Abi, gene Karadenizlinin cin fikirliliğiyle mizahi bütünleştirdin.Tebrik ediyorum; kalemin de güçlüymüş...Artık Rize'den dönünce ayrıntılı kritikleri yaparız.Buralarda esasa ilişkin bu kadarcık lafla yetinmeni isterim.24 yıldır üniversitede edebiyat dersi veren bir hoca olarak kanaatim odur ki, yazı işinde, özellikle mizah yazıları konusunda, yeteneklisin.Selam ve sevgilerimi sunarım.Yaylaları ARENA'ya çevirmeyeceğine dair görüşümü koruyorum çünkü naif bir insan olduğunu biliyorum.Ama illa Tacettin Abiyle ayıları yaylada dövüştüreceksen, bundan nasıl bir sonuç alacağını merak ediyorum.

H.Nihal Atsız'ın Kuzey Kafkasyan bir halk olan Lazları, tüm Karadeniz'e ve onun halk toplumsalına teşmil etmenin yanlışlığı üzerine; yakın çevresine yaptığı bilgilendirmeleri anımsıyorum...

Sizde anımsıyor olmalısınız!

Bundan başkada fazlaca eklemek istediğim katkı yok !

Düşünerek yazdığımızın göstergesi de yazageldiklerimizin emik olmaması, etik olması bu bir; bir de, ulus toplumsal kültür savaşına yarar olması, globalist etnik edebiyata yarar hiç değil...

Doğru dizge etnik, emik, etik... Sizinkinde dizge ters ya da ısrarcı tekrar manzumeliğinde görünüyor, değerli Toynak...

Esenlikle...


Göktürkmen tarafından 9/16/2010 9:31:10 PM zamanında düzenlenmiştir.

ne güzeldir benim ezgilerim
bir de nanimin mısır püskülleri

saygılar

Sanırım Tacettin abiye laf atmadan ve kızdırmadan olmuyor.

Çok güzel ve keyifli bir yazıydı.

Ayder yaylasında bizim içinde kocaman bir nefes alın...

Sevgi ve saygım daim...

Tebrikler.

Sevgilerimle...

Tebrik ederim ağabey..Çok güzeldi..

Saygı selam duayla...

Tebrik ediyorum. Güne düşen seçkiyi ve yazarını. Saygılar

harikasın üstad eline sağlık selamlarımla.

orada olmak varmış hep ip ucuyla geçiştirmişsiniz sizigidi laz lar sizi.......................laz eğlencesi güzel olur birde ben denk geldim ayderde.................................çok güzeldi..........................saygımla
tebrikler

Laz değilim ama yaşadıklarınız GÜZELDİ.

:)

Gerçekten bir harikaydı yazınız.Önceleri o ortamda olmak için heveslendigimi sonrada gıpta ettigimi hissettim.Hepsi tastamamdı ama Tacettin bey bombayı patlatmış.Espiriysede süper,safiyane bir talepsede süperdi.Beni sabah sabah fııkk diye güldürdünüz ya...her dem varolun.Kutlarım.

çok güzel eylenceli anlatımı hoş bir yazı..bizler çalışırken sizlere iyi eylenceler diliyorum..kutlarım usta...

Yazı bir anı bir paylaşım
hatta bir reklam niteliği altında kaleme alınmış bir metin.
benim üzerinde duracağım konu Toynak'n izin konusu
herkes gider mersine bu adam gider tersine
yaz boyu ankaranın kırsalında pirzolaya döndü şimdi son bahar tatile gidiyor
mutlaka bildiği bir şey vardır diye düşünüyorum
keşke kurban bayramı zamanı gitseydin bende gelseydim görseydim ayderdeki ağalığını veya hankimiz ağa.
................
ne şanslı bir adam çok sevdiği arkadaşının oğlu ankarada doktor
çekinmeden yanına gider hele hastahanelerden randevu almanın zorlaştığı bu zamanlarda
tacettinle uğraşmanın faturası...............

Rizeye selam.

