Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)

Ah Doris ah!

Yorum

Ah Doris ah!

44

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2288

Okunma

Okuduğunuz yazı 22.8.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Ah Doris ah!

Murat, elli yaşlarında, evli iki çocuk babasıydı. Emekli olmasına rağmen hâlâ özel bir şirkette işçi olarak çalışıyordu. Küçük oğlu Sinan, liseye yeni başlamış, büyük oğlu Mehmet üniversiteye hazırlanıyordu. Mehmet’in üniversiteyi kazanması için evde hummalı bir çalışma vardı. Hem dershaneye gidiyor, hem çok zayıf olduğu derslere eve hoca geliyordu. Bu masraflar Murat’ı oldukça zorlasa da oğullarının geleceği her şeyden önemliydi onun için.

Yastık altındaki gizli hazinelerini, ağır ağır harcamaya başlamıştı bile. Artık daktilo dönemi bitip, bilgisayar dönemi başlamıştı. Murat da oğullarına ders çalışmaları için hemen bir bilgisayar aldı. Oğlanlar artık derslerini bilgisayarda hazırlayıp, yazıcıdan kolayca çıkarabiliyorlardı. Ne olduysa, eve internet alındıktan sonra olmuştu…

Çocuklar ‘aradığımız her bilgi elimizin altında olacak, anında ulaşacağız, kimseye ihtiyacımız olmayacak.’ Diye ısrar edince, ‘her şey çocuklar için’ diyen Murat, hiç düşünmeden eve interneti aldı. Daha önceleri, bilgisayarın başına sırayla oturan çocuklar, artık hiç kalkmayıp, ‘yok sen oturmayacaksın, yok ben oturacağım’ kavgalarına başlamışlardı. Murat ise, henüz internetle tanışmadığı için, çocukların neden kavga ettiklerini bir türlü anlayamıyordu. Kavgaların ardı arkası kesilmeyince, bir bilgisayar daha alıp, sorunu kökten çözmüştü Murat; fakat bu defa da oğlanlar odalarına kapanınca, anne ve babaçocukların yüzüne hasret kalmıştı.

Karı-koca kendi kendilerine vakit geçirmeye çalışıyorlardı; ama oğullarının da bütün gece o bilgisayarların başında ne yaptıklarını açıkça merak etmeye başlamışlardı. Bir akşam Murat, sessizce küçük oğlu Sinan’ın odasına konuk oldu; ama Sinan bilgisayarda kız arkadaşı Bahar’la cam sohbeti yapıyordu, babasının hemen arkasında olduğunu görmedi. Birbirlerine öyle güzel aşk sözcükleri fısıldıyorlardı ki, Murat, bir an yıllar öncesine dalıp gitti.

O yıllarda Karadeniz’in ücra bir köyünden İstanbul’a yeni göç etmişler, liseye İstanbul da başlamıştı. Murat hem çevreye, hem okula ayak uydurmaya çalışırken, bir de yabancı dille cebelleşmeye başlamıştı. Ne kadar uğraştıysa, yabancı dili bir türlü çözememişti. Bu konuda okulda tek sayılmazdı da. Onun gibi hatırı sayılır çocuk bu derste zorlanıyordu. Okul bu duruma bir çözüm arayışına girdi ve hemen bir çözüm buldu. Çocukların öğrenmeye çalıştıkları dile göre yabancı çocuklarla mektup arkadaşlığı ayarladı. Murat’ın payına da İsveçli Doris düştü.

Murat’ın heyecanına diyecek yoktu. Hem bir kız arkadaşı olacaktı, hem de mektup arkadaşı sayesinde yabancı dili daha çabuk öğrenecekti. Böylelikle bir taşla iki kuş deyimi gerçekleşmiş oluyordu. İlk iş olarak İngilizce bir sözlük alıp, okunaklı bir mektupla kendini tanıtarak verilen adrese ilk mektubunu postalamak oldu. Mektup gitmiş ve heyecanla cevap bekleme devri başlamış oldu. Nihayet beklenen mektup geldiğinde, elleri titreyerek mektubu açmış ve içinden mektupla birlikte, sütun bacaklı sarışın bir afet resmi çıkınca heyecandan bayılacak gibi olmuştu.

