Temmuz.

Sıcaktan ağlıyordu her bir ayak izi kaldırımda, yıldızların parlaklığına aldırmadan geceye seviniyorduk tozlu bir terasta. Hep beraberdik. Yaz nihayet gelmişti, dilimizde yağmura övgü. İçimize ne sıcak siniyordu, ne kar yağsa tahammül edebilecektik. İştahsızlığımızın asıl adı maymun iştahmış, annesi söylemiş Kayra’ya. Aldırmamış. Sövüyordu.

Sitem.

Unuttuğu şarkıyı bir saat sonra buldu Kayra. Bıraktığı gibi değilmiş, unuttuğunda acısını daha çok tarif ettiğini sanmış. Şarkısı ölmüş meğer. Gülüyordu.

Kalktı. Ölmüşlerimin hayrına dedi ve buz gibi su getirdi. Mindere yapışmıştık. Sıcaktı. Kahramanımız oldu ve kurak dudklarımıza buz gibi suyu bir dikişte yar ettik. Kayra göğsünde çırpınan sıkıntıyı tanımazlıktan geliyordu. Tanımlayamıyordu.

Sanki birazdan. Şehre bir damla kıyamet yağacak.

Sanki. Anneme bir şey olacak.

Susmuyordu. Sevgilisi boynunda doğacak bebeklerinin koktuğunu söyleyerek öpüyordu onu, hafiflemiyordu Kayra’nın yükü. Hepimizden af dileyip korkak adımları ayağına dolaşırken, gidiyordu.

Nereye? Bilmiyordu.

Sanki birazdan... "Sırtıma bir el dokunacak, içini kemiren benim diyecek" dedi, dediğine inanmadan gidiyordu.

Şafak söküyordu. Güneşe tafralıydık, ona görünmeden uyuyacaktık. Terastaydık. Hep beraberdik. Bir eksik. Bir damla yağmur düştü Ebru’nun dudağına, "ölmüşlerinin canına değsin, Kayra’m göndermiştir, ulaşamadım, kafasını dinlemiştir değil mi Toprak, uyumuştur?"

Bilmiyordum.

Sanki sırnaşık bir veba. Kayra bana bırakmıştı sıkıntısını. Hepimizin gözlerinde aynı yalan. "sıcaktandır. ne olacak?"

.....

Bugün ikinci gün. Sonunda Hacer Teyze’ye fayda etmiş ilaçlar, Ebru üstünü örtmüş, uyumuş. Telefon da o sırada çalmış, şükür ki yeni dalmış uykuya. Ekiplerden önce oradaydık. Hep beraberdik. Bir eksik. Ebru’nun çığlıklarından önce yetişemedik.

Şimdi o da uyuyor. Kayra’yı adını hayal meyal duyduğum kulaklarıma uğuldayan hastaneye götürmüşler. Baraja uzaktan bakan bir ağaca yakın bırakmış arabasını, sigara paketindeki eğri büğrü yazıyı bizden önce okumuş, bir sigara yakmışlar.

"Bebeklerin benim gibi kokmasın sevgilim, unut beni.
Ölmüşlerimin canına değsin, su buz gibi olmalı. Temmuz sıcak.
Belki yağmur yağacak. Hep beraber uyuyun terasta.
Anneme unutturun maymun iştahımı. Canınızı sıkmayın, unutun beni"