özel insanlarız vesselam))teşekkürler güzel yazı için...tebrikler...saygımla...

Güne gelen harika yazınızı kutlarım. Saygılarımla...

Yemin olsun; bende enfes bir TÜRK gecesi hazırlayacağım gurbet ellerde. TÜRK kültürünü, örf, anane, adet vs. neyimiz varsa sergilenecek bu günde. Nasılsa kendimizi başka kimliklerde görmeye başladık! Eh bende TÜRK olduğuma göre...

LAZ şairimizi kutlarım kültürlerini tanıttıkları için. Ne güzel dillenmiş kültür gecesi.

selam ve saygılar uzaklardan LAZ şairimize...

hiçte kıskanmadım......neeeeeeeeeeeeeeeeeee günemi düşmüş.......bu yazumu.......vuyyyyy anam vuyyyyy havasından geçilmez ......o isteyor bir göz allah verdu içi göz....canını sıkma tacettin.... sende yaz güne değilde haftaya düş.....aya düş yıla düş .......offf be ..... toynaklaşdum galiba.....seçki guruli herhalde hepten garadenizlimu neeeeeeeeeee

Toynak biliyorsun oğlum Ankara da doktor vallahi hiç çekinme bir sıkıntın olursa hemen yanına git..

“Olur ağabey..Ne doktoru oğlun”
- Kadım doğum doktoru..

burası güzeldi işte:))))

Toynak sen bu yazıyı ne zaman yazdın da ben görmemişim.
Çok özür arkadaşım.
Sen de bizden habersiz felekten gün çalmışsın. Çok da iyi etmişsin.
Güne düşen yazını Kutluyorum.

Saygımla...

daa güzeldi...:)

Ha pu arada bişey unutmuşidum onuda yazayrum.Puanum da ondur daa.

:)) Hak etmişler Üstad.Ama zannetmem siz yine kıyamassınız..
Çok güzel memeleketimin taşı ,toprağı ,müziği ,sesi soluğu ,havası vs vs
Yaylaları bir başka.Andere hiç gitmedim ama Perşembe yaylasını iyi bilirim.Her sene uğramadan geri gelmem.Birde İten içi vardır,çilek kokusuna kekik kokusu karışmış.Misler gibi kuzular çevrilir.Nasıl anlatayım güzelim topraklarımızı.Heleki biz karadenizliler için memeleket daha bir başkamı nedir.Bir türlü kopamıyoruz.Canım Kazım Koyuncuma ise Allah tan Rahmet diliyorum.Mekanı cennet olsun.O nun yeri bende başka.Ha şimdi uşaklar Kazım koyuncudan bi ayrıluk şarkisu ne cüzel olurda da....))

Doğru söylüyor Tacettin ağabey.

Gerçekten de Toynak ağabeyimizin yaylada ayı, yıldızı, güneşi aramasına gerek yoktu.

Kendisi bir ay, bir güneş, bir yıldızdır zatan.

Şu güzel sitemizin ayı, güneşi, yıldızı, sigortası, ustasııdır Toynak ağabeyimiz.

Isıtmaya, ışıtmaya, anlatmaya, arıtmaya daha nice yıllar yüz ve yürek uzatır inşaAllah.

Saygısı, sevgisi, bilgisi, ilgisi, hoşgörüsü, kaleminin kuvveti, zihninin aydınlığı, fikirlerinin tutarlılığı daim olsun.

Yaşasın.

Varolsun.

Selamlar.

Saygılar kendisine.

