Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Zeynep Süberk
Zeynep Süberk

Çaya Meze Potansiyel Suçlu Manzarası

Yorum

Çaya Meze Potansiyel Suçlu Manzarası

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1012

Okunma

Çaya Meze Potansiyel Suçlu Manzarası




İki bin bir, İstanbul. Ağustos şehri kuşatmış, güneşin alacağı var sanki kaldırım taşlarından, çok yakıcı. Sokaklar yine inadına tıka basa, boğuluyorum. Önümde çocuk arabası , kızımı güneşin şerrinden korumak için bir gölge arıyorum. Köstebek yuvalarını aşarak, tenden duvarlar arasından yol bulmaya uğraşıyorum.Sanki ben bu şehirde hiç yaşamamışım, sanki yedi tepesinin her birine birer öpücük, her sokağına bir iz bırakmamışım, nasıl da acemisi olmuşum bu koca şehrin. Çok sıcak!
Ah be kızım; ne vardı kırk derece havada bronşit olacak! Sabah akşam iğne. Ah be kızım; senin canın ne! Senin canın, benim içim yanıyor. Neyse, başa gelen çekilir, yeter ki sen bir an önce toparlan, renk gelsin gül yanaklarına.
Kliniğe az kaldı, polis karakoluna yaklaşıyorum. Çocukluğumdan bu yana aynı manzara; iki memur merdivenlerin önünde nöbette. Elbette tam Türke yakışır şekilde , ellerinde sigaraları ve demli çayları. ( Tam Türke yakışır şekilde ifadesini açarsak; İtalyanlar çok sigara içen birini , aynı bir Türk gibi sigara içiyor sözüyle anlatırlar ) Tabeleya gözüm takıldı , polis karakolu tabelasına ikinci bir tabela eşlik ediyordu. Çocuk polisi!... Birden havanın sıcağını, ortalığın kalabalığını, üzerime gelen insan yığınını, delik deşik kaldırımları unutuyorum. Ülkemde güzel şeyler oluyor. Çocuk polisi... Bu müthiş birşey. Çocuklarımız artık özel eğitimli, çocuk ruhundan anlayanlara emanet, bu gerçekten çok güzel birşey... Karakolun karşı kaldırımındayım, ben gülümsüyorum.
İki adım daha ilerliyorum; gözüm tabelaya mıhlanmış. Nerede olduğumu unutmuş olmalıyım ki bir anda, önüme bakmayı akıl edemeyip, bir şeye çarptığımı farkederek duruyorum. Hay Allah! Neden bu kadar şaşırıp, herşeyi unuttuysam. Olması gerek değil miydi, aslında çok geç kalmış bir kurum değil miydi?
’’ Kör müsün be kadın! ’’ diye çıkışıyor çocuk arabası ile çarptığım bayan. Kaldırımda oturan bir dilenciye çarpmışım, canını çok yakmış olmalıyım diye düşünüp, özür diliyorum. ’’ Sizi görmedim inanın, dalmışım.’’ Samimiyetime inanmıyor olsa gerek ’’ Tabii tabii hep öyle olur zaten. ’’ diye cevaplıyor. Gerçekten samimiyim oysa... Birden gözüm kadının kucağındaki bohçaya takılıyor. Belli ki daha kırkı çıkmamış, esmer tenli, kızgın güneşin altında harap olmuş bir bebek. Yine güneş üzerime baskı yapıyor, çok sıcak! İçimdeki ikilemle çatışıyorum. Bir yanımda çocuklarına tapan, yumuşacık bir anne, diğer yanımda, yavrusunu güneşin altında perişan eden dilenciyi parçalamak isteyen dominant bir kadın. İkincisini susturuyorum. ’’ Çocuk perişan olmuş, gölge bir yere geçseniz! ’’ diyorum. ’’ Sanane be kadın, senin beben mi? ’’ diye çıkışıyor. Sabır , Tanrım sabır!... ’’ Bir anne çocuğunu bu denli harap eder mi? Bakın güneş tam üzerinizde, yazık çocuğa, lütfen gölgeye çekilin! ’’ diyorum, hani neredeyse kızımı çocuk arabasından çıkartıp, bebeği yatıracağım. ’’Eeee sıktın be kadın! Tövbeee , çekilsene , gölge etmesene ’’ deyip, yerine çöküyor.
"Tanrı’m adalet bu mu , adaletin bu mu? " diyorum. Onca kadın annelik özlemi ile yanarken; masum bir bebek, gül gibi bir bebek analıktan nasibini almamış bir kadının kucağında geleceğini yitiriyor. Bir şeyler yapmalıyım! Öyle hırslıyım ki, soluğu karşı kaldırımda karakolun önünde alıyorum. Nefes bile almadan kapıdaki nöbetçi memurların önüne dikiliyorum.
