Okuduğunuz
yazı
4.1.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
.
.
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Müthişti. Yavaş yavaş sindire sindire okudum. En sevdiğim şarkıyı dinlemiş kadar haz aldım yazınızdan. İnan öyle kaptırmışım ki kendimi nasıl bitti anlayamadım. Boşuna dememişler her güzel şey çabuk biter diye. Ama inan ruhumda kaldı. Çok ama çok güzeldi. Tebrik ederim. Sevgilerimle..
Senin kadar üretken değilim ama...Güzel sözlerin için teşekkür ederim Aysel Hanım. Sizin gibi başarılı bir yazardan övgü almak hatta yazımın okunması çok güzel. Sevgilerimle
ben bu yazıyı neden bu saate kadar bırakmışım şimdi anLadım... zaten bugün doğru dürüst bir şey de okumadım site içinde.. bir yazarın dört beş yazısını okudum ve favori Listesine ekLedim onu.. karadenizLi biri, rize'den sanırım adını unuttum bak şimdi.. efendi biri ama, iyi şeyLerine rastLadım şiirLerinde iddaasız ama bende varım diyen cinsten şeyLer...
bu yazıda öyLe, iddaasız, kimseye bişey vaad etmeyen cinsten.. kendinden kendine yürüyüş asLında bu... en sevdiğim yazı tipindedi,r bende böyLe yazmaya çaLışıyorum ne kadar becerebiLiyorum biLmiyorum ama yazınızı kıskandım.. birinin yazısını daha kıskanmıştım burda böyLe aLkoLik bişeydi.. sarhoşumsu işte...
yazıya dönecek oLursak, iyi yani geçişLeri, geriye dönüşLer, heLeki iLk giriş böLümü gerçekten çok çok iyi.... iyi yürüyorsun, yoL açık...
bilmem nedendir,aklıma yazıyı okurken seyrettiğim bir film geldi ;
iki küçük kız kardeş ,anne ve babaları bir biçimde yok olmuşlar ,çocuklar büyük halaya kalmış,hala çocukları köye götürüyor büyük nenelerinin yanına,zamanla çocuklar ortama ve neneye uyum sağlıyorlar,bir gün büyük kız kardeş diyor ki nenesine
-bize kışlık ayakkabı al
nene
-elbette alırım diyor
çocuklar nenenin ayaklarına bakıyorlar ,ayakkabı tuz buz yırtık,sonra çocuklar kumbaradaki biriktirdikleri parayı nenelerine getiriyorlar ve diyorlar ki
-nene al bunu ayakkabı al kendine.
filimi izlerken şöyle düşündüm galiba çocuklar bizden daha önce olgunlaşıyorlar herşeyin farkına vararak.
güzeldi yazınız.teşekkür ederim.
lacivertiğnedenlik tarafından 1/5/2011 4:51:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu kadar uzun bir yazı bunca kişi tarafından okunmuş ve beğenilmişse altında önemli bir isim vardır.
Yazı akıcı. Okuyanı kendine bağlıyor. Tasfir ve tahliller harika. Batan ya da sırıtan bir şeyler yok. Yazılış planı ustaca. Tebrik ettim kardeşim. Saygı ve sevgiler.
Güzel sözleriniz için teşekkür ederim Engin Bey. Yazmaya gönül veren bir insan için yazdıklarının okunmasından daha büyük bir mutluluk düşünemiyorum. O yüzden hepinize teşekkür ediyorum.
çok güzeldi demek yetmez bence. kendi iç sesimizle konşuruzda kaleme dökemeyiz bazen siz bunu hakkıyla yapmışsınız. hayatta o kadar çok kendimizle konuşuruz ki yazabilsek o anları ne romanlar çıkar önümüze ve bizde o romanların en sahipsiz kahramanı oluruz. sevgiler sizinle olsun..
güzel bir yazı okudum Aynur arkadaşımın kaleminden. Çevreyi çok güzel irdelemişsiniz. ve evet gerçekten geriye baktığımda her şey yalan.. san ki hiç yaşanmamış. sevgi ile selam olsun kaleme.
