12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2452
Okunma

600 yıl dünyaya hükmetmiş olan bir Saltanatı göğsünden vuramayanlar onu ancak arkasından vurarark devirebilmişlerdir.
Şimdi bu büyük Saltanatın ecdadı olarak bilinen bir takım zihniyetin o dönemi çirkin bir müstehcenlik içinde beyaz cama taşıyıp çağımız gençliğine Osmanlıyı hareme mahkum bir lider yönetimi şekliymiş gibi yansıtması, büyük bir saçmalıktır ve acilen bu rezilliğe dur denilmesi gerekmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı devletine en muhteşem dönemi yaşatmış ve yine kendi döneminde dünya çapında yüce bir ululuk örneği sergilemiş emsalsiz bir devlet reisidr.
Bu asil Padişah, bütün ömrünü babası Yavuz Sultan Selim gibi at sırtında koşturmuş ve günümüz dünyasına bir ayna olarak yansıyan o şanlı tarihi bizlere emanet ve bir armağan olarak bırakıp ebed yurduna intikal etmiştir.
Önümüzdeki hafta şov tv ekranlarında gösterime sunulacağı söylenen "Muhteşem yüz yıl" dizisi tümüyle yalan ve saçma bir senaryo ile halkın zihninde bir devri karalamak ve Osmanlıyı küçük düşürmek için hazırlanmış çirkin bir tuzaktır.
Sanat, insan ve hayata dair güzellik ve faydalı eserler bırakmak adına yapılan bir hizmet dalıdır. Oysa bir takım insanlar bu güzel dalı edep çizgisi dışına taşıyıp sırf reytin uğruna görsel bir müstehcenlik ile insanlara enjekte etmektedirler. "Muhteşem yüz yıl" dizisinin senaryo yazarı eski işçi partili Meral Okay ve yapımcısı Timur Savcıdır.
Doğan gurubuna ait olan bu tv şiddetle şikayet edilmeli ve bu propaganda derhal sona erdirilmelidir.
Her Türlü İhtişamın Zirvesinde Dünyanın Kendisini “Muhteşem Süleyman” Sıfatıyla Yad Ettiği Kanuni Sultan Süleyman Han..Osmanlı sultanlarının onuncusudur...
Ve Osmanlının bir vasfı Sultanlık bir diğer vasfı hilafettir. Osmanlı din ve sanat eserlerine inanılmaz bir değer vermiş ve dünyaya Türk İslam kültürü ve yönetim şeklinin görüntüsünü engin bir onur ve gururla resmetmiştir.
Osmanlı,tarihinde din ve sanata verdiği önem ve değerler adına bıraktığı eserlerin görsel diliyle insanlığı bu gün bile kendine hayran bırakmaktadır.
1550 de başlayıp 1557 yılında tamamlanan ve banisi Muhteşem Süleyman Kanuni"nin adıyla anılan ve Mimar Sinan"ın kalfalık eseri olan mehabetli yapı Süleymaniye Caminin restorasyon çalışmalarını yapan bir yetkili,yaptığı arştırmada hayretlerini gizleyemeyerek" Koskoca Camide bir tane örümceğe rastlaymadığını ifade ederek şöyle söylemiştir.
Süleymaniye Camii"nin avizelerine bir bakınız. Hemde dikkatlice bakınız. Kandil çanaklarının aralarında kahverengiye dönüşmüş renklerde yumrular göreceksiniz. Bu yumruların devekuşu yumurtası olduğunu biliyormuydunuz?
İşte örümceği camilerden uzaklaştıran dahiyane buluş bu yumurtalardır. Bir takım araştırmalar neticesinde örümceğin bu devekuşu yumurtalarının neşrettiği kokudan rahatsız olduğunu keşfeden ecdadımız,bundan yüz yıllar önce uzak diyarlardan devekuşu yumurtaları getirterek camilerimizi koruma altına almışlardır. Bu yumurtalar özelliklee Kanuninin emri ile getirilmiştir.
Muhteşem Süleymaniye Kütüphanesi ve bu Muhteşem Mabedin sahibi olan bu yüce Kanun-i, bu gün içkiye ve kadına düşkün sefih bir lider görüntüsüne sokularak geleceğin tarihine kara bir leke olarak çalınmak istenmektedir.
Ve yine Bir Avrupalı elçinin Macaristan ovalarında cuma molası veren osmanlı askerlerinin haşyet içinde cuma namazını kılmasını seyrettikten sonra hayretler içinde kalıp, "Muntazam saflar halinde dizilen 50 bin kişi imamın bir nidası ile el bağlıyor ve durup bir tek vücut haline geliyorlar. Sonra yine bir tek nida ile 50 bin kişi birden Allah"ın huzurunda secdeye kapanıyorlar. Böyle dev bir kitle karşısında perişan Hıristiyan orduları nasıl tutnabilir"?diye düşünceşerini ifade etmesi,Osmanlı yaşam ve yönetim şeklinin en belirgin olan bir örneğidir.
Dansın Fransa’da cinnet haline geldiği bir dönemde Kanuni Sultan Süleyman, Fransa kralına bir mektup yazarak bu tür hareketlere son vermesini istemiştir.
