2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
641
Okunma
Bireysel ve toplumsal yaşam içerisinde belirli günlerin ve tarihlerin özel bir yeri vardır. Unutulmaz, iz bırakır, kolay hatırlanır, heyecan verir, tekrarlanır, uğur getirir gibi anlamlar yüklenir bu tarihlere.
Her zaman yan yana gelmeyen bu tarihlere bir de yan yana gelen aynı saatler eklenir. Kimi olaylarda : 5 inci ayın 5 inde saat 5 de ya da 10 uncu ayın 10 unda 2010 yılında gibi.
İşte bu nedenle 10. 10. 2010 günü özel anlam ifade ettiği için toplum bu tarihi esas alan evlenmeler, toplantılar, şiirler, şarkılar, özel buluşmalarla karşı karşıya kaldı.
TV’ ler bu anlamlı birliktelik için programlarında görüntüler sergiledi.
Bu tarihte gün alarak on misli artmış...
Anmalar, anlamalar, sevgiler on katına çıkarken alışverişte on kat artmış...
Doğumları teknik yönden bu güne almak isteyenler de olmuş...
Yazarlar, şairler ve karikatürcüler bu anlamlı tarihe - güne yoğunlaşmışlar.
Sosyal psikoloji halkın günlük yaşamını on kat etkilemekte.
Bu tür sosyal olayların insanların şuur altında uyandırdığı gerçeği ve etkilenmeyi iyi anlamak ve okumak gerekir.
İnsanı ve toplumu okumak, analamak ve yorumlamak için sosyal psikolojiyi ve bunun halk kültürü içerisindeki yerini iyi değerlendirmek esastır.
Ünlü ozanlar doğa ve tarih ile kendi duygularını dizelere dökerler.
Nazım’ın ’BİR DAKİKA ’ şiirinde şöyle anlatılmıştır.
’Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı
Şimdi gmğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Dalmış suyun koynunda bir ecelik uykuya
Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor
Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor’.
Bazan bir dakika, bazan bir gün ve bazan bir ömür boyu insanı etkileyerek sürükleyen konular vardır. İz bırakır, unutulmaz, umut ve heyecan verirler.
10.10.2010 tarihinde şaiirin ifade ettiği gibi ’ göğsünde kalbi hızlı hızlı çarpanlar’ ve ’ suların kayalarda bıraktığı nurdan izler gibi’ gönüllerde iz bırakanlar olacağı gibi ’durgun sular altında bir mum gibi’ alev alev yanan gönüller de olacaktır.
Sivas’ lı ünlü halk ozanı Sefil selimi de bir dörtlüğünde insan için şunları yazmış:
’ Sofrada tepçeyim ocakta kazan
Sefil selimi’ niz aşk dolu ozan
Beynimin sahibi yazdıran yazan
Sayesinde sözün ferlisi insan...’
Yazana değil yazdırana bak diyen ozan Selimi ilham kaynağı olarak gördüğü insana olan aşkını dile getiriyor.
İşte 10.10.2010 tarihi de bir sevgi ve tutku günü olarak bir çok insanda izler bırakacak ve anılarda yerini alacak.
Bir gününüz değil her gününüz sağlıklı, huzurla, başarılı ve mutlu olsun.
YAHYA AKSOY