2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
724
Okunma

Kadınlar neden vazgeçilmezdir. Onlara duyulan şehvet ve arzudan olsa gerek. İnsanın doğal ihtiyacı olan birleşme eylemi onu kadınla yakınlaştırır. Yoksa biz arabamızı, kuşumuzu,yerimizi yurdumuzu da severiz ama bir şekilde bunlar vazgeçilmez olabilir. Yani kadını erkek için tek bir anlamı mı vardır? Şehvet kölesi. Kendimizi tatmin etmek için mi onlara değer veririz? Yoksa insanlık yok olmasın üreyelim, çoğalalım düşüncesi mi? Biz bu kadar ruhsuz ve bencil miyiz?
Bir kolyeyi beğeniriz ve bir müddet kıymet vererek taşırız onu. Sonra ne olur da ondan kurtulur bir başkasına yöneliriz. Bıkkınlık duygsusu mu? Tatmin olma düşüncesi mi? Peki biz kadınlarımızı tatmin olduğumuz ve sıkıldığımız için mi aldatırız ya da terk ederiz? Onlar da aynı sebeple mi bizi aldatırlar? Bu durum bizim müdahale edemeyeceğimiz insan doğasıyla mı ilgilidir. Aldatmak iki bedenin yek vücut olması mıdır? peki kafamızda kurduğumuz ve hayata geçiremediğimiz düşüncelerimizle aldatmış olmaz mıyız?
Bir kadınla bir erkeği bir araya getiren nedir? O da doğamızdan ötürü gerçekleşen içgüdüsel bir şey mi? Biz de hayvanlarla aynı mantık silsilesiyle mi yaratıldık? herşey bize bahşedilen haz duygularıyla ilgili midir? Bir kadınla bir erkek birbirini neden sever? yoksa sevmez mi? rol mü yapar? Başta sever de tanıdıkça var olan sevgisini yitirir mi? Gizem ve bilinmezlik midir insanları birleştiren? Bilinmezlikler neden insanda merak uyandırır? merak duygusu mudur insanları birleştiren?
İnsan toplumsal bir varlık mıdır? Bu yüzden mi birleşmeliyiz? Erkek için yemek yapan ve evi çekip çeviren varsa çocuklarına bakan bir kadın arzusu, kadın içinse onu çevresel faktörlerden koruyacak, ona değer verecek erkek arzusu mu? Bencil oldukları için mi beraber olurlar? Ya da saydığım saymadığım bu durumların tamamının mı birlikteliğe katkısı vardır? İnsanların mutluluğu için bütün ilişkiler canım cicim aylarıyla mı sınırlı tutulmalı? Neden bir kadınla geçirilen mesut günleri, güzel hatıralar anılması için o anki güzellikleriyle sınırlandırmayız da anlık mutluluklar ebediyen sürecekmiş gibi davranarak güzel hatıraların içine ederiz. Bütün bunlar hakkında düşünmek ve ilişkileri anlamlı kılmaya çalışmak gereksiz midir? Yoksa senaryo Adem’den önce yazılmış, oyuncular ve mekan seçilmiş de bizler senaryonun dahi farkında olmayan kuklalar mıyız?