5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1166
Okunma

Yaradılışa inanmak cehalet değil kanımca.Sebeplerini düşünürüm aklımın ermeğe uğraştıgı yaşlardan bu yana. Ha aklım erdi mi ermesi gereken yere muamma, o da ayrı bir konu. Neyse; sadede gelelim...
Evrende bu kadar canlı ne yapar, ne işe yarar diye düşündüğüm zamanlar olur. Hani açlık var, kıtlık var, bir avuç topraklar uğruna oluk oluk akan, akıtılan kanlar var...
Sokaklarda çoçuklar, onların güçsüz, kirli bedenleri üzerinde hayvani zevklerini tatmin eden yetişkin insancıklar. Kolu, bacağı olmayan, gözleri görmeyenler var.Milyarların cirit attığı dünyada yapayalnız olanlar var. Varlıgının hesabını bilmeyip, kuruşunu da paylaşmayan var.
Var oğlu var...
Bu çeşit bolluğu neden?
Eğer bu gerçekten bir imtihansa; neden adaylar eşit koşullara sahip değiller?
Adalet nerede o zaman?
Peki Einstein’la, algılama özürlü bir aday, kıyamet borusu çaldığında aynı köprüden mi geçecekler?
İbadeti gözümüze soka soka, kafamıza vura vura icraa edenlerin hurileri olacak ama, yaradılıştan dolayı hormon özürlü, itile kakıla yaşayan homoseksüellerin de Nuri’leri olacak mı ?
Zaten dünya’ya sanşlı gelmiş sultanlar, irem bahçelerinde zevk-ü safa sürerken, seçilmiş cariyeler cennet güllerini mi gübreleyecek?
Ya sokaklarda doğmuş, kaldırımlarda uyumuş çocuklar.Bir kuru ekmeğin uğruna elini kana bulamışlar... Yatacak yerleri olacak mı bulutlar üzerinde? Yoksa onlar bulutlardan aşağı mı sallandırılacaklar?
Güneşin rengini bilmeyenler, gözünün feri olmayanlar, onlar güneşi görebilecekler mi o büyük imtihanda?
Bir de kitleleri katledenler var kutsal savaşlar uğruna. Gözlerine potansiyel düşman görünen masum bebeklerin cesetlerini çiğneyerek din, devlet kurtaranlar.Öyle ya; Tanrı’nın yolunda işleniyor bu masum cinayetler, onlar ahiret şarabından içecekler mi?
Düşünebildikçe, düşünmek istemiyorum. Tanrı’nın yaratttığı düşünme defektlilerden olabilmeyi diliyorum.
Belki Tanrı’nın kobaylarıyız biz diyorum...
Salmış bizi evrene her türden binlerce...
Belki en uygun aday biçimini seçip gerçek dünyayı yaratacak.Bence bu Dünya müsvedde...
Haddime düşmeyeni mi sorguluyorum?
Günahkar mıyım?
Çok mu oluyorum?
Belki!
Tanrı’nın verdiği zekâyı kullanıyorum.
Ben de bu teoriye göre, bir kobayım kafesinden kurtulmaya calışan...
Ya da suçluyum hakim bey, düşünüyorum, cezam neyse razıyım...