Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar

KİMSE YOK MU ?

Yorum

KİMSE YOK MU ?

11

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

916

Okunma

KİMSE YOK MU ?

- Kimse yok mu ? Buradayım. Yardım edin bana !


En az on kez aynı kelimeleri tekrarladı. Çevresini göremediği gibi bütün vücudunu esir alan taş, toprak, beton yığınlarının altında sıkışmış, hareket edemiyordu. Kımıldamaya çalıştı. Vücudundaki sızının etkisiyle inledi. Nefes almakta zorlanıyordu. Toz kokusu, ciğerleriyle temas ettiğinde kendini daha kötü hissediyordu.

Her şey bir anda olup bitmişti. Birkaç saat öncesine kadar yaşayacaklarından habersiz bir şekilde, akşam yemeklerini yemişlerdi. Neşeli ve mutlu bir şekilde…Kızı ve oğlunun sorularını cevaplamıştı Abdullah. Karısı Meliha’ nın günlük aktardığı havadisleri dinlemişti gülerek. Komşularıyla ilgili haberlerdi. Filancanın çocuğu olmuş, falancanın dedesi ölmüş…
Küçük bir İlçeydi Cumayeri. Abdullah, sekiz saatin sonunda, yorucu bir çalışmadan sonra evine gelirdi. Çalışkan ve dürüst bir memurdu. İnsanlara saygılı, pozitif kişiliği vardı. Meliha ile görücü usulüyle evlenmişlerdi. Karısı için ailesinden uzakta olmak zor gelse de belli bir süre sonra alışmıştı. İki çocuğunun yaşları birbirine yakın olduğu için zaman çok çabuk geçmişti.

Bir aya yakın bir seminerin sonunda, yenice ailesine kavuşmuştu Abdullah. Eskişehir’ de kaldığı süre içinde yalnızlık çekmemeleri için onları karısının ailesinin yanına bırakmıştı. Bir ayın sonunda kavuştuğu çocuklarına bir türlü doyamıyordu nedense. Öpüyor, kokluyor, kucağından indirmiyordu.

Yemek bitmiş, televizyonun karşısında haberleri izliyordu. Meliha ise mutfakta çocuklarla birlikte sofrayı toplamakla meşguldü. Oturduğu koltuk, önce yavaş bir şekilde ileri geri gitti. Aynı sarsıntıyı hayatında ilk kez On yedi Ağustos gecesinde, uykusunun en tatlı yerinde yakalamıştı. Korkuyla ayağa kalmış, karısını ve çocuklarını kanatlarının altına almak istemişti. O günden sonra uykuları bölük pörçüktü. Sevdiklerini kaybetme ihtimali onu korkutuyordu. Uzmanların açıklamalarını dinliyordu. Uzun bir süre dışarıda kaldıktan sonra yenice evlerine girmişlerdi. Hayat, yeniden normale dönmek üzereydi.

Hemen ayağa fırladı. Mutfağa koşmak istedi. Fakat başaramadı. Her şey ters yüz olmuştu. Eşyalar düşüyordu her bir taraftan. Elektrikler kesildi. Her yer zifiri karanlığa büründü. Çocuklarının çığlıklarını duyuyor fakat sarsıntıda yürüyemiyordu. Binadan çatırtılar geliyordu. Son bir gayretle yürümeye çalıştığında yukarıdan büyük bir gürültüyle ağır bir cisim düştü yanına. Sanki uçurumun en uç kısmında kalmış gibi hissediyordu kendini. Her tarafından kanın sızdığını hissediyordu. Bir süre sonra da sızdı kaldı yattığı yerde ümitsizce…

Kendine geldiğinde, çok daha kötü hissetti kendini. Dudakları birbirine yapışmıştı. Konuşacak mecali kalmamıştı. Koyu karanlığın içinde, mezardaymış gibi hissetti kendini. Bir an çocukları ve karısının görüntüsü geldi gözlerinin önüne… Onlar kurtulmuşlar mıydı acaba?
Sesi iyice kısılmıştı. Bağıramıyor, yardım isteyemiyordu. Vücudu ıslaktı. Kanının damarlarından çekildiğini hissediyordu. Karşısında ona gülümseyen ölmüş babasını görüyordu… Elini uzatıyordu Abdullah’ a. Konuşmuyordu.

Abdullah, elini uzattı. Bedeni gittikçe yükselmeye başladı. Yerde yatan cansız bedenine baktı son kez… Çocuklarını ve karısını gördü. Ağlıyorlardı. Kurtulmuşlardı.

Yirmi dört saat sonunda, Abdullah’ ın cansız bedenine ulaşılabildi. İnsanlar korkunun etkisiyle ayakta zor duruyorlardı. Kış mevsiminin başlangıcı olan Kasım ayında keskin bir soğuk vardı. Bir sürü insan hayatını kaybetmişti. Yaralananlar ise hastanelerde yatıyorlardı. Şehir tanınmayacak haldeydi. Işıklar yanmıyordu. Kızılay araçlarından dağıtılan yemekleri alma telaşındaydı çoğu insan.