İmgeler yerliyerinde, sigaranın dumanı vapurun dumanından çok. Kirpiyi öpmek gibi benzetmeler yazıyı zenginleştirmiş. Göbek bağından anneye ulaşmak büyük bir hayal gücü. Yazar kendisiyle söyleşmiş yine annesi aracılığıyla. Fikret Tezal'a katılıyorum iyi ki annen var, annen olmasa ne yapacaksın Aynur?
Aşağıdaki satırları yazarken anladım ki ben eleştiri yapamıyorum. Deniz Hanım insanı yerden yere vurabilir ama öyle dozunda ve öyle haklı olarak yapar ki sessizce düzeltmelere gidersiniz (Bir iki kere ''Ama... Ama...'' derseniz de kendinizi kötü hissetmeyin. İnsan doğasıdır, isyan sayılmaz). Ben ise beğendiğim bir yazıyı yorumlarken vurmak bir yana, öldürüyorum. Şimdiden özür dilerim.
''Oysa, dört nala koşuyor her şey…Oysa zaman, bir yerinde durulabilecek''
Hareket denizinin ortasında durağanlık adası: Biraz daha hareket yoğunlaştırılabilirdi. Çöpçü, çöpü karıştıran kadın ya da çaycı o kadar hareketli unsurlar değil. Araçlar geçiyorlar ama sessiz sedasız. Kimseyi ezmeye çalışmıyorlar, korna çalmıyorlar, sadece toz kaldırıyorlar. Denizden ses gelmiyor. Dalgalardan, martılardan, gemilerden, gemiden çıkan adımlardan... Bu kadar çöp var ama koku yok. Deniz var ama koku yok. Boyacı çocuk var ama ne kendisinin, ne de sandığının kokusu yok. Kokular hareketlidir; en azından onlardan kaçmak için siz hareket edersiniz.
''Contemplative'' bir öykü. Ben yazmış olsaydım anlatıcı banka oturduğu anda okuyucular başka sayfaları tıklarlardı. Sizinkinde ise okuyup bitirdikten sonra üzerine konuşmak, ve/veya yazmak istiyor (Okuyucunun pimini çekiyor, mandalı da bırakıyorsunuz). Hatta buradan (ç)aldığım bir cümleyle bugünkü dörtlüğümü bile başlattım. Güzeldi (Sizin öykünüz; benim dörtlüğüm değil). Sevgilerimle.
Contemplative'in edebiyatta (veya resim ya da felsefede) kullanılan bir karşılığı mutlaka vardır. Ben bilmiyorum sadece. Sözlük çevirisi ''Düşünceye dalmış'' diye geçiyor.
Dört nala koşuyor derken etraftaki görünenlerden söz etmemiştim ama, haklısınız bu durumu açmam gerekirdi. Bu haliyle dediğiniz gibi algılanıyor. Bu yazı üç ayrı parça. Bir birleriyle bağları yok. Belki bu kopukluktan ileri gelen bir durum oldu bu. Bir de benim en büyük yanlışım denemelerde belli bir düzene uymamam. Olaylar hep karışık ve doğaçlama. Bunu da aşarım inşallah. Üzerinde bir virgül bile düzeltme yapmadan ekliyorum yazıları. Bu da bir hata.
Şu an pek sağlıklı düşünmemiyorum. Zira yönetimin gönderdiği bilgilendirme mesajının şıkundayım hala...Kendime gelince tekrar okuyacağım yazımı ve çok memnun kaldığım eleştirinizi. Hiç de özür dilenecek bir durum göremedim. Özür gerçekleri söyleyince dilenmez. Hakaret özür gerektirir. Bu da sizin yapmayacağınız bir eylem olduğuna göre...
'Contemplative'' ne demek bilmiyorum. Türkçesini alsam bir zahmet:))
Çok teşekkür ederim emeğiniz için. Şimdi şiirinizi okuyacağım.
sevgili Aynur...bakma gülücük kouyduğuma yukarı ben ağlarken dahi gülmeyi seven biriyim...
niyeyse ben bu gün gözlerimi hiiiç ama hiç tutamadım...havadan,insandan, hayvandan, bahçede koşturan serçelerden sebep her neyse ondan..
kaç damla süzdüğümüde bilmiyorum kaç süzüldüğümüde...yazı öyle içli ve güzel geldiki bana ve haleti ruhuma,içim daha çok doldu doldu doldu durdu..
ama boşlatmak istemiyorum şimdi...biraz daha dolmalıyım biraz daha belliki..
ve öylede güçlü gürlemeliyim vakit erince ve belki kışa küsmeli içim...
velhasıl, bahara erişmem için bu kışı mutlak devirmem lazım..
çünkü ben güneş doğarken ağlamayı daha çok severim ki toprağım can bulsun...
hüzündü ve öyle akıp gittim yazının naifliğinde...
kirpiyi öpmek....güzel olsa gerek bende çocukken yaz tatilinde anaanemlere gittiğimde bahçede koşarken kirpinin üzerine çıplak ayak ile basmıştım...o dikenlerin canımı yaktığı anı hiiç unutmuyorum ve şimdi yeniden hatırlayıp yaşadım ve tebessüm ettim...
güne gelcek bir yazı ve dilerim gelsin...
10+10 diyorum ve sevgi duamı bırakıp ayrılıyorum...sevgiler....duamla kalsın...
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 1/4/2011 3:33:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güzel yürekli arkadaşım. Ben de kendimi duygusal bilirdim. Ama sen benden baskınmışsın. Merak etme senin patlama yazını da yazarım. Açar bir seher okursun:)) Allah dermansız dertlerle ağlatmasın hiç kimseyi...
İyi ki anne var. Ve de ona duyulan sevgi, sığınılabilecek liman olduğuna olan inanç. Yoksa bir an bile beklemeden patlar bu pimi çekilmiş bomba. Hem de ıssız bir yere gitmeyi, yani diğer insanları da kurtarmayı başaramadan patlar.
Sadece anne sevgisi mi, insanlara karşı güven kaybı mı, yardıma muhtaçlara yardım edememe duygusu mu ? Hangisi böyle güzel yazılar yazılabilmesinin kaynağı ? Dilerim, sadece olumlu olanları olsun...
Siz artık pimi çekilmiş bir bombasınız. Hiç olmazsa kendinizi kimsenin olmadığı ücra bir araziye atın.İyisi mi kimse zarar görmeden kendi kendinize patlayın...
başlangıcından sonuna kadar sürüklüyor....harika bir finalle...okuyucuya göz kırpıyor....devam edecek gibi...kalemin gücünü biliyoruz....yaratıcılığı....tartışılmaz....bırakın kirpiyi öpmeyi elimize alabilirmiyiz diye kendi kendimi sorguluyorum.... saygılar
Öz olarak aykırı değiliz ki...Sen de biliyorsun. Sen yaşamış görmüşsün. Biz sadece roman gibi okumuşuz dünleri. Saygım sonsuz sana. Hedefin benim de duamdır. Belki gidiş yolları ayrı. Değerli büyüğüm...Sen hep sayfamda ol. Bilgin tecrüben beğenin bize ancak yol gösterir...Saygılar.
Kendisini yalnız hisseden bir insanın,parçalanmış dünyasının yansımasıydı bence...Umutsuz bir kaçış...Yanıtları her zaman olumsuz gelecek sorgulamalar... İnsanlara ve topluma güvensizlik... Kendisini ayakta tutmaya çalışan bir duygunun hasretini çekmek:" anne"
Velhasıl paranoyak haldeki bir kadın kahramanın sessiz fakat kendine özgü fırtınalı dünyası...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.