SANATÇI ve ZANAATKAR

Öncelikle sanat bize doğayı sevmeyi, nasıl daha güzel yaşayabileceğimizi, bencillikten kurtularak insanlarla kaynaşmayı öğretir.

Sanatçı, kimliğini unutmadan evrensel olabilmelidir. Sanatçının en önemli özelliklerden birisi algılamadır. Sanat, sanatçının kendi iç dünyasını karşılıksız, maddi getiri düşünmeden topluma çizgiyle, renkle, yazıyla, anlatımla, eserle aktarılmasıdır. Sanatçı kesinlikle tarafsız olmalıdır.

Sanat dalları resim, heykel gibi maddeye biçim verilerek meydana getirilen plastik sanatlar; şiir, edebiyat gibi kulağa hitap eden fonetik sanatlar; tiyatro, bale, opera gibi hem göze hem kulağa hitap eden sanatlar; moda, şehircilik gibi tatbiki sanatlar olmak üzere dört gruba ayrılabilir.

Sanatçı ile zanaatkar biribirine asla karıştırılmamalıdır. Sanatçı, kendi düşüncelerine göre kendi iradesiyle maddi getiri düşünmeden yaratıcılığını ve yeteneğini sanat kollarının birinde ispatlamış insandır. Şair, yazar, ressam, tiyatro oyuncusu, vs bu kategoriye girer. Marangoz, demirci, vs sanatçı değildir, zanaatkardır.

Zanaatkar ise marangozluk, demircilik, ayakkabıcılık gibi el emeğine dayalı iş kollarıyla uğraşarak maddi ihtiyaçlarını karşılayan insandır.

Sanatçı dostlara kolaylıklar diliyorum. Zanaatkarlara da bol kazançlar, iyi çalışmalar temenni ediyorum.

ÖMER DOĞANLI
Ağustos - 2010