bulanmış, hafif bir şekilde başı dönmüş ve gözlerinin karardığını hissetmişti. Biraz geride durduktan sonra görevinin sorumluluğu aklına gelmiş ve yavaşça yaklaşmıştı olay mahalline. Diğer muhabirlere baktığında, onların olayı görüntülemek için birbirlerini itekleme derecesine varan çabalarını gördüğünde, bir zaman sonra kendisinin de bu durumda olacağını tahmin edemiyordu sanki. İlk fotoğrafı çekerken midesi bulanmış ve işi bittikten sonra da hızlı adımlarla uzaklaşmıştı oradan.
Aradan neredeyse geçen iki yılın sonunda, görev yaptığı bölümün sorumluluğunu almış ve daha çok bağlanmıştı. İnsanların, geçim sıkıntısı, stres ve buna benzer yaşanan sıkıntılar sonucunda, cinayetler de çoğalmıştı son yıllarda. Metropol haline gelen büyük kentlerin, yaşamın içindeki çırpınışlarıydı bu tür olaylar.
Aradan geçen zamanın sonunda, duygularını frenlemeyi ve işinin gerektirdiği bir soğukkanlılıkla yapmaya başlamıştı. Son öldürülen kadın ise içinde hapsettiği dedektiflik ruhunu kamçılamıştı sanki. Bir şekilde, bu cinayetlerin katili bulunmalı ve cezasını çekmeliydi. Son zamanlarda tek düşündüğü şey bu olaydı. Olaya ait görüntülere tekrar tekrar bakıyor, cesedin başında aldığı notları tekrar gözden geçiriyordu. Cinayet filmleri alıyor, onları seyrediyordu. Seyrettiği filmlerde, katil mutlaka bir iz bırakıyordu. İşte, işin püf noktası da buradaydı. Neredeyse, bütün cinayet filmlerini seyretmişti. En son seyrettiği filmdeki bir detay dikkatini çekmişti. O sahneyi; defalarca seyretti. Katil, hep aynı tarzda ve aynı bölgede cinayet işliyordu. Polisin incelemesinin sonucunda, aleyhinde delikler tespit edilen bir zanlı yakalamıştı. Zanlı, ısrarla suçlu olmadığını söylüyordu. Kendini temize çıkaracak, ne bir görgü şahidi, ne de kanıtı vardı.
Dedektif Michel ise o kişinin katil olmadığını düşünüyordu. Katilin belli bir süre sonra tekrar yeni bir cinayet işleyeceği konusunda önsezilere sahipti. O bölgede bir sivil polis görevlendirmişti. Ayyaş bir adam kılığına girmiş bu polis, gece gündüz o bölgede sabırla takibe başlamıştı. Bir ayrıntı da, katilin cinayeti işlediği gecelerin, ayın dolunay zamanlarıydı. Dedektif Michel, hesabını yapmıştı. O gece bir kadın cesedi daha bulacaklarına yüzde yüz emindi. Sivil polise, o gece daha dikkatli gözlemlemesini söylemişti. Tam evine dönecekken vazgeçti. Arabasını bölgeye yakın bir yere park etti. İçinde beklemeye başladı. Arabası, bir parkın yanındaydı. Yürüyüş yapan, spor yapan insanlar yanından geçiyordu. Bunların çoğunluğu da kadınlardı. Tam o sırada, arabanın yanından, iyi giyimli, oldukça yakışıklı, sarışın ve mavi gözlü birisi geçti. Durmadan etrafına bakıyordu. Hareketlerinde bir gizemlilik vardı sanki. Arkasından onu izlemeye başladı dedektif…
Sonunda, katilin izlediği adamın olmadığı ortaya çıktı. Kimsenin dikkatini çekmeyen, parkın gece bekçisiydi katil. Onun yaşamını ele aldıklarında, çocukluğunda yaşadığı olayların psişik etkilerinin yansımasıyla, cinayetleri işlediği ortaya çıkıyordu.
Film bittikten sonra elindeki bilgileri tekrar gözden geçirdi. Öldürülen kadınların aynı bölge ve aynı yaşta olmaları, cinayetleri aynı kişinin işlediğinin işaretiydi. Üstelik, ölen kadınların ortak bir özelliği de; evlerini terk etmiş kadınlar olmasıydı.
İlk öldürülen Sevda ; kocasından boşandıktan sonra İstanbul’a gelmiş ve kadın tacirlerinin eline düşerek hayat kadını olan birisiydi.
İkinci öldürülen kadın Ferda ; Kocası tarafından, bir geneleve satılmış; kendi çabalarıyla kaçtığı İstanbul’ da, fahişelik yapan bir kadındı.
En son öldürülen kadın Şeyma; bulunduğu bölge yakınlarına yeni taşınmış, geceleri oto yolda fahişelik yapan bir kadındı.
Katil; bir iz bırakmış olmalıydı. Pencerenin önüne ilerledi. Bir süre dışarıyı seyrettiKten sonra yatak odasına döndü. Uzun bir süre karanlıkta, cinayetleri düşünerek uykuya daldı...
DEVAM EDECEK
Nermin KAÇAR - BOLU
24.03.2011