Defalarca mektubu okumaya çalıştı ama mektuptan pek bir şey anlayamadı. Sözlük yardımıyla, anlayabildiği kadarını anladı. Fotoğrafı evire çevire inceleyip iyice baktı ve hemen detaylı bir mektupla cevabını yolladı; tabi kendi fotoğrafını da koymayı unutmayarak. Bu durum onda yabancı dil öğrenmek isteğini iyice kamçıladı. Demek ki öğretmenler doğru yoldaydı ve çocuklara yabancı dili bu şekilde sevdirmeyi başarmışlardı. Murat, Doris’le, askere gidinceye kadar mektuplaşmayı sürdürdü. Askere giderken adresini almayı unuttuğu için, bir süre mektuplaşmaları kesildi; ama izne gelince doğru odasına ve mektuplarına koştu. Bir an önce mektuplarına kavuşup, yenilerini yazmak istiyordu. Ne olduğunu anlamadan bu kıza vurulmuş, onsuz yapamayacağını düşünmeye başlamıştı. Koştu koşmasına da mektupların yerinde yeller esiyordu. Hemen anasına sordu:
-Ana, benim odamda mektuplar vardı, onları ne yaptın anam?

Anası, oğlu askere gidince odasını bir güzel toplamıştı. Kendi deyimiyle, dip bucak temizlemiş ve bir sürü ıvır zıvır atmıştı. Bu ıvır zıvırların içinde Murat’ın mektupları da vardı. Annesi düşündü ve hemen cevabını verdi:

-Ne mektubu oğul? Odandan bir çuval künge, gübür çıkardım. Ne bulduysan doldurmuşsun, bak ne güzel tertemiz oldu odan.

Murat yere çöktü, hayalleri avuçlarının arasından uçup gitmişti sanki. Ağlamak istedi, ‘ah Doris ah, ben seni nasıl bulacağım şimdi?’ hışımla anasına bağırdı:

-Ne çöpü ana, mektuplarımı atmışsın!

-Aman oğul, altı üstü kağıt değil mi? Yazıver yenilerini.

Murat’ın çırpınması boşunaydı, annesi bir türlü anlamıyordu ya da anlamak istemiyordu. Böylelikle Doris’le olan mektup arkadaşlığı da tarihe karışmıştı. Doris’e ulaşmak için ne kadar çabaladıysa da ona ulaşamamış, bulamamıştı. Murat askerden dönüşünde annesinin bulduğu bir kızla evlenip yuvasını kurmuş, Doris defteri böylelikle kapanmıştı. Şimdi oğlu Sinan’ı kız arkadaşıyla sohbet ederken görünce, hemen aklına sevgili Doris’i gelmişti. Aslında hiç unutmamıştı ya…

Murat oğluna görünmeden gerisin geri odasından çıktı; ama ertesi gün tekrar odasına girip, internet hakkında bir sürü soru sormaya başladı:

-Anlat bakalım oğul, bu internet denilen şey ne işe yarıyor? Bir de bana tarif et bakalım.
Sinan hemen bir sandalyeyi babası için getirip, babasını yanına oturtarak anlatmaya başladı:

-Bak baba, önce ne bulacağız ona karar verelim. Mesela; Atatürk nerde ve hangi tarihte doğdu? Hemen google yazıp tıklıyoruz. Bak gördün mü, hemen çıktı. Ekrandaki bilgileri gören Murat hayretler içersindeydi:

-Vay be! Sahiden de hemen buldu be! Hadi başka bir şey bul. Şunu mesela, ananın yaptığı baklavalar hiç Antep baklavasına benzemiyor, Antep baklavası tarifi ara.

Sinan Antep baklavası tarifi diye yazıyor ve anında ekranda.

-Ne güzel şeymiş şu meret kutu ya!
Aslında sormak istediği konu çok başkaydı ama bir türlü konuya girip soramıyordu.
-Başka bir hüneri var mı bu meret kutunun oğul?
Oğlu babasına bakıp:
-Olmaz mı baba… Bak şimdi, Facebook diye bir site var, orada eski arkadaşlarını bulduğun gibi, yeni arkadaşlarda edinebilirsin.
Murat heyecanlanmıştı:
-Sahi mi lan? Nasıl olacak o?
-İstersen Facebook seni üye yapayım, eski okul arkadaşlarını bulursun olur mu baba?

Murat’ın da duymak istediği sözler tam da bunlardı. Kalbi heyecanla çarpmaya başladı ve:
-Yap bakalım oğul, liseden bir sürü arkadaşı kaybettim. Hepsi de çil yavrusu gibi dağıldılar. Belki içlerinden bazılarını bulursam ne iyi olur.
Sinan hemen babasını Facebook üye yapıp, babasına siteyi nasıl açıp kapatacağını öğretti. Arkadaş olarak da birkaç kişiyi ve kendini ekledi. Murat sevincinden sabahı zor etti, oğlu okula gidince, doğruca oğlunun odasına koşup bilgisayarı açarak Facebook şifresini yazarak sayfaya girdi ve, ana sayfaya heyecanla yazmaya başladı.
‘Sevgili Doris, seni yıllardır aramama rağmen, senden otuz yıldır haber alamıyorum. Seni hiç unutmadım. Adresini ve mektuplarını bir şekilde kaybettim ve bağlantımız koptu. Şimdi tek umudum burası. Beni görürsen cevap yaz. Seni çok özledim Dosri çok!’

Murat yazıyı bitirince heyecanla paylaş seçeneğini tıklayıp Doris’ den gelecek cevabı beklemeye başladı. Akşam Sinan okuldan gelip bilgisayarı açınca, ana sayfada babasının paylaşımını okuyup şok oldu ve hemen babasını yanına çağırdı.

-Baba, bu da ne?
-Ben onu sen okuyasın diye yazmadım ki, Doris okuyacak. S..tir oradan eşek sıpası, benim Facebook neden karıştırıyorsun bakalım.
-Ama baba, sen onu ana sayfada paylaşmışsın, ben değil herkes okuyacak. Şöyle yapacaktın…
Diye gösterirken, annesi odaya girdi:
-Baba oğul ne yapıyorsunuz bakalım siz? Sesiniz ta salona kadar geliyor. Doris de kim?

Murat afallayıp, eli ayağına dolaştı. Ne yapacağını nasıl cevap vereceğini şaşırdı. Zaten Doris kayıptı, şimdi bir de kıskanç karısını kaybedebilirdi. Bir an sustu; ama kadın susmuyordu:

-Doris kim dedim size?
Sinan baktı ki bir aile faciası yaşanmak üzere, kıvrak zekâsıyla hemen bir çözüm üretti:
-Doris mi, benim Facebookdan arkadaşım.
-Nasıl arkadaşmış o?
-Aman anne! Sen de her şeyi büyütüyorsun, sadece Doris değil ki, benim birçok arkadaşım var.
-Şimdi anlaşıldı, bu meretin başından niye kalkmadığın!
Karısı odadan çıkıp gittiğinde, Murat derin bir nefes alıp:
-Ah be oğul, beni büyük bir sıkıntıdan kurtardın, dile benden ne dilersen.

Sinan arkasına yaslanıp bir süre düşündükten sonra, yüzüne muzip bir tebessüm takınıp:
-Araba!
-Ne!

Emine/Manisa/21/08/2010

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ah doris ah! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ah doris ah! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ah Doris ah! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
lazuşağı
lazuşağı, @lazusagi61
27.8.2010 01:12:08


Çok emek verilmiş karşılığını hak etmiş bir yazı
yazarı kutlarım


...............saygımla
Çerkez Kızı
Çerkez Kızı, @cerkezkizi
24.8.2010 07:51:54
SECKIYI HAK ETMIS GUZEL BIR YAZI BEGENIYLE OKUDUM EMEKLERINIZE YUREKLERINIZE SAGLIK COK GUZELDI.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
23.8.2010 23:59:18



Sevgili dostum,

Yine emeğin, bilginin, donanımın yansıdığı mükemmel bir eser daha okudum.

Haklı başarını ve yüreğini tüm içtenliğimle kutluyorum.Selam, sevgi ve saygılarımla.
TALİHİMSİN
TALİHİMSİN, @talihimsin
23.8.2010 21:52:51
Aranıza yeni katıldım.İlk sizin yazınızı okuyorum,Emine abla.Yazınızı çok beğendim.Kutlarım.Sevgilerimle.
metin52
metin52, @metin52
23.8.2010 21:49:59
yazınızı okudum çok güzel aynı hikayeyi bende bu site yaşadım. eski bir arkadaşımı buldum bu sitede ama ona ulaşamıyorum
yazın için tebrikler yazınızın devamlılığı dileklerimle
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya, @hicranaydinakcakaya
23.8.2010 20:56:01
:))

bi kere anlatım müthiş...
konu harika...
baba oğul dayanışması şapka çıkarılacak cinsten...
ama oğul fena...
araba ha:))


biz lisedeyken de yabancı mektup arkadaşlığı pek bi gündemdeydi...
bi ingiltere bi almanya bi de italyadan üç mektup arkadaşım vardı..

ama hepsi kız:))

İNSAN MERAK EDİYOR TABİİİ ŞİMDİ NAPIYORLAR NE DURUMDALAR YAŞIYORLAR MI HALA DİYE...



kutluyorum arladaşım seni...

ŞAHANE İDİ...

sevgilerimle...

RABATLI
RABATLI, @rabatli
23.8.2010 16:57:11
Güne düşen yazınızı okudum ve çok beğendim...Yazan, düşünen yüreğiniz hiç susmasın...Yazsın ve bizler de okuyalım...Güzellikller sizlerin olsun...Rabatlı
to
toyhüseyin, @toyhuseyin
23.8.2010 16:30:33
MÜJGAN HANIMIN DEDİKLERİNE KATILIYORUM.EVDE MASA ÜSÜ BİLGİSAYAR VARKEN ÇOCUKLAR BAŞINDAN KALKMAZDI.2 AY ÖNCE KENDİME DİZ ÜSTÜ BİLGİSAYAR ALDIM.ŞİMDİ BEN DE ONUN BAŞINDAN KALKMIYORUM.İNTERNET BULAŞICI OLSA GEREK....
YÜREĞİNE SAĞLIK...
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
23.8.2010 16:09:27
KUTLUYORUM GÜNE DÜŞEN YAZINIZI VE YAZARINI
SEVGİLERİMLE..
hyazici58
hyazici58, @hyazici58
23.8.2010 12:29:05
Değerli emeğinizi yürekten kutladım.Selam,saygı...
HÜLYA TÜRK
HÜLYA TÜRK, @hulyaturk
23.8.2010 11:45:05
Güzel bir öyküydü. Her öykünüzü dikkatle okuyorum. Ellerinize yüreğinize sağlık.
Güne düşen yazı mükemmeldi.
Tebrikler.
Mustafa Sakarya
Mustafa Sakarya, @mustafasakarya
23.8.2010 09:41:11
Hüzün vardı, mizah vardı bu güzel kurgulanmış yazıda.

Tebrik ederim Usta kalem.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
23.8.2010 08:56:19
Yine son derece başarılıydın. Konu seçimin ve kurgulaman çok iyi...Tebrik ediyorum...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
23.8.2010 08:01:47
Güne gelen güzel yazını kutlarım arkadaşım. Sevgilerimle..
hayal_meyal
hayal_meyal, @hayal-meyal
23.8.2010 04:55:21
bana ne ,bana ne ben devamını istiyoruuumm...:)
çok güzel anlatım ama ben doymadım devamını istiyorum :)
sevgiler
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız, @yukselenyildiz
23.8.2010 04:37:50
Ah Doris Day ah; ben de özledim seni.

Mükemmeldi arkadaşım.
Tebrikler.
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız, @yukselenyildiz
23.8.2010 04:33:58
Ah Doris Day ah!..
Ben de özledim hasbayı.

Mükemmel bir yazıydı. Kutluyorum.
Günay ÖZDEMİR
Günay ÖZDEMİR, @gunayozdemir
23.8.2010 03:24:28
"Doris"i gülümseyerek, hızla okudum. Büyük bir keyif aldım okurken.
Paylaşım ve emeğiniz için tebrik ediyorum Emine hanım.
Selamlar, saygılar Sinop'tan.
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
23.8.2010 03:04:28
Çok hoştu, bazı bölümler oldukça tebessüm ettirdi.
İnternet kullanımında bir şeyler tarif ederkenki yaşadıklarım aklıma geldi.
Tebrik ederim, sevgilerle.
parkbeni
parkbeni, @parkbeni
23.8.2010 01:45:48
10 puan verdi
günün yazisini ve yazan yüreği kutlarım saygılarımla
arıbeyi
arıbeyi, @aribeyi
23.8.2010 00:53:04
Emine Hanım tebrikler güzel yazınız için.
Yeni çağda baba oğul dayanışmasını da çok güzel anlatmışsın.
Hep anne kız dayanışması olacak ve en son babalar duyacak değil ya evlerde.
Hoş ve gülümseten bir yazıydı.
Tebrikler .
SAYGILARIMLA.
nene hatun
nene hatun, @nenehatun
23.8.2010 00:50:16
Yaşayan ve yaşanan bir gerçeğin öyküleştirilmiş hali .

Kaleminiz ve yüreğiniz varolsun.

Sevgilerimle....
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
23.8.2010 00:27:57
güne yakışan bir emekti...

kutladım...
mehmet özdemir
mehmet özdemir, @mehmetozdemir
23.8.2010 00:27:26
keyifle okudum...
tebrik ederim..
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
23.8.2010 00:20:34
Emine'ciğim hak ettiği yerinde yazın tebrikler.Okurken de çok keyif almıştım, sevgiler arkadaşım.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
23.8.2010 00:16:28
10 puan verdi
TEBRİK EDERİM EMİNE ABLA. GÜZELDİ VE İÇİMDEN GEÇMİŞTİ. SEVGİLERİMLE
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
23.8.2010 00:07:36
Kutluyorum Emine...Güne düşmesi yadırganmayacak bir öykü...Kalemine sağlık..Sevgilerimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
23.8.2010 00:05:53
Yazımı okuyup değerlendiren, güne layık gören arkadaşlarıma ve yönetime teşekkür ederim.

Hepinize sevgi ve saygım sonsuz...
feray soydan
feray soydan, @feraysoydan
22.8.2010 20:15:40
Çok keyifli bir sayfa..Okurken hiç bitmesin istedim..Kutlarım..
Sevgilerimla
ozanali
ozanali, @ozanali
22.8.2010 14:19:31
10 puan verdi
tebrilkler üstat yine kırıp geçirdin gülmekten
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
22.8.2010 11:30:29
10 puan verdi
Emine abla , gülmekten patladım valla. Harika bitr yazıydı inan. Tebrik ediyotrum seni. Sevgilerimle
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
22.8.2010 11:13:55
10 puan verdi
İnternetin aile içindeki fertlerini ne gibi cambazlıklara sürüklediğini mizahi olarak estetik bir şekilde kaleme almışsınız...

Finale doğru çok güldüm.Allah da seni güldürsün.Selamlar...
hatice eğilmez kaya
hatice eğilmez kaya, @haticeegilmezkaya
22.8.2010 10:20:25
Güzel ve sürükleyici bir öyküydü
tebrikler...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
22.8.2010 09:59:08
10 puan verdi
çok hoş bir yazı......küçük oğlum tolganında finlandiyalı bir mektup arkadaşı vardı uzun yıllar yazıştılar....tebrikler kardeşim.....hepimizi çok gerilere götürdün......sağol varol
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
22.8.2010 09:08:13
Tebrikler çok güzeldi. Keyifle okudum. Yazılarınızı okumak iyi geliyor insana. Sevgilerimle arkadaşım..
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
22.8.2010 05:13:27
of çok kötü yakalandı çıksın bakalım içinden
harika bir yazımdı kutlarım sevgimle
N. B. Ç.
N. B. Ç., @n-b-c-
22.8.2010 04:43:55
Okuması keyifli bir yazıydı.

Sevgilerimle...
direniş
direniş, @direnis
22.8.2010 04:08:02
offf ooff emine kardeş döktürmüş yine o enfes türkçesiyle hikayeyi ilmik ilmik örmüş

kardeşin özenle kutluyor ve bitmeyen alkışlarla alkışlıyor eserini ve alınterini, emeğini

saygı ve selamlar uzaklardan yakamozlar eşliğinde...
Ağyar
Ağyar, @agyar
22.8.2010 03:23:54
10 puan verdi
Sevgili Emine Hanım

Bu güzel yazınız beni tam otuz üç sene öncesine götürdü. Taa lise yıllarına

O zamanlar bende İngilizceye karşı bir merak, bir merak sormayın gitsin (yalan 1 ) :-)

O zamanlar uluslar arası bir kuruluş var, posta ile üye oluyorsunuz, yabancı dili ilerletmek isteyenlere mektup arkadaşı ayarlıyor. Bütün sınıf (meslek lisesi ve hepsi erkek) hurraaa hep beraber üye olduk.

Nah yalanım varsa, hep İngilizce öğrenme hevesi. (yalan 2 ) :- )

Yalnız ne hikmetse mektup arkadaşı olarak hepimiz bayan arkadaş tercih etmiştik. İşin garibi öğrenmek istediğimiz dil İngilizce olmasına rağmen, tercih edilen bayan arkadaşlar r Norveç, İsveç, İsviçre gibi sarışınların bol olduğu İskandinav ülkeleri idi.

Lakin kızlar sarışın ama aptal değiller haa, hepsi cin gibi.

Kızlardan mektuplar geldiği zaman sınıfta ortak bir strateji belirlenir, numune bir metin hazırlanır bütün kızlara isimler değiştirilerek aynı metin yollanırdı.

Tesadüf buya benimki de İsviçreli idi, adı da “Doris”. Üstüne üstlük kız birde İsviçre milli takımında milli kayakçı. Bir gün siyah beyaz televizyonda kış olimpiyatlarını izliyorum, bir baktım bizim Doris yarışıyor. İyi de bir yarış çıkardı. Yarış sonunda kendisini tebrik eden takımdaki erkek arkadaşına bir sarıldı ki, işte o anda aşkımız bitti, şey pardon bendeki İngilizce öğrenme hevesi kaçtı :-)

Şaka, şaka Doris’le bayağı mektuplaştık sonrasında, amaan uzun hikâye. Kısmetse bir gün hikâyesini yazarım

Yazınız benim için tatlı bir nostalji şöleni oldu, ellerinize sağlık.

Tebrikler, selamlar
parkbeni
parkbeni, @parkbeni
22.8.2010 02:04:45
10 puan verdi
sin yazılarınızı okumak zefk veriyor insana
kutlarım yüreğiniz hiç süsmasin saygılarımla
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
22.8.2010 01:53:38
7 puan verdi
Güzel paylaşım.
Anneyi iyi keklediler şimdilik.

Zevkle ve merakla okudum.

Emeğinize sağlık.

Tebrikler.
Can Murat
Can Murat, @canmurat
22.8.2010 01:02:08
Arada bir böyle

Tek bölümlük yazılar okumak kaleminizden

Beni mutlu ediyor

Yorum yazma imkanı bulabiliyorum.

Yağmurdan kaçarken doluya tutlmak bu olsa gerek

İstersen alma şimdi o arabayı:)

Kutlarım efendim.









handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
22.8.2010 00:58:17
Akıcı, güzel bir öykünüzü okudum Emine kardeşim, gülümsetti ,
sevgi ve selamlar.
Hanifi KARA
Hanifi KARA, @hanifickara
22.8.2010 00:42:29
Âh Doris ah ki ah! Kutlarım sizi Emine hanım.
Yine su gibi akan bir yazı okuttunuz.
İlhâmınız dâim, kaleminiz kavî olsun.
Selâm ve muhabbetlerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL