Demokrasilerde yasal kuruluşların yasal eylem koymalarından doğal bir şey olamaz…

Kaldı ki demokratik olmayan ülkelerde bile bu günlerde nasıl hareketlenmeler var hep birlikte izliyoruz…

Ancak bizim ülkemiz de “İleri Demokrasi” aşamasına geçildiğinden işler farklı gidiyor.

Çeşitli sendikalar ve emek örgütleri Torba Yasa Tasarısını protesto edeceklerini söylerken Ankara Valisi de “ buna izin vermeyeceklerini, eylemin yasa dışı olduğunu söylemiş.

Belki de bu örgütleri de yasa dışı ilan etmek gerekir. Bakın ne güzel cemaatlerimiz var, sonra Kızılay derneği, Yeşilay derneği…

Mesela; KESK isimli sendika tarihi fazla eskilere dayanmamaktadır.

Henüz iç hukukta yasal düzenlemelerin olmadığı tarihlerde örgütlenmeye başlamış ve o dönemlerde iktidar olanlar bu örgütlenmeyi yapan memurların köklerini dışarıda aramışlardı.

Belki de; kendi açılarında haklılardı!

Zira KESK, biz diyordu Uluslar arası sözleşmelerden kaynaklanan hakkımızı kullanıyoruz.

Sözleşme Uluslar arası olunca, bakmayacaksın altındaki imzaya…

12 Eylül öncesi DİSK için de benzer şeyler söylenirdi. Kökü dışarıda…

TTB, TMMOB vb. örgütlenmeler için de benzeri nitelendirmeler yapılmıştır kim bilir?

Bu ülkede 1980 yılından bu yana kim “hak” dese, saldırıya maruz bırakılmış, egemen medyanın koca kafalı “cici aydınları” tarafından kökü dışarıda ve hatta öküzün altında buzağı aranmıştır.

Daha iki yıl öncesinin 1 Mayıs’ı, tekmelerle, coplarla ve gazlarla kutlanmış, dünkü öğrencilerin demokratik talepleri de aynı yöntemlerle karşılanmıştır.

Yandaşlar dışarıda kök arayadursun, bizim cici aydınlar da kökün bu topraklarda saklı, çoğu zaman da açık, işsizlikten, yoksulluktan, yolsuzluktan, yalandan, ayrımcılıktan kaynaklandığını göz ardı ederek yapay gündemlerle geçiştirmeye çalışmışlardır.

3 Şubatta Torba Yasa Tasarısını protesto etmek isteyen sendikalara, derneklere, odalara bu günlerde gözdağı verilmekte, bizim cici aydınlar hala patlamış mısır yemekteler…

Kim bilir, aktörler perdede rol keserken, onlar da kendilerini sinema salonunun özel localarında seyirci olarak görmekteler…

Patlamış mısır dedim de değinmeden geçemeyeceğim.

Bizim bu cici aydınlar Tunus’ta fazla seslerini çıkarmadılar hatırlarsanız…

Mısır’a gelince yandaş medya aniden coşmaya başladı.

Elbette patlamış mısır sevgisinden değil di bu ilgileri…

Başbakan’ın, Mısır Devlet Başkanı Mübarek’e “Halkın sesine kulak verin” nasihatinden sonra Mısır’da halkın ayaklanmasına yoğun bir ilgi gösterdikleri ve ilk defa bir halk ile bu kadar haşır neşir olup, bazen! Halkın da “haklı talepleri” olabileceğini savunur gözüktüklerini gözlemledim…

Neymiş efendim, Mısır halkının demokratik talepleri varmış, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk insanları isyan ettirirmiş, hak verilmez alınırmış...

Mısır halkının haklı direnişi elbette desteklenmelidir.

Ancak yandaşlar ile cici aydınlar, acaba Başbakan açıklamasında, Mısır’ın içişleri bizi ilgilendirmez dese idi, bizim cici aydınlarımız Mısır Halkının yine yanında yer alabilecek miydi, ya da ülke içi gündeme dönüp, torba yasanın emekçilerin hangi haklarını gasp ettiğini irdeleyebilecekler miydi?

Yok, canım o zaman da ucube benzeri bir tartışma konusu bulurlardı kendilerine.

Hatta ucube heykelin kaldırılması kararının ne kadar yerinde ve uyum içerisinde olduğunu savunurlardı…

Elbette Türkiye Tunus veya Mısır ile ya da Yemen, Ürdün Arabistan ile kıyaslanamaz…

Çok şükür biraz demokrasimiz var…

Bizim cici aydınlarımıza göre “ileri” hatta “ABD’den sonra en ileri” demokrasi bizde belki de…

Torba Yasa Tasarısını Protesto edenler mi?

Eminim onu geçiştirirlerdi…

Yarın göreceğiz? Belki İçlerinde provokatörler çıkacak, bu nedenle Ankara girişleri tutulacak,Belki yine tekmeler, coplar, biber gazları…

Yine kökü dışarıda senaryoları…

Temennimiz demokratik bir eylem olsun, “halkın sesine kulak verilsin”

Verilsin ki; öğrensin insanlar bu torbadan ne çıkacağını…

Sonra birlikte gidelim sinemalara…

Birlikte yiyelim katkı maddesiz, patlamış mısırları…

Ah! Bu düzenin koca kafaları…


Cemal EROĞLU

www.cemaleroglu.com