‘Ağlamak güzeldir, süzülürken yaşlar gözünden sakın utanma’...

3 -10 yaşları arası, düşünce acıdan, ya da, yaradan akan kanı görünce,

10–16 yaşları arası, az çocukluk, az büyüklük arasında kalıp aklımız sürekli karışık olduğundan.,

16–25 yaşları arası, yaşadıklarımız, yaşayacaklarımız ve daha yaşayabileceklerimizi az çok tahmin edip, bütün dünyanın kendi etrafımızda döndüğüne kendimizi inandırmaya çalışarak ve ayaklarımızı yerden kesip bulutların üstünden yıldızları izlerken, bizden başka önemli hiçbir şeyin olmadığına kendimizi inandırmaya çalışırken,

25–35 yaşları arası, her şeyin en iyisi, en güzeline sahip olduğumuzu düşünüp kendimizi kandırırken,

35 -45 yaşları arası, birçok şey görmüş geçirmiş, bir şekilde kazandıklarımızı unutup, bazen bilmeyip (bilinmeyip), bazen güvenmeyip (güvenilmeyip), bazen de sevmeyip (sevilmeyip), sadece kaybedilmiş şeylere isyan ederken, üstelik haykırarak,

45 -55 yaşları arası, yalnızlığın kapımızı çalacağını bildiğimizden, çevremizdeki onca insanın, (varsa, çocuklarımız dâhil) nereye gittiğini düşünüp, ama ‘yapacak daha çok şeyim var zaman geçti’ gitti diye hayıflanıp, saatleri durdurmaya çalışırken,

55 -65 yaşları arası, artık kabuğa çekilip kendimize ve etrafımızdakilere vicdan muhasebesi yaparak, zamanı geri getirip, saatleri durduramayacağımızı anlatıp, kendi yapamadıklarımız için, başkalarını suçlamayı ihmal etmeden, ulema bir şekilde ders verirken,

65–75 yaşları arası, artık ziyarete gelirlerse veya çağırırlarsa orda bulunarak ve genelde bekleyerek, sadece inancımızı sorgulayıp, Yaradan’a sığınarak ve sıkça, cennet-cehennem seçiminde kendimize cenneti layık görürken,

75–85 yaşları arası, eğer hala sağlıklıysak, duvara asılan eleğin temizliğini yapacak biri veya birilerini, sağlıksızsak yine o biri veya birileri tarafından bakılmayı beklerken,

Ağlarız. Bizler doğaya en dayanıklı olarak yaratılmış, en zayıf varlıklarız.
Biz insanız, erkek ya da dişi fark etmez, hep ağlarız.

Ağlarız, doğana da, ölene de,
Ağlarız, iyiye de, kötüye de,
Beşeriz ya şaşarız işte hep,
Ağlarız hayale de, gerçeğe de.
Ah elimde sihirli bir değneğim olsaydı keşke…
NAZ