6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
832
Okunma

CUNDA ADASI
Dünyanın tek cenneti, hayatımın en dinlendirici tatilini yaptığım tek yer.
Hiç bir zaman unutamayacağım cennetim oldu.
Uzandığım ağacın gölgesinde, gözlerimi kapadım ruhumu güneşe ve denize teslim ettim. Sabahtan öğlene kadar gökten denize yıldızlar yağdı ve her yer ışıl ışıl oldu. Bu görüntünün güzelliğini anlatamam, kelimeler yetmez. Doğa tüm güzelliğiyle karşımda duruyordu , yeşilin ve mavinin tüm renkleri ve suyun içinde mutlu balıkların dalıp oynaşmaları hele hele o çiftleriyle gezen sevgilisine yiyicek verip koklaşan kumrular..
Ve çeşitli değişik türden kuşlar sanki cennete düştüm sandım.
Çeşitli türden ağaçların çeşitliliği beni adeta büyüledi. tüm bitkileri sevip okşadım onlarla konuştum.Ve
Kendime çok kızdım neden bu kente daha evvel gelmedim diye...
Şimdi;Ayvalık şeytan sofrasına gelelim.
Burası da muhteşem güzellikte bir kasaba. Hele gün batımının renkleri karşısında nutkum tutuldu adeta donup kaldım, ağlamak geldi bu eşsiz güzellikler karşısında...
Sonra devamlı anlatılan taş kahveyi merak ettim. Gerçekten gördüğüme çok mutlu oldum.
Mimari yapısı ve inşasında kullanılan taş ustalığı görmeye değer özellikte. Adalıların burası buluşma noktası. T aş kahvede yapılan kahvaltıların tadına doyum olmaz.
Adalılar buraya hem sohbet hem oyun(tavla , okey..) oymamaya gelirler.
Yer bulmak neredeyse imkansız. Şansa yer bulduk ve çaylarımızı keyifle yudumlarken boş durmadım içerdeki büyük antika boy aynaların ve sobanın resmini çektim.
Sobayı görünce tabi ki çoçukluğumu anımsadım ve babamın sobada kestane pişirmesi..
Ama şu an eskiye gitmek istemiyorum çünkü hemen hüzünleniyorum...
Ve Agaia Triyada kilisesi.
Bu kilise ilk inşa edilen kilise olma özelliğini taşır ve tamamen yöresel ,doğal taşlar kullanılmıştır.Fakat bu kilisede diğer kiliseler gibi zamana terk edilerek yıkılmaya yüz tutmuştur.
Cunda adası balıkçıların geçim kaynağı olmuştur. Ardarda dizilmiş balık restoranları adeta birbirleriyle yarış ediyorlar. Kimisi fiatlarıyla kimisi ünüyle kimisi tatlı diliyle...
Bir de Rahmi Koç’un restore ederek halkın hizmetine açtığı kütüphane var. Bünyesinde Necdet H. nin kitap kolleksiyonunu bulundurur.
Aşıklar tepesi Cunda’nın bir sembolu olmuştur.Romantim ve eşsiz manzara birleşince adı Aşıklar tepesi olmuş. Kim istemez ki bu siz manzara kitap okumayı...
Dört günlük ada gezim sona erdiğinde tekrar gelmeyi ümit ederek yine her zaman hissettiğim gibi ruhumu cunda’da bırakarak İstanbul’uma evime döndüm.
CUNDA
Güneşine vurulduğum
gözlerimi yumduğum
karanlıkta kaybolduğum
cunda’m...
Her yerden görünen
her daim parıldayan
denizinde kaybolduğum
Cunda’m...
Gün batımınnda
o kızıllığın içindeyim
güneş kayıp gitmeden
ben yine kaybolmuşum..
Her sabah ...
yeniden doğar yaşam
hayat yeniden uyanır
kumrular,
tabiat,
tüm canlılar..
ve
alınan her bir nefes
bir nefes..