İskender Pala’nın , Attila İlhan’ın ve daha nice yazar ve şairlerin biricik temasını oluşturur aşk. Öylesine kutlu ve öylesine endamlı bir sesi var ki bu duygunun , bir anda çığ olmak , güneşin doğuşu kadar rahat ve özenli gelir ona.
Çok defa bambaşka biçimlerde ve bambaşka iklimlerde farklı farklı tasvirlere maruz kalmıştır hani. Kimine göre alfabenin baş harfi A olmuştur kimine göre bir çölde enginlerden gelen bir su olmuştur. Peki size göre nedir bu melodinin anlamı? Evet bende sizin aklınızdan geçenleri geçirmistim bu soru karsısında. Bende demıstım kı bir anda cevap verilmez buna. İsterseniz bu yazıya benzetmelerin derinliğiyle devam edelim. Umarım okumaktan sıkılmazsınız.
Aşk tüm olumsuzlukları bir anda bir rüya gibi sonlandırmaktır bence. Sevgilinin gözlerinde yalpalamaktır umudu , tükenişi. Hatta güneşin doğuşuna ait bir resmi dahi hayatın anlamı olan ona yani sevgiliye yormaktır mesela.
Şarkılara, şiirlere hatta nefes alıp vermeye dahi farklı anlam kazandırmaktır umarsızca. Her şarkı başında onu bulmak ve onu aramak. Yanı bir düşünürün dediği gibi hedefe varmaya değil yolda olmaya çalışmak gibi bir şey sanırım.
Geceyi, şiir için malzeme göstermez mi aşk?. Yıldızların dansını , ayazın ufkunu, sevdiğinizin sesine benzetmez mi? Yorgan sıcaklığını bir tatlı , bir narin ve hoş bir gözyaşının maviliğine benzetmez mi hani ?
Her şarkının nakarat kısmında kahverengi gözlerinin sıcaklığını aratmaz mı aşk? Her şeye rağman ben buradayım dedirmez mi ? Sahi sizin için aşk neyi ifade ediyor ?


Muhammed MANAP