’’ Söyler misiniz ; bu ülkede dilencilik yasal mıdır? ’’
Memurlardan biri nasıl bir ruh halinde olduğumu anlamış olmalı ki ; ’’ Sakin olun bayan , sorun ne? ’’ diye cevap veriyor.
’’ Sorun karşınızda, gözünüzün önünde. Kırkı çıkmamış bir bebeğin omuzlarında. Bir kadın karşınıza tezgah açmış, dileniyor, siz de çay keyfinize manzara yapıyorsunuz! Söyler misiniz, sayın çocuk karakolu yetkilileri , bu çocuğun hayatına niye sahip çıkmıyorsunuz! Bu çocuğun sonu ne olur sizce? ’’
’’Potansiyel suçlu.’’ diye kısaca cevap veriyor memur. Tepkimi anlamamış olsa gerek ki, bana yanıt verirken de gülümsüyor. İşte içimdeki dominant kadın tam da o anda ortaya çıkıyor. ’’Bakın; ben şu anda gitmek zorundayım, on beş dakika sonra geri döneceğim, oldu ki , bu bebek hala güneşin altında , siz de bu karakolun kapısını bir daha bekleyemezsiniz! ’’ Kuru sıkı bir tehdit değil, hırsla söylenmiş bir cümle hiç değil, bu körlüğe bir operasyon gerek diye düşünüyorum...
Kliniğe gidiyoruz, kızım yine ağlayarak iğnesini oluyor, yine benim canım yanıyor. Dönüyoruz, gözüm kaldırımın her iki yanında. Ne kadın, ne bebek, ne de az önce kapıda nöbet tutan iki memur görünürde.
Ah diyorum , ah bebek !!!
Evimin yolunda gözümün önünde baygın hali, sızlıyorum.
Bu çocuk arabasına da, bu küçücük gönüle de sığardın da, seni koruyabilecek koca devlet çay keyfine manzara aramasa!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çaya meze potansiyel suçlu manzarası Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çaya meze potansiyel suçlu manzarası yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çaya Meze Potansiyel Suçlu Manzarası yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
KE
KESKİNZAMAN, @keskinzaman
22.6.2011 01:33:19
Anlatım güzel ,akıcı üslup yalın açık edebi olarak iyi ,toplumsal gerçeklere uzak ve çocukla ilgil olduğu için dygusallık ağır bastığı için subjektif değerlendirme ,bu benim fikrim uzun uzadıya tartışılır sadece kanımı belirttim,kimseyi yargılamıyorum
sayın süberk
hasan coskun
hasan coskun, @hasancoskun
19.10.2010 19:09:07
bu arada sormayı unuttum ozur dılerım kızınız ıyı oldumu pekı ala
hasan coskun
hasan coskun, @hasancoskun
19.10.2010 01:46:06
BEN OZUR DILEYEREK BUNA KATILDIGIMI SOYLEYEMIYORUM..EDA NAZLI HANIMA ..DEVLETIN POLİSİ EVET YORULUYOR OLABILIR AMA.HER NE OLURSA OLSUN ONLAR BU DEVLETIN HUZUR VE SKUNET ICINDE YASAMASI ICIN MEMURLAR.VE ONDAN DOLAYI MAAS ALIYORLAR.BIR OGRETMENI DUSUNELIM.BIR COGUMUZ EVDE TEK COCUK ILE MUCADELE VEREMEYIP ONU OKULA BAS GOZ EDER GIBI YOLLARKEN.ORADA OGRETMENLERIMIZ.HER BIRI ILE AYRI AYRI ILGI ALAKA GOSTERIYOR.BURADA KIMSE ALDIGI EKMEGI INKAR ETMEMELI..ANCAK DUZEN BOYLE OLUR BENCE..
YILKI
YILKI, @yilki
25.9.2010 02:08:19
’’ Söyler misiniz ; bu ülkede dilencilik yasal mıdır? ’’
Memurlardan biri nasıl bir ruh halinde olduğumu anlamış olmalı ki ; ’’ Sakin olun bayan , sorun ne? ’’ diye cevap veriyor.
’’ Sorun karşınızda, gözünüzün önünde. Kırkı çıkmamış bir bebeğin omuzlarında. Bir kadın karşınıza tezgah açmış, dileniyor, siz de çay keyfinize manzara yapıyorsunuz! Söyler misiniz, sayın çocuk karakolu yetkilileri , bu çocuğun hayatına niye sahip çıkmıyorsunuz! Bu çocuğun sonu ne olur sizce? ’’
’’Potansiyel suçlu.’’ diye kısaca cevap veriyor memur

Polisin verdiği yanıt,polisce olmuş.

Polis de düzenin memuru.Bu soruyu,devlete sormak lazım bence. Polisin kafası ambalaj oluyor akşama kadar bu tip olaylarla...

Yazım tekniği oldukça başarılıydı.

Konuşmalar arasında biraz boşluk kalsa iyi olacak.

Puanım tam.

Sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL