- 621 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SÖZDE EĞİTİM MELEKLERİ GREVDE!
SÖZDE EĞİTİM MELEKLERİ GREVDE!
KKTC’de, Sendikal Platform’un aldığı karar çerçevesinde 9 gündür 4 okulda süresiz grev var. Bu 4 okulun öğrencileri, dün, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’na (KTÖS) siyah çelenk bıraktı.
Bu sendikalar kendilerini KKTC siyasetini yönlendiren bir unsur olarak görmektedirler ve eğitimden önce Toplumun huzurunu bozmayı, olmayan sorunlar yaratarak iktidarları vatandaşla karşı karşıya getirmeyi bir görev bilmektedirler. Yıllardır bu yolla siyaseti etkilemeye çalışırken, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın da eğitimini engellemektedirler.
Eğitimin her şarta, her koşul da verilmesi gerektiğini, bunun için gerekirse fedakarlık yapılabileceğini aldıkları pedagoji dersleriyle öğrenen bu öğretmenler, eğer siyasi emelleri uğruna bu eğitimi kesintiye uğratıyorsa, ne o öğretmene öğretmen derim. Ne de o sendikaya sendika derim.
Lütfen şöyle bir düşünün! Bu gün öğretmen maaşlarımız ne durumda. 2 bin liradan az alan bir öğretmen var mı? Birde bunların karı koca çalıştıklarını düşünün o eve her ay en az 4, 5 bin lira girmektedir. Ve bu öğretmenler az buldukları maaşları için çocuklarımızın eğitimini engellemektedir. Sendika ağaları denilen şahıslar bu gün milyar dolarlık villalarda nasıl oturuyorlar acaba? Az gelen bu ücretlerle nasıl yaptılar o villaları.
Sendikalar özlük hakları kısıtlanan çalışanlarının bu haklarını korumak için greve gider. Kusura bakmayın ama KKTC’de en rahat, en ballı çalışanlar da öğretmenlerdir. Yarım gün mesai için katlamalı tam günden ödenen tek çalışanlar öğretmenlerdir. Eğer onlar bu iki sendikanın yapmak istediğini göremiyor, Bu rahatlığın, bu bolluğun içinde hala greve gidiyorlarsa, işte ben onlara Eğitimin melekleri değil, olsa olsa eğitimin şeytanları derim.
Sendika ağaları bu grevi istese bile gidip gitmemek yine öğretmenlerin elindedir. Ya da yanlış icraatlarını gördükleri sendika başkanını alaşağı etmek te öğretmenlerin elindedir.
Yıllardır aynı eğitimi siyasete alet eden, sırtını Türkiye’ye, yüzünü e Rum’a dönen bu ağalar hala sendika başkanlığını sürdürüyorsa suçu o ağalar da aramamak lazım. Onları hala o koltukta tutan üyelerde aramak lazım.
Vatanını, milletini, Bayrağını seven ve bu bayrağın temsil edildiği en büyük kurumlardan biri olan Eğitim camiasından hiçbir öğretmenin bu sendikalara üye olamayacağını düşünüyorum.
Bence hükümet k Öğretmenlerin grev haklarına bir kısıtlama getirmelidir. Bu sözüm üzerine, “Kazanılmış haklar geri alınamaz” feryatlarının yükseldiğini duyar gibiyim. O zaman çocuklarımızın kazandığı eğitim hakkını bu sendika ağaları ve bu ağaların üyeleri olan öğretmenler nasıl engelliyorlar.
Bu kısıtlama nasıl olur derseniz. Örneğin: süresiz grev yapamazlar, ders yılı içinde saatle sınırlı grevler haricinde greve gidemezler. Tüm sendikaların bir araya gelip, yurt içinde aldıkları genel grev kararından başka bir grevi tam gün olarak sürdüremezler gibi maddelerle bu kısıtlama getirile bilinir.
Greve giden dört okulun öğrencileri pankartlar açarak öğretmen sendikası olmayı hak etmeyen bu iki sendikayı protesto etmişler ve kapılarına siyah çelenk bırakmışlar. Sözcüleri de okuduğu bildiride,
"Tarihin kara sayfalarına girmemeniz için, böylesine önemli ve ciddi bir yükü ileride kaldıramayacağınız düşüncesinden hareket ederek, okuma ve öğrenme hakkımızı elimizden almanıza müsaade etmeyeceğimizi bilgilerinize sunarız" diyerek tüm öğrencilerin duygularını dile getirmiş.
Güzel bir bildiri ve yerinde bir protesto ama ah be çocuklar siz ne yapabilirsiniz ki bu hakkın sizin elinizden alınmasına vesile olan sizin öğretmenleriniz. Kim bilir belki de anneleriniz, babalarınız da var bu öğretmenlerin içinde. Sizlerin yapabileceği bir şey yok. bu sorunu ancak Hükümet çözecektir. Hükümet işveren olarak lokavt hakkını kullanmalıdır.
Referandum döneminde de tüm okulların örgütlenmesine mitinglere gitmesine grev hakkından yararlanarak gidilmişti. O zaman da demiştim niçin Hükümet bu öğretmenlere lokavt hakkını kullanmıyor diye. O zaman bu konuya duyarsız kalınmasının acısını hala çekiyoruz. Bu gün de aynı durum söz konusu fakat hatalar devam edegelmektedir. Bu hatalarımızın geleceğimizi etkilediğini görmek neden bu kadar zor anlamıyorum?
Ayla BERKİN
23.01.2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.