18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma


Çocuk eğitimi konusunda kurs almadım ama çocukların masumane dünyalarına girmek oldukça hoşuma gider. Onların neler hissettiklerini araştırmak,bilmek ayrı bir mutluluk verir bana.
İki oğlum da uçup gittiler yanımdan. Şimdi çocuklukları, hayal gibi geliyor.Ne çabuk büyüdüler de kendi başlarına özgürce yaşıyorlar. Zaten hiç kısıtlama getirmemiştim onlara…Bir arkadaş gibi olmak istedim onlarla.Hayatı kendi pencerelerinden görmelerini salık verdim. Kendi doğrularımı,üzerlerine empoze etmeye çalışmadım.Yapacakları yanlış ve doğru hareketlerinin sonucunda ceza ve ödülü kendilerinin tatması gerektiğini vurgulamaya özen gösterdim. Bu konularda ne derece başarılı olduğumu da doğrusu bilemiyorum…
Şimdi kızım Aysu ile baş başayız. Sabahtan pazarda tezgahı açar açmaz, koşarak kızımın yanına geliyorum.Dışardan kapının kilidine anahtarı sokup da sola iki kez çevirdiğimde;çıkan sese karşılık,içerden bağırıyor.
- Babacığım,sen misin?
- Benim, kızım!
İşte o zaman yalnız kalmanın korkusunu üzerinden atıyor,başlıyor benimle konuşmaya.Ciddi bir şekilde onu gale alarak dinlemem ve karşılık vermem hoşuna gidiyor.
Okulda olup bitenleri anlatıyor bana. Zaten akşam eve döndüğümüzde yüz mimiklerinden o günkü psikolojik halini hemen sezinliyorum.
Bir gün kapıyı açar açmaz;
- Baba,bugün sınıfta başkan seçildim,dedi. Çok sevinçliydi.
Çok zor bir görev üstlendiğini, herkese adil davranması ve korkusuz olması gerektiğini, ileriki günlerde en samimi arkadaşıyla dahi küs olacağını anlattım.
Sükut etmiş, bu konuştuklarıma bir anlam verememişti.
Aradan zaman geçti. Tedirginliği yüzünden okunuyordu. Bir arkadaşını konuştuğu için numarasını not edince :
“ İyi ki seni başkan seçtik. Başımıza Azrail kesildin.” diye tepki almış… İşinin çok zor olduğunu söylüyordu…
- E,işte öyle! İnsanları yönetmek kolay mı; herkes, hep bana,Rab bana diyor ne yazık ki…dedim.
Akşam yemeğinde üzüntülü hali dikkatimi çekti.
- Kızım okulda anormal bir durum mu oldu yoksa?
Başladı anlatmaya.
Bugün kız arkadaşımla aramda şu konuşmalar geçti.
- Aysu, ölsem üzülür müsün?
-Aman ağzını hayır aç.Öyle şey düşünme.
-Kendimi öldürmeye karar verdim. Bir kutu hap içip yaşantıma son vereceğim.
Burada devreye giriyorum. Meraklandım doğrusu.Lokma,ağzımda düğümlendi.
- E,sonra? Neden böyle şeyleri düşünüyormuş?
Meseleyi anlatıyor. Öğrendiğimde çok üzülüyorum.
Arkadaşının annesi ve babası, ayrılma noktasındalarmış.Her gün evde kavga ediyorlarmış.Tabi ki bunlardan olumsuz etkilenmiş.Okuldaki rehberlik hocasından psikolojik takviyeler alsa da ;
- Bunlar bile içimdeki acıları dindirmeye yetmiyor,diyormuş…
Çocukların dünyası çok hassas oluyor,vesselam…Biz ebeveynlere çok işler düşüyor…