Ey Fransa Kralı Fransuva! Ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı Kanuni Sultan Süleyman Han’ım. Sefir’i Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki memleketinde dans namında ala mele-innas (elalem içinde) fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun.
Hemhudut olmaklığımız dolayısıyle, iş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali müvacehesinde Namei Hümayunum elinize ulaştığından itibaren derhal son verilmediği takdirde bizzat Orduyu Hümayunumla gelip men’e muktedirim!..”
Bu emirname üzerine Rivayet edilirki Fransa’da 100 yıl boyunca dans etmek yasaklanmıştır.
Osmanlı dünya medeniyetinin köprüsü olan bir saltanat ve eşsiz bir idare şeklidir. Bu gün kimin ne söylediği değil tarihin gelecek adına dün ne yazdığı önemlidir.
Osmanlı Devleti dünyanın önünde diz çöktüğü onur ve gurur kaynağı olan bir medeniyettir. Bu topraklar üzerinde kanları ve canları uğruna mücade edip "yaratılanı yaratandan ötürü" sevmeyi şiar edinmiş bu şanlı ecdad,canlı cansız herbir varlığı Allah"ı tesbih eden bir dil olması hasebiyle itina ile korumaya almıştır.
Bununla alaklı olarak Osmanlı topraklarını ziyaretinde gördükleri karşısında hayretler içinde kalan Fransızın şaşkınlık içinde: "Osmanlı ülkesinde verimsiz ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler görmek mümkündür" demesi Osmanlının ve bu Süleymanın şanını yüceltmeye kafidir.
Var edilmiş her bir varlığa "emanetullah" nazarıyla bakan Osmanlı kerim Devletinin inşa ettiği mimari eserlerin bünyesine hayvanlarında istifade edebileceği bölümler yaparak bir çok mabedin duvarlarına kuşların barınmaları için "kuş sarayları"yapması Osmanlının edep ve terbiyesinin açık bir delilidr.
Yine mezarlıklarda yaşayan kuşlar için de su içsinler ve yıkansınlar diye mermer mezarlara yağmuru toplayabilecek bir biçimde küçük,süslü havuzlar yapıldığı ve mermer kullanılmayan mezarlarda ise,mezarın üzerine seramikten yapılmış veya oyulmuş kapların konulması yine emsalsiz bir medeniyet dersi olarak tarihe geçmiştir.
Yine Osmanlının kurmuş olduğu medeniyetin,tekke-medrese-kışla sacayağı üzerine sağlam bir şekilde oturtup doğruluk ve adalet üzerine cihana ışık saçtığı günlerde,Hollanda Ticaret Odası"nda bir karar alınırken oyların eşit çıkması halinde oda reisinin,"içinizde Türklerle alışveriş eden var mı?"diye sorup ve birinden de "evet" cevabı alması üzerine oyunu imtiyazlı olarak iki oy kabul etmesi Osmanlının dünya önündeki saygınlığının açık bir örneğidir.
Muhteşem yüz yıl dizisine Muhteşem bir tepki gösterip şanlı ecdadın hatırasına sahip çıkmalıyız. Onlar bizim için savaşıp bu uğurda canlarını verdiler. Bizlerde onlar için bu gün vefa göstermeliyiz...
Yazımın sonuna doğru yine Osmanlı Saltanatının eşsiz Sultanlarından biri olan Fatih Sultan Mehemed"in ibretlik bir örneği ile son vermek istiyorum.
Acem şahı uzun Hasan"nın Fatih sultan Mehme"de gönderdiği hediye kutusu açıldığında içinden akrep,yılan ve çıyanlar çıkmıştır.
Bunun üzerine Fatih"in de karşılık olarak Uzun Hasan"a hediye olarak bir kutu bal göndermesi ve daha sonra yakınları tarafından niçin böyle yaptığı Sultan Mehmed"e sorulduğunda ise onun :"Herkes yediğinden gönderir"diye veciz bir cevap vermesi günümüz çağına karşı asıl ve asaletin açık bir göstergesi olduğunun delilidir. Herkez kendi hakkına düşen payı mutlak alacaktır.
26 yaşında tahta çıkıp 72 yaşının içinde Hakkın rahmetine kavuşan ve 45 yıllık Saltanatının 10 yılını ila-yı Kelimetullah için seferlerde geçirmiş büyük Osmanlı padişahı Kanuni"nin tarihimizde cenaze namazı üç ayrı yerde üç defa ( vefat ettiği yer olan Zigetvarda,Belgrad"da ve kendi adına inşa edilen Süleymaniye Camii"nde) kılınan tek hükümdar olması onun Din ve Devlet reisliği yücelğğinin önemli bir kanıtıdır..
Knuninin “Ben karaların ve denizlerin hakanıyım!” demesi iman gücünün ve kudretinin cihana karşı haykırılışı demekti. Evet Bu Osmanlı bu günde dün kadar aydın ve egemen bir medeniyet örneği ve temsilcsidir.
Bu gün bu aydın tarihi çirkin emelleri uğruna kirletmeye çalışanları şiddetle kınıyoruz...
Ey Şanlı ecad: Runun şanlı olarak şad olsun. Amin.