Yine başladı ; her sene Aralık ayının sonlarına doğru yaşanan hengameler güzel memleketimin her guşesinde. 2011’e daha mutlu yaşayarak girsinler ki ,daha mutlu geçsin tüm seneleri. Bu saçma , abes teoriye binaen de ; hiç kimse boş boş geçirmek istemiyor bu mutlu ve kutlu günü. Yaşamak istiyorlar her günkü gibi manasızca , daha da nasıl çıldırabilirimin en nadide örneklerini sunuyorlar dünyaya.

Hiç bir şey yapamayan evinde topluyor çoluğunu , çocuğunu oynuyor tombalasını. Tabii bu günün anlamlı geçmesi için almayı unutmuyor piyangosunu. Belli ki nimetin anlamını bilmiyor da yaşıyor kepazece , başvuruyor fütursuzca abla Nimet’e , Piyango idaresine.

Yine başladı yeni yıla doğru , ’yıl’dırmalar. Bana sözde ilim-irfan vermekle mükellef üniversitemin mail kutusuna her gün yeni programlar geliyor. Çok düşünüyor bizleri sağolsun, yeni yılı nerde daha ahlaksız bir şekilde yaşamak istersiniz diye sorup duruyor. Uludağ , Kartalkaya ya davet ediyor ; oralar çok soğuk kafamı üşütmedim , üşütesim de yok diye cevab veresim geliyor.

Yine başladı yeni yıla doğru "mutlu yıllar , mutlu noeller" naraları , paslanmış kulaklarımıza bir kat daha atıveriyorlar. Şehir yaşamından bıkmış , usanmış bizlere ; noel ağaçlarıyla süslü kutlamalar da hazırlıyorlar. Bütün yıl doğa dostu olarak yaşayanlar , hakikatte Türkiye çöl olsun diye uğraşıyorlar .

Hani bir de diyorlar ya , yeni yıla nasıl girerseniz hep öyle yaşarsınız diye , aslında tüm yıl nasıl yaşadılarsa öyle giriyorlar. Her biri başkasına programın ne diye soruyor , öneriler sunuyor. Çok da düşünceliler bir de kılavuzluk ediyorlar. Amma velakin karga olduklarını bilmiyorlar.

Bu topraklarda bize yıllarca doğru rehberlik etmeye çalışan ve tertemiz şekilde bizlere bırakan ecdadın torunları , her yeni yılda daha da kirletiyor bu toprakları , her yeni yılda daha da yıldırıyor içindeki insancığı.

Ne diyelim mutlu yıllar , yıldırmalar.