13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3260
Okunma

Ekim ayını seviyorum. Sonbahar’ın ortanca çocuğu. Hava ne sıcak, ne soğuk. Ceketsiz dışarı çıkamasak da paltoya da gerek yok. Yağmur yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladı, bulutların üzerinden. Tamam, bazen fazla gösteriyor yüzünü ama o kadar da olacak tabi.
En güzel yanı ise; doğada ki değişim. Dökülen yaprakların turuncu rengi ile bütünleşen havanın grisi. Nasıl da güzel bir tablo oluşturuyorlar.
Sonbahar, doğanın yavaş yavaş ölümüne şahit ediyor bizleri. Bu durum biraz hüzün veriyor, tabi ki. Ama ben bu görüntüden de ayrı bir haz alıyorum. Başka bir keyifle izliyorum. Ruhumun melankoliye yatkınlığından olmalı.
Sonbahar’ın hüznü, bazen, depresyona dönüşebiliyor. Sonbahar’da güneş ışınları azaldığı için beyindeki ‘melatonin’ hormonunun daha çok salgılanmasına bağlanıyor, depresif hallerin sebebi.
Bu aya neden Ekim dendiğini düşündünüz mü hiç? Ya da Ekim denmesinin tarihçesini?
Ekim, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 10. ayı olup 31 gün çekermiş. Türkiye’de, Atatürk devrimine değin Teşrin-i Evvel olan ayın adı Cumhuriyet’ten sonra İlk Teşrin, İlkteşrin ya da Birinci Teşrin, Birinci teşrin olarak kullanılmış. 10 Ocak 1945’te kabul edilen, 15 Ocak 1945’te yürürlüğe giren ve dört ayın adlarını değiştiren yasa ile ayın adı Ekim yapılmış.
Ekim ismi; "Ekme" eyleminden türemiş olup tarlaların sürülüp ekildiği ay anlamındadır. Anadolu’da bu ay için "Gazel ayı" dendiği de olur. Gazel de "Kuru Yaprak" anlamına gelir. Bu ay için "Avara" diyenler de vardır.
Ekim adının İngilizce karşılığı olan "October", Latince 8 anlamına gelen "octo" dan gelir. Aylara bölünmemiş kış süreci, Ocak ve Şubat arasında bölünene kadar eski Roma takviminde Ekim ayı 8. ay idi
Diyelim ki; bu ay içinde, canınız bir yerlere gitmek istedi. Otur otur sıkıldınız. Eh! Para var, mesela. Nerelere gidebilirsiniz?
Ekim ayında İlkbahar güney yarım küreye yerleşir. Güneşle buluşmak için Güney Afrika’ya, Güney Amerika’ya ve Avustralya’ya uzanmanın tam zamanı. Güneydoğu Asya ve Karayip adaları içinse Ekim; yağmurların başlangıcı demek. Yani buralara gitmeyin.:-)
Düşünelim bakalım; Ekim ayı için başka neler diyebiliriz?
Bazı ilginç istatistikler yapılmış mesela. Bunlara göre:
Ocak ayının ikinci yarısında doğan kadınların, Ekim ayının ikinci yarısında doğan erkekleri tercih ettikleri dikkat çekmiş.
Beklenenden daha yüksek boşanma oranları; Ekim’de doğan erkeklerle Şubat’ta doğan kadınların evliliklerinde ve Ekim’de doğan erkeklerle Haziran’da doğan kadınların evliliklerinde görülüyormuş.
1904 yılının Ekim ayında; New York metrosu açılmış.
1922 yılında; İtalya’da Faşistler, Benito Mussolini önderliğinde Roma’ya yürümüşler ve iktidarı ele geçirmişler.
1971 yılında; Kongo Cumhuriyeti’nin adı Zaire cumhuriyeti olarak değiştirilmiş.
1978 yılında; Nobel barış ödülünü Mısır devlet başkanı Enver Sedat ve İsrail başbakanı Menahem Begin paylaşmışlar.
Siz şimdi soracaksınız: “ İyi, Ekim ayını anladık da ne yani? “
Haklısınız.
Ama Ekim ayında çok önemli bir şey daha olmuş.
27 Ekim 1959 tarihinde, öğlen ezanından birkaç dakika önce, öyle bir şey olmuş ki; dünya bir daha eskisi gibi olamamış.
Ben doğmuşum…
Eser Akpınar
27.10.2010
İzmir