18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3287
Okunma

Bebeğim, bundan tam onsekiz yıl önce bugün, saat dokuzda sen dünyaya gözlerini açmıştın. Annen hastaneye seni doğurmak için gittiğinde, ben yanında gitmemiş, iş yerimde senden gelecek hayırlı haberi beklemeye başlamıştım. Oysa ben de, senin yanında olmak, dünyaya açılan gözlerini ilk ben görmek isterdim bebeğim ama yapamadım. Annen ve sen benim canımdan kopan parçaydınız ve sizi acı çekerken görmeye dayanamadım bebeğim dayanamadım!
Ben, heyecan içinde senden gelecek haberi beklerken, baban beni telefonla arayıp senin geldiğinin müjdesini vermişti bana. O an dünyalar benim olmuştu. Hastaneye nasıl gittiğimi bilmiyorum bebeğim. Hemen senin beşiğinin yanına koşup sana bakmıştım uzun uzun. O an ki halini sana anlatsam sen de gülersin inan. Neden olduğunu bilmiyorum ama sen dünyaya gelmemek için, direniyordun adeta...
Bütün bebekler dokuz ay on günde doğdukları halde, sen neredeyse on aylık olmuştun ve hâlâ doğmamak için direniyordun. Bu pis dünyaya gelmek istememe nedenini çok iyi anlıyordum bebeğim ama biz seni sabırsızlıkla bekliyorduk. Seni uzun uzun incelemiştim. Başka bebeklere benzemiyordun. Yüzün öyle şişti ki, gözlerin açılmıyordu. Dudakların arı sokmuş gibiydi. İtiraf etmem gerekirse çok çirkin bir bebektin bebeğim çok! Etrafımdaki başka bebeklere göz ucuyla bakıyordum, onlar senin kadar şiş ve çirkin değildiler. İçimi bir heyecan kaplamıştı. Benim bebeğim bu kadar çirkin olmamalıydı. ‘’Kime benzemiş bu!’ dedim içimden ve hemen yanımdaki hemşirenin kulağına eğilip, ‘bu bebek neden bu kadar çirkin?’ demiştim.
Hemşirenin bana gülüşünü görmeni isterdim. Öyle çok gülmüştü ki, benimle alay ediyor sanmıştım. Meğer sen annenin karnında çok beklediğin için o kadar şişmişsin. Oysa iki gün sonra dünya güzeli bir bebek olmuştun; ama bu defa başka bir dert yakana yapışmıştı senin. Bu defa da sarılık olmuştun ve her gün, İzmir’deki Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne seni götürmek zorunda kalmıştık. İlk gün halan götürmüştü seni ama ikinci gün kimseye vermemiş kendim götürüp getirmiştim. ‘Kimse benim kadar dikkat edemez, dikkatsiz davranıp bebeğimi diğer bebeklerle karıştırabilirler.’ Diye bencilce düşünüyordum bebeğim. Konu sen olunca ben hep bencil davranırdım zaten.
Yeni yeni konuşmaya başlayınca, sana sorardım hep, ‘kimin bebeğisin sen?’ diye. Bana içtenlikle, ‘anneannemin bebeğiyim’ deyişin yok muydu, işte o an dünyalar benim olurdu bebeğim. Annenin halini görmeni isterdim; bana kızar bağırırdı. ‘Ben doğurdum, sen sahipleniyorsun.’ Derdi hep bana; ama benim umurumda bile değildi bebeğim, sen benim bebeğimdin ve hep öyle kalacaksın. Bugün senin doğum günün, iyi ki doğdun bebeğimmm, iyi doğdunnnnnn! Seni çok seviyorummm…
Bebeğim
Dün gece;
Senin yokluğunda ev dar geldi koca kafama
Canım sıkıldı; kalkıp balkona çıktım nefes almaya
Uzun zamandır bakamadığım yıldızlara baktım uzun/ uzadıya…
Seni düşündüm!
Ne günlerimiz geçmişti seninle
Ben ekmeğimizin peşinde koşarken
Seni içinde bıraktığım büyük yalnızlığın farkında bile değildim…
Oysa;
Çocuktun ve senin bana ihtiyacın vardı
Bazen öyle bunalırdın ki, yalnız kalınca
Camı buz tutmuş pencereden, insanları seyrederken beni beklerdin sabırla
Soğuk ve yalnız günlerde
Ha geldi/ ha gelecek diye…
Bana söylemek istediklerini tespih tanesi gibi dizerdin zihninde bir bir…
Ben yorgun bitap eve geldiğimde ‘bir de ben yormayayım’ diye
Yutardın biriktirdiklerini boğazına…
Oysa;
Konuşmaya öyle çok ihtiyacın vardı ki
Ne sen anlatabildin, ne de ben dinleyebildim
Ta ki, ben de yalnız kalıp, seni anlayana dek…
Can tanem!
Meğer seni ne çok seviyormuşum ben!
Sana söyledim mi hiç hatırlamıyorum
Ne olursun, beni sensiz bırakma!
Uzaklarda da olsan, sesini benden esirgeme
Seni çok seviyorum bir tanem…
Bebeğim!
Seni bırakırken yurduna neler neler gelmişti aklıma
Ah bir bilsen!
Yatacağın ranzaya baktım, yüksekti
Üstelik kenarlığı da yoktu.
Çok korktum bebeğim çok!
O an hemen aklıma geldi senin uyurgezer olduğun.
Ya düşerse benim bebeğim yüksekten diye sesli düşündüm birden
Etrafımızdaki insanların tuhaf bakmaları beni hiç ilgilendirmedi
Ben seni düşünüyordum, sadece seni…
Şu an bilgisayarımın başında sana bunları yazarken
Camdaki fotoğrafın bana gülümsüyor bebeğim
Hani şu; sık sık telif hakkını istediğin fotoğrafın…
Lokmalar boğazıma diziliyor, sen gideli sofra kurup yemek yemedim bebeğim
Ya benim karagözlüm açsa, ya akşam yorganı üstünden düştü de üşüdüyse diye
Aklım hep sende bebeğim hep sende…
Ne olur kendine dikkat et, üşütme, yemeğini ye, hasta olma, derslerini çalış
Vatan senden çok şey bekliyor unutma!
Seninle gurur duyuyorum… Geleceğin öğretmeni b eb e ğ i m…
1/12/2010
Emine/Uysal/Manisa