6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1007
Okunma
Değişim kaçınılmaz.
Hayatın her an’ı aslında değişimle geçiyor.
Biz göremesek de,hissedemesek de
Nihayetinde insan değişim son basamağında, aslına,ilk zamandaki haline dönüyor.
İyilikleri ve kötülükleriyle beraber.
Bir kilo gelen bir "şey" ’i beşyüz gram tartan terazinin ölçüsü arızalı değil mi?
Tartılanda değil tartanda olan yanlışlık tartılan "şey"’in değerini,ağırlığını değiştirmez.
Hata tartan terazide olunca hakiki ağırlığı bilmek mümkün değil.
Teraziyi değiştirmek lazım.
Değiştirmek mümkün değil mi?
O zaman teraziyi tamir etmek/ettirmek kaçınılmaz oluyor.
Kısa ve ızdıraplı hayatın yanılttığı gönüllerimizi hangi terazinin kefelerinde tartabiliriz?
Hangi terazinin ölçüsü acılarımızın,merhametimizin ve insanlığımızın ağırlığını gösterir?
Hayatın çukurlarınadan inip çıkarken tartıldığımızı göremiyoruz...
Sözlerimizin ,eylemlerimizin dahası her saniyemizin hassas ve adaletli terazide tartıldığını göremiyoruz.
Gazete başlıklarına siyah ve kocaman harflerle düşen haberlere gülüyorum.
Endişe ve korku salıyor insana ya...
"Telekulak- Herkesi dinlemişler"
İnsanlar korkuyor konuştuğu mahrem konuların başkaları tarafından dinlenmiş olabileceği ihtimalini düşününce...
Ya bir de "gizli kamera" lar var ya !
Aman Allahım...
Ne korkunç...
Ekranda kendini uygunsuz seyretmek...
Öff..öf !
Oysa üzerimizde taşıdığımız "Melek-Kulak" lar ve " Melek-Kamera"lar ne iş görür dersiniz ?
Yarın yaptıklarımızın önümüze dökülmeyeceğini mi zannediyoruz?
Hem ses hem de görüntü gayet net olacak emin olun.
Bir de şahitler...
Elimiz ,gözümüz ,ayağımız...
Uff..uf !
"Kendini büyük görerek bana kulluk etmeyenler, boynu bükük, zavalli bir durumda cehenneme gireceklerdir.»
(Mü’min Sûre-i Celilesi: 60) diyor Yüce Allah...
Boynu bükülsün ve ateşe girsin ister misiniz sevdiklerinizin ?
Ya kendimizin girmesini arzular mıyız ?
Haklısınız.