Meliha, kocasının mezarının başında uzun süre ağladı. Hiçbir şeyi kalmamıştı depremle birlikte. Abdullah’ tan hatıra kalan en değerli varlıkları olan çocuklarından başka…

Babasıyla birlikte anılarını ve kocasını bırakarak ayrıldı oradan. O geceyi hiç unutmayacaktı. Abdullah’ ı da… Onunla birlikte o geceyi, Marmara bölgesinde bulunan bir çok şehirde, canı yanan, sevdiklerini kaybeden insanlar da unutmayacaktı…


Nermin KAÇAR 06.02.2011 BOLU

Eskişehir’ de hizmet içi seminerinde tanıdığım bir arkadaşımın hikayesidir. 12 Kasım depreminde kaybetmiştik. Onun anısına kurgulanmış bir öyküdür.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kimse yok mu ? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kimse yok mu ? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KİMSE YOK MU ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
incidal
incidal, @incidal
6.2.2011 22:33:22
Kimse yok mu? birçok kez bu cümle ile uykularım bölündü ve gözyaşlarım sel oldu.Tarihe damgasını vuran bir cümle.Güzel ve hüzünlü.
Selam ve sevgiler
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
6.2.2011 17:54:19
10 puan verdi
Dramatik bir yazı... O anı anımsamayı kim ister!..Gözyaşları,yıkılan yuvalar,umutlar...

Selamlar.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
6.2.2011 12:33:56
acı gerçek rabbim birdaha ve kimseye yaşatmasın
yine güzel anlatımdı
saygım sevgimlesin
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
6.2.2011 11:18:38
Allah kimseye yaşatmasın. Etkileyici bir öyküydü. Tebrikler canım. Sevgilerimle.
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
6.2.2011 10:28:16
10 puan verdi
Nermin kardeşim yazını okurken sırtımdan bir ürperme geçti.
Deprem, ülkemizin kaçınışmaz gerçeği, biz insanların aciz kalışımız!
Arkadaşınıza Rabbimden rahmet diliyorum, çok etkilendim.
Can kaybımız olmasa da Düzce eşimin memleketi, akrabalardan uzun süre haber alamamıştık.Kayınvalidem depremde Düzce'deydi.Eşim arabayla İzmit'e kadar gitmiş, polisin yolu kesip izin vermemesiyle gece sabaha karşı eve dönmüştü.
Evlerini, yakınlarını kaybedenler çok olmuştu, o günlere döndüm yazınızla.
Selam ve sevgiler...
YILKI
YILKI, @yilki
6.2.2011 10:13:49
9 puan verdi
Bütün vücudunda bir ıslaklık hissediyordu. Kanının çekildiğini hissediyordu. = Vücudunun tamamında ıslaklık vardı;kanının çekildiğini hissediyordu adeta...(Hissetmek kelimlerini çok yakın kullanmışsınız.)

Kısa cümlelerle, anlamı daha da güçlendirmişsiniz. Akıcı bir anlatım.Üslup yerinde...

Dokuz.

Selamlar,can.
N. B. Ç.
N. B. Ç., @n-b-c-
6.2.2011 09:08:36
10 puan verdi
Deprem!

Adı bile acı veriyor insana.

Çok duygu yüklüydü yazın canım benim.

Allah rahmet eylesin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden ne yazık ki!

Sonsuz sevgilerimle...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
6.2.2011 01:03:43
10 puan verdi
o depremde büyük oğlum hastanede doktor küçük oğlum da askere gideceği için....abisinin yanına gitmişti...haber alamamış ailece çok kötü saatler geçirmiştik....o günü hiç unutamam....allah bir daha yaşatmasın....hüzünlendim....ve o geçmek bilmeyen saatleri hatırladım..... saygılar
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
6.2.2011 01:00:48
Deprem...Bu kelimeyi her duyduğumda çaresizlik geliyor aklıma. O cehennem misali anda, çocuklarını kurtaramamanın çaresizliği...Bundan büyük acı olur mu? O yüzden sevmiyorum depremle ilgili şeyleri okumayı...Kaldı ki daha iki hafta önce iyi bir şekilde sallandık yine. Ve yine hortladı deprem depresyonum.

Allah hakkımızda hayırlısınız nasip etsin, ve korktuğumuz şeylerle bizi imtihan etmesin...

Sevgiler Nermin Abla.
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
6.2.2011 00:34:04
10 puan verdi
Hüzünlü bir kurguydu. 12 Kasım Düzce depremi. Allah rahmet eylesin demekten başka bir şey kalmıyor, ne yazık ki...

Sevgiler yüreğine arkadaşım.
Etkili Yorum
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
6.2.2011 00:09:35
10 puan verdi
Hemen ilk giriş cümlesinde tutuldum zaten yazının saçlarına...

ki okurken ki kazandığım anlar taradı duygunun finale dek akan zülüfünü....

duyarlısınız elbette kutladım...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL