Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Halit Yıldırım
Halit Yıldırım

Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü 1

Yorum

Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü 1

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1655

Okunma

Okuduğunuz yazı 26.11.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü 1

Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü 1

Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü
Halit Yıldırım

Giriş

Sanatlarını kendi bireysel alanlarının dışına taşıyan büyük sanatçılar, mensubu oldukları milletin hemen bütün sorunlarıyla ilgilenirler ve söz konusu sorunların çözümüne yönelik fikirler üretirler. Bir anlamda kendilerini milletlerine adayan bu gibi sanatçıların bir adı da ideologdur. İdeologlar aydın olmanın ötesinde bir işlev üstlenmişlerdir. Aydın sıfatıyla anılan kişiler, sadece fikir üretip öteye geçemezken, ideologlar fikir üretmenin yanında, ürettikleri fikirleri pratiğe geçirmeleriyle de önem arz ederler.
Bu meyanda Necip Fazıl, yirminci yüzyılda düşünce dünyamıza engin dehası, sanatı, aksiyonu ile insanlığı aydınlatmış ve yol göstermiş çok yönlü büyük bir dava, sanat ve fikir adamıdır.
İsmi söylendiğinde kimilerinin gereksizce gülümsedikleri ve sırıttıkları, kimilerinin de gereksizce somurttukları ve kaş çattıkları bir isimdir Necip Fazıl. Edebiyatımızda ismi bir başka isimle yan yana getirilerek maddî ve manevî haz devşirilen isimlerden biridir Necip Fazıl.
O komple bir fikir-sanat adamıdır. Fikriyatını ortaya koyarken sanatın bütün şubelerinden yararlanmasını bilmiş; şiirler, tiyatrolar, hikâyeler, roman, senaryo romanlar kaleme almış bir büyük düşünürdür.
Değişik türlerde ve alanlarda dili ve tavrı itibariyle yeni ve kendine has yazılarıyla, azimle ve türlü sıkıntılarla çıkarmış olduğu dergi ve gazeteleriyle, kitleleri peşinden sürükleyen konferanslarıyla, kurmuş olduğu Büyük Doğu Cemiyeti ile geniş bir tesir çevresi meydana getirmiştir.
Bir edebiyat ve düşünce adamı olarak Necip Fazıl, olağanüstü bir gayretin ve olağanüstü bir zekânın sahibi olarak var oluş macerasını yaşamış, çile ile yoğrulmuş bir mücadele ve o eksende de eserlerini ortaya koymuştur.
Cumhuriyet dönemini onun eserlerini ve tesirlerini dikkate almadan değerlendirmek imkânsızdır. Bu tesir sadece estetik ve fikrî değil, aynı zamanda sosyal ve siyasî bir nitelik taşır. Hak ve hakikat duygusunu yüceltme, eserlerinin olduğu kadar fikirleri savunurken hayatının da manası olmuştur. O bakımdan yalnız bizi değil, bütün dünyayı ilgilendirmelidir.
Necip Fazıl, çoğu sanatçıda görülen insanlara ve topluma karşı çekingen, buruk ve eksik tavırlardan uzaktır. Tam tersine insanlara ve hayata karşı rahat ve hâkim tavırlıdır. Bu özellikleriyle hiçbir sanatçıya benzemez. O, ilk gençliğinden itibaren yerleşik düşünce, geleneksel din anlayışı ve toplum düzeniyle uyuşmamış, sonrasında en şiddetli metafizik buhranı yaşamıştır. Bu bakımdan Necip Fazıl’daki sıkıntı ve melal fikir temellidir.
Necip Fazıl’ın eserleri, klasiklere yakışır bir derinlik ve yücelikle Türk insanının aslî değerlerini ortaya koyar. Ona sahip çıkmak, bu millete ve onun bütün önemli değerlerine sahip çıkmak gibidir. Çünkü bu millete ait tarihi ve kültürel değerlerin tümüne kendine özgü biçimde yaklaşır.
Bu çalışmamızda acizane Necip Fazıl’ın hikayeci yönünü ortaya çıkarmayı hedefledik. Bu güne kadar bu konuda her ne kadar kitaplık bir eser yazılmamışsa da gazete ve dergilerde çok değerli edebiyatçılarımızın makaleleri yayınlanmıştır. Haddimiz olmayarak girdiğimiz bu konuda bizim meşale olan bu güzel insanların fikir ve görüşlerini bir disiplin içersinde konulara göre tasnif ederek bir araya getirmeye çalıştık. Bu isimlerin emeklerine duyduğumuz saygı gereği dipnotlarla da alıntılarımızı kaydederek onların bu yazı dizisinin gerçek kahramanları olduğunu okuyucuya hatırlattık. Bize düşen sadece tasnif ve arada birkaç satırla da olsa değersiz görüşlerimizi serdetmek oldu.
Necip Fazıl’ı anlatmanın ne kadar güç olduğunun şuurunda olduğumuzu vurgulayarak cahil cesaretiyle giriştiğimiz bu yolda her aciz kul gibi Mevla’yı Zülcelal’e iltica ediyor, yardımlarını niyaz ediyoruz. Gayret bizden Tevfik Allahtan’dır…
*
Necip Fazıl Ve Öğretmen, Doç. Dr. Şaban Sağlık, OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi
İsmail Demirel, Metafizik Derinlikten Toplumsal Eleştiriye: Necip Fazıl Hikâyesi, Yediiklim Dergisi, Ağustos 2009
İsmail Demirel, a.g.y
Nureddin Durman, Üstad Necip Fazıl, Ay Vakti Sayı 93
Mustafa Miyasoğlu, Üstad Necip Fazıl
Mehmet Soyak, Çok Orjinal Bir Necip Fazıl Değerlendirmesi, Hece Dergisi, Necip Fazıl Özel Sayısı
Mustafa Miyasoğlu, Üstad Necip Fazıl


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Necip fazıl’ın hikâyeci yönü 1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Necip fazıl’ın hikâyeci yönü 1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Necip Fazıl’ın Hikâyeci Yönü 1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
28.11.2010 11:17:18
Eğer edebiyat konuşacaksak şairin kişiliğine saldırmak yersiz yanlı ve yanlıştır.Eserler konuşulmalı diye düşünüyorum. Beğenelim veya beğenmeyelim Necip Fazıl KISAKÜREK tÜRK EDEBİYATINA DAMGASINI VURMUŞ EN BÜYÜK ŞAİRLERDENDİR. BANA GÖRE EN BÜYÜĞÜDÜR...Tabi bu benim fikrim.

Birilerinin şişirdiğine de asla katılmıyorum. O meşhur şiirleri de biri yazıp vermedi eline herhalde.

Hikayeciliğini bilmiyordum doğrusu. Yazınız benim için aydınlatıcı oldu.

Lütfen çalışmanızın diğer bölümlerini de yayınlayın ki Necip Fazılı hakkıyla tanıyamayanlar da faydalansın.
Burada daha önce de pek çok kez Necip Fazılla ilgili şiirler makaleler yayınlandı. Ama hiç bu tür eleştirilere rastlamamıştım.Fikirdir saygı duyalım diyeceğim ama, açıkça hakaret edilmiş. Keşke öfke nöbeti geçirir gibi değil de daha sakin ve edebi bir şekilde söyleseydiler fikirlerini. Daha ikna edici olabilirlerdi böylece....

Ben kutluyorum sizi. İyi bir araştırma yazısı.

Diğer bölümleri bekliyorum...

Saygılarımla.
TekinSağ.
TekinSağ., @tekinsag-
27.11.2010 10:43:47
Öykücülüğü ile ilgili derinlemesine girmenizi tercih ederdim. Başlığı çok kapsamamış çalışma eksik kalmış bana kalırsa. Her şeye rağmen en azından ciddi bir çalışma. Belki başka sayıları ve yeni bölümleri de olmalı.
Durdu Şahin
Durdu Şahin, @durdusahin
27.11.2010 07:42:03
Güzel bir yazı okudum.

Teşekkürler Halit Bey.

Kaleminiz daim olsun.

Selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
27.11.2010 07:32:54
Büyük şair ve yazarımızı kaleme alıp okuyanlara hatırlatmak oldukça güzel bir davranış
inşallah yazınızı okuyup da araştırma yapan insanlar olur
çünkü emeğin her türlüsü kutsaldır
emeğinizi kutlarım arkadaşım

saygımla
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
27.11.2010 01:47:08
"Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim
Görevi olmasaydı, sol elimi keserdim "

diyen üstad elbette tek siirlerle kisitli kalmmaistir.
Lakin okuyanlar yani biizler siirlerinde doydugumuz icin hikayelrine deginmiyoruz bile ne yazikki.

Dolaysiyla;
basligida dahil bu konuda ilgiyi artiran yazinizi güne getiren seckiye ve yazan kaleminize tesekkür ediyorum.


Sairlik hem sans hemde sanssizlik olmus gercektende usta kaleme.
Siir kadar öykü-hikayesi de agirdir doludur büyük sairin.
okunmasi umudu ile.

saygilar efendim.
Müsadenizle
Müsadenizle, @musadenizle
27.11.2010 01:43:54

Necip Fazıl'a edebiyatımıza katkısı oldu diyenlerin yanında, bugünkü yaşantımıza yararı değil zararı olmuş amorf, dönek ve omurgasız, gereğinden fazla abartılmış bir edebiyatçımız olduğunu söyleyenler de var...
....

---MESELA---

NECİP FAZIL KISAKÜREK
(YARATILAN MÜTEFEKKİR/MUAZZAMLAŞTIRILMIŞ ŞAİR)

Necip Fazıl’ın büyüklüğü nereden geliyor.
Hangi davanın adamıydı.
...Toplumsal yaşamımıza ne kattı.
Kimlere örnek oldu.

