(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
özgün bir romanı okumaya başlamanın hazzını duymaktayım. Kalem,labirentin içinde kahramanlarını boğmadan,sıkmadan yön vermeye çalışmış.Yani alışagelmiş Türk flimlerindeki gibi mutlu sonu(sevgililerin kavuşmalarını)romanın sonuna bırakmamış.İşte kalemin ustalığı burada yatıyor bence.Baştan sona doğru çorap söpüğü gibi gitmeyi tecih etmeyip,sondan başa doğrusökülen çorabı örmeyi tercih etmiş.
Çok farklı bir taktik,incelik ve teknik diye düşünmekteyim.Bu romanı kaçırmamak gerek.
Uzun soluklu öyküleri okuma fırsatım pek olmuyor ama İnşallah bu kez kaçırmadan okuya bilirim. Öykünün başlangıcı yarı mizahi bir anlatım mı acaba dedirtiyor. Bekleyip göreceğiz. İlk bölüm hızlı mı ilerlemiş? Neyse elbette yazarın bir bildiği vardır diyor ve samimi konuşmaların ardından bey ve hanım hitapları olmamış diyerek yorumumu noktalıyorum :))
Ben de Aynur' a ve Emine Hanıma katılacağım düşüncelerinde. Hanımlı beyli olmasa da daha yeni tanışmış insanların o kjadar samimi olmaları imkansızdır gerçek hayatta . Sanırım bişraz hayal gücünüz fazla çalışmış. Onun dışında giriş olduğu için çok fazla detaya girillmeyebilinirdi diye düşünüyorum. Kolay grlsin yeni roman galiba. Tebrikler
Nermin Kaçar tarafından 1/29/2011 8:42:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ayhan Bey, yeni öykün hayırlı olsun. Fakat ben de Aynura aynen katılacağım burada. Bu roman ve ya hikaye, ben bu konuyu açacak kadar usta değilim. Ama seni anlattığını var sayıyorum. İsimlere gelince, Cello ve Celoş'u kendi aralarında kullansınlar ama yazar olayları anlatırken kullanmasın. Tabi sonuna bey ve hanım gibi takılar gelince zaten işin içine ciddeyet katmış oluyorlar halbuki resmiyeti sevmiyorlardı.
Olayların hızlı geliştiğini ben de söyleyebilirim. Bir de şunu söylemek istiyorum. Ceroş hastaneye birçok tahlil yaptırmak için geldi öyle yazmışsınız. Ben bu tatlillerden kadını 50- 60 yaşlarında tasarladım kafamda. 30 yaşında biri bu kadar tahlili neden yaptırdı? yoksa hasta mı, eğer hasta değilse şu hastane işinden vaz geçip kadını seminere falan getirsen daha şık olmaz mı. Nacizane bir teklifti gerisi sana kalmış. Kolay gelsin arkadaşım. Yolun açık olsun yeni hikayen akıcı ve yakıcı olur inşallah.
Ayhan Bey, eğer bu yazdığınız roman olacaksa gerçekten yavaşlatman ve biraz araştırma yapman gerekeçek. Şimdi bu Hanım Kars Kağızmandan İstanbul'a uçakla gelecek. Sen bayana bir gün izin aldırdın. Peki, onca tahlil bir günde biter mi?
Diyelim ki bitti. Peki bu kadın akşamdan hiç düşünmedi, bu kadar tahlil yaptıracak biraz hastalığını düşünse. Sonuçta genç biri, bir hastalığı olmalı ki onca yolu geldiğine değsin. Yoksa memleketin her yerinde hastaneler var.
Başka bir konu da şu ki, arkadaşını düşünmeli, biraz neye benzediği hakkında fikir yürütmeli. Uzun lafın kısası arkadaşım, heyecanlanmalı. Yüreği küt küt atmalı. Otuz yaşında bir insandan bunları beklemek hakkımız olmalı.
Bir de şu var, Kağızmanda havaalanı var mı? Ben bilmiyorum eğer yoksa bu kadın ne zaman ve hangi şartlarda uçağa bindi? Hangi Şehire gitti uçağa binmek için?
Umarım bana kızmazsın çünkü yazdığın roman da bizim de fikirlerimiz olsun istiyorum ve yazıyı iyice okuyup yorum yapmak istiyorum. Yoksa, yüreğine sağlık söylemleri bizleri bir adım dahi ilerletemez.
Şu bir gerçek ki,her yazar yazdıklarının içerisinde az ya da çok vardır. Fakat okuyucu arkadaşlar nedense beni görmek çok istiyorlar öykülerimde.Ben de onun için,bensiz yapamıyorum:)))
Neyse.Ben de olayları,yavaşlatayım bari. Seminere yine de gelmemiş olsun.Genç insan da hasta olur,değil mi? Seminer falan olursa;O zaman Türk Flimlerinden esinlenmiş olurum.
Cello ve Ceroş,hanımefendi ya da beyefendi: Yarı şaka yarı ciddi devam edecek bakalım.Sonra düzeltirim ya,nasıl olsa asıl işimiz bu. Ekmek kazandıklarımız iknciye gelmiyor mu,bize göre:)))
Sanırım bu roman best seller olacak.Şimdiden sizler gibi güçlü kalemler tarafından reklamı yapıldı bile:)))
Bir düşünelim. Cello ve Ceroş...Bunlar samimi birer hitap şekli. Ama yanlarına "hanım" ya da "bey" eklenince bir garip durmuş. Ne samimi ne ciddi. Ortaya karışık...
Biri realist diğeri fantastik yazan iki yazar. Realist olan bilimsel diyalogları yadırgıyor hatta reddediyor. Kahramanların bilimsel diyaloglarının okuyucuyu öyküye dahil edemeyeceğini düşünüyor ki; bu tamamen Cellonun subjektif bakış açısı. Felsefik bilimsel ve fantastik eserler çağlar boyunca en kalıcı eserler olmuşlardır. Bakınız Descartes, Sokrates, Shakespehare günümüze kadar eserlerini getirebilmiş. Demek ki romancılık sadece güncel olayları yazmaktan ibaret değilmiş. Özgün felsefik yazılar da okuyucuyu başka dünyalara götürebiliyormuş.
Cello daha ilk kez gördüğü bir kadını nasıl evine davet edebildi. Dahası Ceroş bunu nasıl anında kabul etti* Yoksa burası Türkiye değil mi?
Öykü gibi kaleme alınmış yazı için roman demişsin. Olaylar romana göre fazla hızlı. O romanın ortalama 200 sayfada bitebilmesi için o ikisinin başına bir milyar -roman değeri taşıyacak- olay gelmesi lazım gelir ki, bu da pek mümkün gibi görünmüyor. yani bir insanın başına ömrü boyunca romana konu olabilecek kaç olay gelebilir ki? Bence bu uzun bir seri olacaksa -ki seni az buçuk tanıyorsam öyle olacaktır- olaylar biraz daha ağır ilerlemeli, duygu tahlilleri ve tasvirler biraz daha çoğaltılmalı diye düşünüyorum. Naçizane fikrim tabi.
Olay kurgu diyorsun, kahramanımızın bir dönem pazarcı olduğunu okuyoruz. Pazar üzerine öyle çok yazı yazdın ki, doğal olarak rol verdiğin her pazarcı kahramanda seni arıyor gözlerim. Yani kahramanı doğal olarak senden ayrı tutmakta zorlanıyorum. Hem de bu kişinin sen olamayacağını bildiğim halde.
Bu hikayenin önü açık. Hiç tıkanmadan yazabileceğini düşünüyorum. Ama dediğim gibi roman özeti gibi değil de roman gibi yazman gerektiğini düşünüyorum. (Yine kendi fikrim ve tartışmaya açıktır.)
bir öyküde aslolan kurgu ve anlatım gücüdür. İmlaya fazla da takılmamak gerek, o işi nasılsa editörler yapıyor. O yüzden başlamış olduğun öyküyü içerik olarak ele aldım.
İki yazarın aşkını yazacağını biliyordum. Merakla beklediğim öykü nihayet başladı. Ben de herkes gibi ilgiyle takip edeceğim. Ama bir romanı bitirmeden başka bir romana başlamak karakter duygularını profillerini ve olayları birbirine karıştırmana sebep olabilir. Yani iki eserinde de kendini tekrar edebilirsin. O yüzden sanırım daha çok dikkat edecek ve daha çok yorulacaksın. Zira hala bitirmedin bir kaç çalışman var. Ne diyeyim sana keyifli yazmalar bize de ilgiyle ve beğeniyle okumalar.
Başlangıç olduğu için her hangi bir not veremiyorum. Bundan sonraki bölümlerde alacağın olsun inşallah. Sana hep destek, tam destek...
Sevgilerimle Ayhan Abi...
aynur engindeniz tarafından 1/29/2011 1:27:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Ayhan Abi, Sen gerçekten engin yürekli bir adamsın. O yüzden sana rahatlıkla eleştiri yazabiliyorum. Çünkü biliyorum ki sen gereksiz kapris yapmazsın. Söylenenden bir şey çıkartmaya bakarsın. Bu yönüü hep sevdim. Sen gözlerimin önünde devleşen bir kalemsin bana göre. Hergün kendini yenileyen çok iyi bir kurgucusun. O yüzden seni okurken asla sıkılmıyorum. "Ayhan Abi de aynı şeyleri yazmış" diyemiyorum. Farklı çalışmakalar yapmaya özen gösteriyorsun. Daha ne olsun. Hep izindeyim, takibindeyim. Ha bir kaç gün gerçekten izindeyim:)) Tatil ilan ettim kendime yani:))
Havalar düzelsin şöyle geze havaları gelsin mutlaja eşimle seni ve yengeyi misafir etmek istiyorum. Ama sen de bu sözünü sakın unutma:))
Bütün öykülerini vakit buldukça takip etmeye çalışıyorum. Selimi bence de yayınlama. İnşallah onu kitap olarak elimize alıp okuyacağız. Senin adına çok heyecanlandım şimdi. Allah yolunu açık etsin.
Pazardayım diyorsun, ama yağmur yağmıyor mu orada. Kimbilir ne soğuktur olduğun yer. Ama evlatlarımız için her şeye katlanıyoruz değil mi? Allah işleriizde hayırlı kazançlar nasip etsin sana ve sevgili eşine.
Aynur,ellerine sağlık...Engin görüşleinden her zaman yararlandığım gibi yine yararlanmaya devam edeceğim.
Daha önceki çalışmam olan "K.suz Selim" romanımı bitirdim ama asmak istemiyorum. Okuyucuyu merak da bırakmak için. Yine de "as " dersen asarım.
Eleştirilere her zaman açığımdır,biliyorsun. "Yere düşmeliyim ki kalkmasını da öğrenebileyim" diye düşünmekteyim.Bunun için sizler gibi değerli kalemlerin bana her zaman pozitif katkısı olmuştur.
Ben,öyle ufak tefek şeylere alınmam,darılmam...Kalem,yazmasını bilmiyorken yazmaya başladı aranızda.Bu da benim bir kazançtır.
Hiç bir zaman "başardım " diyemedim,yaşamımda.Her zaman eksiklerim olmuştur.Bunu da sizler gibi değerli arkdaşlarımın ve de kardeşlerimin sayesinde gidermeye çalışıyorum. Edebiyat,sıcak ortamlarda izlenen romantik(!) bir oyun değildir bence.Çilesi,sıkıntısı bol bir o kadar da acılarla yoğrulmuş,edebiyatla uğraşan kalemin "olmazsa olmazlarındandır"...
Bizleri,anlayacak olanlar,ancak bizler olduğumuzu biliyorum.Bu yüzden birbirimize her zaman ihtiyacımız var.Kopamayız...Darılsak da ilk önce gideceğimiz uğrak yerimiz yine burası: EDEBİYAT DEFTERİ.
Eleştirilerin,bana her zaman ışık tutmuştur,güç vermiştir.
Bu romanda,karakterleri farklı işlemeyi düşündüm. "Yaşamı gırgıra alan "tipler yani...Diğer çalışmalarla karışmaz merak etme.Benim kafamda bin tane tilki dolaşır,yine de kuyrukları birbirlerine değmez:))
(Diğer bir kaç yazımı,yorumlara kapatmıştım;hiç bir arkadaşıma karşı özel bir kinim yok.)Sadece kişisel yorgunluğumdan dolayı.Buradaki bütün arkadaşlarımı hiç ayrım yapmadan seviyorum...
Sevgilerim sonsuz Aynur kardeşim.Yanına gelemedim ama havalar düzelsin ailece sendeyim.Hem de iki gün kalmak şartıyla. Başının belasıyım yani.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.