Yer: Sincan Yıl: 1989
-Bu yazının muhtevası köşeme enfes bir nakış kazandı¬ran, MÇP SİNCAN İLÇE TEŞKİLATININ MÜŞERREF MİSAFİRİ Sosyal Güvenlik Eğitim Vakfı Başkanı Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’na aittir.

"Rüşvet yer.. haram yer.. Devlet hakkı
demez, vatan, millet hakkı demez.. Rabbena, hep bana der, kendinde başlatır.. bende başlatır, bende bitirir. Vatandaşımız öyledir amma..."

"Sen! yapmayacaksın. Sen yaptığın zaman, seni suçlar vatandaş. Çünkü o diyor ki: "Hiç bir zaman insanlar kendisinde kabahat aramaz. İnsanoğlu hep aynalara kızar. Kusuru kendinde bulmaz. "Ulan ayna niçin beni böyle göstermiyorsun!" der. Değil mi.."

"Biz davayı söylerken Allah (c.c.)’tan Resul’üne.. ondan sahabelerine.. ondan saadetlerine, ondan salihlerine.. ondan müminlerine, avama... bize ulaşan, tekrar bizden ona doğru yansıyan bir ışık huzmesi bir paralel aynalar zinciri hayal ediyoruz."

“Bunun içerisinde yerimizi bulmaya çalışalım. Yerimiz neresi olacak. O paralel aynalardan yansıyıp gelen o ilâhi nurun, o ilâhi ışığın huzmelerini yansıtan bir ayna olalım arzu ediyoruz. Bizim "ÜLKÜCÜ TİPİMİZ" bu. Bu "ÜLKܬCÜ TİPİ" oluşturmalıyız. Bunu olduğumuz sürece o nizamı, şahsımızda yaşayacak, şahsımızdan topluma aksettiren bir ayna olacağız. Toplum bize baktığında kendini görecek. Baktığında kendini göremiyorsa beni suçlayacak. Haklıdır. Çünkü ben diyorum ki: "BANA BAK, BENİM AYNA.." diyorum. O’ dese "benim ayna" diye, ben ona bakacağım.
Arkadaşlarım.. "KANIMIZ AKSA DA ZAFER İSLAM’IN" derken o iştahla verdiğimiz kanlarımız, iştahla verdiğimiz istikballerimiz, o kucakta toprağa ellerimizle koyduğumuz canlarımızın başında verdiğimiz sözlerimiz hep bu dâva içindi."


Bundan böyle biz düşünürken, böyle düşünüp, ortaya koyduğumuz davayı böyle belirler ve gideceksek yolumuz budur der, bu yolda gideriz, öyleyse yol belli, mücadele belli, sizeverecek; bize enerji verecek dinamomuz zaten var, oluşmuş.. İçimizde de patlamaya hazır bir iman aşkıyla yola çıkarsak, dersek ki;
Hazret-i Ebu Bekir gibi sadakatli, Hazret-i Ömer gibi adaletli, Hazret-i Osman (R.A.) gibi ilim, irfan sahibi ve ne¬zaketli, Hazret-i Ali gibi cesaretli ve bütün bunları kendi beninde necretmiş neferler olarak kadrolaşmaya ve o kadrolarla yürümeye talipsek; Hani Ömer: "Ey ashabım ben Ömer adaletten şaşarsam ne yaparsınız." dediğinde, hani o ih-vanları: "Ömer adaletten şaşarsa kılıçlarımızla düzeltiriz"
demişti ya, işte o anlayış içerisinde.."

“Devlet idaresinde bulunanların adaletini de takip edici bir anlayış içerisinde olursak ve yürümeye azimliysek, kararlıysak o zaman yolların dikenli oluşuna bakmadan çıplak ayaklarımızın bu yollara talip olmak zorundayız."
"Bu gün bu dağınıklık içerisinde bir yol ararsak; "Doğuda Azadi Kürdara statüsündeki Peşmerge’lere Erkal Zenger vaadi.
-Batıda Fener patrikliğini diriltme çabasında İstanbul’a Konstantinepolis ruhu verme çabasında bir papaz Yakovas serbestisi.
-Merkezi nokta’da başı kahraman devrimci olan bir TRT’nin himayesi.
"Ve o formül içerisinde bize diyor ki; “koşuya hazır olun. Koşacağız” diyor. Birimizin kulvarı 500 metre ileriden başlıyor, birimizin kulvarı 700 metre geriden başlıyor. 700 metre geriden başlattığı yetmiyor gibi, bir de öteki engelsiz koşu yapıyor, bizde engelli koşularla yetişmeye çalışıyoruz. Bunların adına da ...." denir.

*Bu hitabeti "kendini, dün olduğu gibi bu günde siyasi, ruhi ve bedeni taarruza karşı mukavim kılamayanların fikri iştihasıdır" addediyor, dikkatlerinize sunuyorum.