Ne demiş atalarımız? TAHSİL CEHALETİ ALIR, EŞEKLİK BAKİ KALIR. Bir de bilinen bir anekdot var: “Oğlum, ben sana kral olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim” diye biten. Çevremizde, elinde bir veya birkaç üniversite diploması bulunduğu halde kültür cahili olan bir dolu insan var. Aynı çevrede yine doğru dürüst tahsil yapamadığı halde çok çok okuyarak, gözlemleyerek, araştırarak kendisini ziyadesiyle yetiştirmiş nice aydın görürsünüz. Çelişki gibi görünse de, bu genellikle hep böyledir. Bundan sonra da hep böyle olmaya devam edecektir. Bu arada hem tahsilini ikmal etmiş, hem de kültürel açıdan kendisini yetiştirene ne mutlu. Hem tahsili, hem de tahsilli olanlara saygımız da sonsuz, sevgimiz de sonsuz. Daha önceki bir yazımda bir vesile ile bahsettiğim gibi, makamların ve servetin şımarttığı, bir o kadar da kibirlendirdiği, cehaletlerinin alınıp, eşekliklerinin baki kaldığı yüzlerce, binlerce gafil var. Bu gibiler, Tanrı katında bekli de erdemlik sınavına tabi tutulmaktadırlar ve onların bundan haberi bile yoktur. Bulundukları mevkileri hazımsıyamadıklarından, özümsiyemediklerinden kırıcı davranışlarının da etkisiyle bir süre sonra gerçek dostlarını tanımazmış gibi davranırlar ve maalesef onları kaybederler. Kaybettikleri bu gerçek dostların yerini çok geçmeden “Sayıncı”, “Efendimci” yalakalar ve goygoycular alır. Sonuç itibariyle, hayatta paylaşıldıkça çoğalan şeyin SEVGİ olduğunu unuturlar. Bir gün bir de bakarlar ki, şu veya bu nedenle o makam ve mevkiler teker teker kaybedilmişler, eşekten düşmüş karpuz gibi darmadağın olmuşlardır. Onca kalabalığın ortasında tek başına, yapayalnız kalmışlardır. Çıkarı sona eren sahte dostlar gibi, daha önce gururları zedelenen gerçek dostlar da artık yanlarında yoktur. Heyhat, iş işten geçmiş, tren çoktan kaçırılmıştır. Makam ve mevkilerin şımarttığı, kibirlendirdiği insanlar yanında servet ve şöhretin de şımarttığı ve kibirlendirdiği insanlar vardır. Bir çoğunun sonradan görme olmaları, üstüne üstlük kültürden de pek nasiplenmemiş olmaları nedeniyle bulundukları sohbetlerde sürekli olarak paradan, puldan bahsederler. Çünkü, başka bir şeyden bahsetmelerine kültürleri yetmez. Bunlar, konserlerde, uçakta, hatta ve hatta araba kullanırken bile cep telefonuyla konuşurlar. Bunlar aynı zamanda, her sevinçli anlarında hemen silaha sarılan şehir magandalarıdır da. Sözlüklerinden çoktan çıkarıp attıkları ’TEVAZU’ denen sözcüğü, ne yazık ki, servetlerini, söhretlerini, makam ve mevkilerini kaybettikleri zaman hatırlarlar ama etraflarında, üzüntülerini, dertlerini paylaşacak hiç kimse kalmadığından, bu kibirli ve mağrurlar için ESKİ DOSTLAR artık şarkılarda kalmıştır. |