Bizim geleneğimizde ölenler hakkında ileri geri konuşmak ayıplanır. Yanlışları örtülür, Allah’a havale edilir.
İyi yanları ile anılır mevtalar.

Ne pahasına olursa olsun kötü de iyi de bilinmelidir aslında. Bilinmelidir, yeni kuşaklara aktarılmalıdır.
Ölüp gidenin yaptıklarını değerlendirmelidir. Ders alınmalıdır. Yararlanılmalıdır. Kişi bilmelidir ki, arkasında bıraktığı iyi de, kötü de kalıcıdır, hiçbirinden kurtulma şansı yoktur.

Hiç olur mu?
Yapacağını yap, yanına kalsın.
Ölüp gittiğinde nasılsa unutulacak. Öbür alemde hesap verileceğine inanan kötülük yapmayacağına göre; kötü, kötülüğünden yırtacak.
Ölünse de yaşansa da insanın iyiliği de kötülüğü de anılmalı, unutulmamalı, değerlendirilmeli ve gereği yapılmalıdır.

Son senelerde Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin ünlenmiş isimleri üzerinde, ezberimizde olanın dışında değerlendirmeler yapılıyor/dayatılıyor.
Bazıları aşağılanırken, bazıları abartılıyor, ululanıyor. Bunlardan biri şair Necip Fazıl Kısakürek.
Buna bir ölçüde katılmak gerek. Çünkü her dönem, kendi işine geleni koymuştur halkının önüne. İşine gelmeyeni de karalamıştır halkının gözünde.

Yani diyorum ki; yöneticiler/güç odakları, tarihi yanıltmaya çalışmışlardır ilk ayakta. İyi ki zaman içinde doğrular dayatmaları boğuyor her seferinde.

Ucundan köşesinden ilgilendiğimiz edebiyat alanında, balon gibi şişirilen isimlere bakıyor insan ister istemez. İyi bir şeyler bulup mutlu olmak, sanattan haz almak bizim doğal hakkımız da ondan.
Ne yazık ki umutsuzluğa düş kırıklığına uğradığımız çok oluyor.

Kitapçı rafları içi boş kitaplarla doldurulmuş. Vatandaş neyini okusun.
Televizyonların içi boş. Vatandaş neyini seyretsin.
Yazılı basın goygoycu. Vatandaş baldır-bacak resmi arıyor.
Sanalda ipini koparmış kuduz köpekler dolaşıyor. İçine dalanın kudurması işten değil.

Ben şu Necip Fazıl meselesinde yapılan hilekarlığı örnek vereyim. Adamı ilahlaştırdı birileri. Neyi savunduğu, hangi davanın adamı olduğu, insanına ne verdiği önemlidir bir ulusun sanatçılığına soyunan/soyundurulan zatın.
Necip Fazıl Kısakürek:
-İstanbul çocuğu, konak çocuğu.
-Okullar değiştirmiş bitirmeden. Bunun 5 yılını da deniz subay mektebinde harcamış. Nazım’ın döneminde. Ünlü Şarbon üniversitesine bile girip çıkmış.
-Bazılarını az da olsa tanıma onuruna ulaştığımız; Nazım Hikmet, Peyami Safa, İbrahim Aşki, Yahya Kemal, Fahri Korutürk, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Cemil Sena, Suat Hayri Ürgüplü, Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve daha niceleriyle bir arada olmuş.
-Okulları gibi askerliğini de bir türlü bitirememiş.
-Yahya Kemal gibi hakim rüzgara yelken şişirmiş.
-Müstebit sultanı melaike, vatan satanları vatan kahramanı olarak tanıtmaya çalışmış.
-Önceleri etkisinde kaldığı; yenilikçi, cumhuriyetçi, insancı, ilerici düşüncelere zamanla arkasını dönerek küfrederek memleketin her yanında konferanslar vermiş.
-Sonunda bağnazlaşarak ününü koruma kolaylığını seçmiş.
Bir Türkiye Cumhuriyeti şairidir Necip Fazıl Kısakürek.
İslam şairi de değildir, cumhuriyet şairi de değildir aslında. Evrensel de değildir.
Ismarlama/omurgasız fikirler savunan dizeler yazan amorf bir şair, ne üzücüdür ki günümüzde zirvelere yüceltilmek istenmektedir.
Bir şairimizdir, güzel şiirler de yazmıştır belki, ama içi boş bir ambalaj kolisi, gerçeklerden, insaftan uzak bir şekilde içinde elmas saklıdır diye halka yutturulmak isteniyor.
Tutmaz.
Tarih yutmaz.
Hele sanat hiç yutmaz.

büyükharman


Müsadenizle tarafından 11/27/2010 1:45:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL