9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
831
Okunma

İki gün önce akşam haberlerini izliyorum. Oldukça yaşlı bir hanımın, emekli maaşını çektikten sonra, yine bir hemcinsi tarafından, yardım vaadiyle, nasıl maaşını çaldırdığını, apartmanın güvenlik kamerası tespitleriyle izledim. İçim sızladı…Annesi yaşında bir kadına bunu yapabilmesi, annesi hayattaysa ona da hiç acımadan aynisini, hatta acımasızca daha kötüsünü yapabileceğini düşündürdü.
Bir başka gün, yine yardım vaadiyle, bankamatikte emekli maaşını, torunu yaşında bir gence kaptırıp, hüngür hüngür ağlayan bir dedeyi içim ezilerek izlemiştim.
Bir hafta önce, mahallemizde yüzü aşina olan, yaşlı bir bayan önümü kesti, evine kahve içmeye gelen bir kadın tarafından nasıl soyulduğunu anlattı.
Neler oluyor bu insanlara?
Bu zulümleri yapan, yardım edeceği yerde, hiç acımadan para için, bin türlü akla gelmedik dalavereyle, üstelik yaşlı, muhtaç kimselere bu eziyeti reva görenler, benim ülkemin insanı olamaz, olmamalı diye düşünüyorum.
Mezarlarında, toprağa karışmış kemikleri sızlıyordur ecdadımızın!
Onlar ki, kendisi sabah bir şeyler sattıysa gelen müşteriyi, komşusu henüz siftah yapamadığı için, oraya gönderen kalbi merhametli, esnaflık adabına uyan, bir mahalle içinde, komşuluk haklarına, akrabalık hakları gibi önem verenlerdi.!
Komşunun çocuğuna kendi evladı gibi sahip olup, yanlış bir iş yapmasına engel olanlardı.
Onlar ki, komşusu açken kendi uyuyamayan, onların derdiyle dertlenenlerdi!
Neler oluyor, bir çok güzel ahlakı, hamaseti, merhametli olmayı, koruyup kollamayı, yardımı seven bu insanların nesline!!!
Çıkarcı, neme lazımcı, acımasız, merhametsiz, büyüğüne saygı, küçüğüne sevgisi olmayan bu insanlar nasıl bu hale geldi?
Her insanın başına bir polis dikilemez. Vicdanında herkes kendi kendinin polisidir.
Yüce Yaratıcısına olan sorumluluğundan, kötü işlere eli varmaz, varmamalı.
Evlatlarını yetiştirirken, atalarımız neleri eksik verdi, bu sorumsuz, vicdansızlar güruhunu yetiştirmek için.
Allah sevgi ve saygısı, ona karşı hepimizin sorumlu olduğu, hesap mizan kurulduğunda bütün güzel amellerin mükafatlandırılacağı gibi, sorumsuzca yapılan yanlış ve hatalı işlerin, Yüce divanda yargılanıp, o ulu dergahtan ceza göreceği anlatılmadı.
Hiç kimsenin olmadığı yerde bile, bizleri görüp gözetenin olduğu, Ona karşı bir gün hesaba çekileceğimiz anlatılmadı.
İnsanoğlu nasıl ki sevdiği, saygı duyduğu bir kişinin sevdiği işleri yapıp, onu mutlu etmeye onu sevindirmeye uğraşırsa, sevdiği saygı duyacağı Rabbinin hoşuna gidecek amelleri yapmaya uğraşması öğretilmeli, gerçek bir mümin nasıl olunur, Yaradanın rızası nasıl kazanılır, öğretilmeliydi.
Bizler ne zaman ki, Allah sevgisini, onun emirlerinin bizlerin dünya hayatını nizam ve düzene koyacağını öğretmekte gevşek davranmaya başladık, sorumsuz, merhametsiz vurdumduymaz, vicdansızlar arttı.
İyi aile terbiyesi, eğitimi almış, karakter sahibi, namuslu vicdanlı insanlarımız, çok şükür hala çoğunlukta.
Haram yerden, çalıp çırparak kazandıklarıyla çoluk çocuk büyütenler, bunun cezasını kendileri de daha dünyada görüyorlar.
Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri ana babasını para için kesen, kendi çocuklarına dilimin söylemeye varmadığı kötülükleri yapanlar, hep Allah (C.C.) sevgi ve korkusu verilmeden, haram lokma ile büyütülen kişilerle dolu.
Çocuklar sadece bir robot gibi karınları doyurulup, barınma imkanları sağlanarak büyütülmemeli. Onların, iyi birer Müslüman, kaliteli insanlar olarak yetiştirilmesi için, manevi değerlerimiz anlatılmalı.
Bencillikten uzak, paylaşımcı, insan ve hayvan sevgisi ile dolu, vicdan sahibi bireyler olarak, Rabbini seven, onun emir ve kurallarının önemini kavrayan bireyler olarak yetişmesi, bizlerin görevimiz olmalı
Yaratılanı severim Yaratandan ötürü düsturu, yol gösterici olmalı.
Her şeyin para olmadığı, manevi değerlerimizin ulus olarak bizleri birbirimize kenetlediği, unutulmamalı.
Yolda gördüğümüz, yaşlı olsun genç olsun, yardıma muhtaç kişilere canla başla yardım etmemiz gerektiği öğretilmeli.
Tabii bu kadar kötü örnekten sonra, insanlar da yardıma gelenlere ne kadar inanabilir, orası da düşündürücü.
Bir trafik kazası oluyor, millet canının derdinde, yardım maksadıyla o insanları soyuyorlar.
Çok uzattığımın farkındayım, okuyanı sıkmamak adına kısa tutmaya çalışsam da dert büyük olunca bitmiyor anlatılacak olanlar.
‘Bir dokun, bin ahh işit kasey-i fafurdan’ misali sıkıntı çok, anlatılacak dert çok, şimdilik bu kadarla yetinelim.
Hayırlı nesiller yetiştirmekte yarışalım, hepinize hayırlı Cumalar!