Kesinlikle boşta bulunmuştur. Yazık ya Tacettin Abime... İşin şakası bir yana, sizin gibi eğlenceli insanların arasında bulunmak çok güzel. Ben de tam karadenizli olmasam da, az çok biliyorum lazca atışmalı türküleri. İşyerimdeki bir arkadaşım, işyeriyle yaptığımız pikniklerde, tabi tulum olmaksızın söylerdi oradan biliyorum. Ben, ülkemin her yöresine ait müziğiğ seviyorum ama karadenizin müziği canlandırıyor insanı. Tebrikler . Sevgi ve saygılarımla

o çoşkulu kalabalıkta seni bir an gördümde....ne türkülere eşlik edeysun.....ne uyum içinde horon tepeysun....sadece küçük dilini gösterecek kadar sırtararak güleysun....ben has lazım deyeysunda vallah onlarada benzemeysun.....yemin edeyrum toynak sen lazin uçanisun daaaaaaa......ayder yaylasında ayı aramana gerek yokki.....sen heç aynaya bakmayasun herhal....öpüyorum.....gülen suratından saygılar gardaşım

çok güzel bir yazıydı. güzel vakit geçirmenize de ayrıca çok sevindim. bizim kültürümüz gerçekten bir başkadır.... her şeyiyle....
coşkuludur insanımız, komiktir yeri geldiğinde, başkadır benim memleketim, başkadır insanım....
size şimdiden iyi yolculuklar diliyorum. benim yerime de o güzel temiz havadan içinize çekin lütfen.

kutlarım.

her şey çok güzel eğlenceniz geceniz
ama en güzeli ne biliyormusunnuz
tacettin beyle olan dioloğunuz kutlarım sizi siteye güller açtırıyorsunuz
saygılarımla her daim

Teşekkürler paylaşım için. Kaleminiz hep yazsın. Saygı ve selamlarımla...

Güzel paylaşımınız için teşekkürler, okumak keyifliydi,
saygılar.

Sabah sabah ne kadar iyi geldi sayfanızdaki pozitif etileyiş...

SEVGİYLE...

hıııııııııııııııııııııııııııııııııııııı
huuuuuuuuuuuuuuuuuuu

çok kıskandım yahu :)

ama ortamı tahmin ediyorum. içimize sığmaz bu enerji bizi nerlerde paklar bilmiyoruz. bildiğim kapı gıcırtısına bile oynadığımız ve külltürü bilmek yerine yaşamanın ne kadar doğru olduğunu düşünüyorum...


sevgiler dost.


Ayder yaylasında dikkat edin.... birilerinin ahı tutmasın size

benden söylemesi

dua ile :)

Neş' e içinde bir solukta okudum..,Karadeniz insanı yaradılış icabı esprili zaten...
Bende doğu Karadeniz'de sormuştum ilk, laz mısınız diye..O gün bugün lazım diyen bulamadım...Asım beye katılıyorum..Bu konuda..
Hocam sana da iyi geziler ama niye bu kadar geç kaldın?Havalar soğudu...Üşütme kendine iyi bak..Bol ilhamlarla dön inş..
Tebrikler bu yazı için...Güzeldi, gülümsettin..
Slm sevgi ve dualarla...ESRA

Sayın Öztürk;öteden beri merak ettiğim bir konuya kısmen de olsa bir açıklık getirdin.Sağol.İstanbul Boğazından Karadenize çıkıp sağa doğru gidildiğinde herkes laz olarak isimlendirilir.Lazlar nerede?diye sora sora gidersiniz,Trabzonlular bile burada laz yoktur. Rize taraflarında yaşadıklarını söylerler.Rize'ye gelirsiniz onlarda biraz daha Doğu taraflarını işaret ederek;şu taraflarda lazların olduğu köylerin bulunduğunu söylemekle yetinirler.Buna rağmen enteresan durumlarla karşılaşılır.Yine İstanbul boğazından sağa doğru gidildikçe insanlar gitgide daha çok dindarlaşmaya başlarlar.Of'un hocaları meşhurdur.Hatta bu dindarlık hurafelerle dolu yobazlaşmaya başlar.Buna karşılık folklor en Doğu'da iyice müstehcenleşir.Senin de belirttiğin gibi kadın ve erkeklerin bulunduğu imecelerde ve düğünlerde bunlar söylenir.Ve yadırganmaz.Bunlardan binlercesini not etmiş arkadaşlar gördüm.İşte en çok merak ettiğim ve tam olarak açıklayamadığım husus şudur.Bu kadar müstehcenliğe rağmen,bu kadar nasıl dindar olunabilmektedir?