16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1258
Okunma

Sizlerden geçen çarşamba gününden beri ayrı kaldım. Canım babacığımın senesi devriyesi için, memlekette mevlit okuttuk. Anlayacağınız, yine duygularım en üst seviyede seyrediyor. Allah, tüm vefat edenlerin mekânını cennet eylesin.
Sizden ayrı kaldığım süre içinde, hayatı tekrar tekrar irdelemek için çok vaktim oldu. İrdeledikçe karşıma çıkan tek gerçek “SEVGİ” oldu. Hayatın mihenk taşı “SEVGİ.” Doğayı sevmek, hayvanı sevmek, insanı sevmek, en önemlisi ve en büyüğü Rabbimi sevmek…
İki bebeği ele alalım. Birinci bebeğimizi sevgi dolu bir ortamda, ikinci bebeğimizi sevgisiz bir ortamda büyütelim, ne dersiniz?
Anne baba birbirlerini çok seviyorlar, sabırsızlıkla doğacak bebeklerinin yolunu gözlüyorlar. Ve nihayet beklenen gün geliyor, bebeğimizin ilk ağlaması…
---Öyle ağladığına bakma bebek. Neden ağlarsın bilinmez. Kimileri; “Bulunduğun güzel ortamdan ayrılıp, dünyaya çile çekmeye geldiğini bildiğin için ağlıyor” der. Kimileri de; “Annenin karnı senin için oldukça rahattır, nefes almana bile gerek kalmaz. Çünkü her ihtiyacını annen karşılar. Doğduktan sonraki ilk nefesinde, akciğerlerin hava ile tanışır. Bu da seni çok korkutur bebek. Korktuğun için ağlıyor” der. Hangi sebeple ağlarsan ağla, dünyaya hoş geldin bebek…
Anne ve babanın sevinci gözlerinden okunuyor, çünkü sana “sevgi” ile bakıyorlar. Tıpkı, birbirlerine baktıkları gibi. Etrafında bir sürü insan var. “Bunlar da kim böyle?” diyorsun içinden. Onların senin akrabaların olduğunu, büyüdükçe öğreneceksin bebek. Büyük annen, büyük baban, anneannen, deden, teyzen, dayın, halan, amcan… Koccamannn bir ailesiniz değil mi bebek?
Aa.. bak ilk gülücüğün, gülünce ne kadar güzel olduğunu bir bilsen… Konuşmaya mı başlıyorsun yoksa? “Ba-ba, an-ne, de-de.” Yaşasınnn ilk adımını da attın… Ne kadar hızlı büyüyorsun bebek? Sen büyüdükçe eve mutluluk saçıyorsun. Zaten sevgiyi, saygıyı barındıran yuvanız, seninle çiçek açıyor…
Artık sana “Bebek” demek yakışmıyor, büyüdün ilköğretime başladın bile. Yeni bir ortam, senin için okul. Öğretmenini ve arkadaşlarını da çok sevdin. Ailenden aldığın terbiyenin, sevginin, saygının üzerine eklenen bilgiler dağarcığında ailenin ve toplumun gurur duyacağı bir birey olarak, yavaş yavaş toplumda yerini almaya başlıyorsun.
Lise, üniversite derken bak, hayata atıldın bile… İşini seviyorsun, seve seve çalışıyorsun. Büyük, küçük herkesi sevip, sayıyorsun. Yardıma muhtaçların, elinden geldiğince yardımına koşuyorsun.. Kimseye zulmetmiyorsun, hak yemiyor, çalıp çırpmıyorsun. Evine bileğinin hakkıyla, alın terin ile kazandığın helâl parayı götürüyorsun.
Evlilik çağına geldin işte… Helâl süt emmiş, kendin gibi kültürlü, aile terbiyesi almış bir kızla hayatını birleştirdin. Bak, nur topu gibi evladın da oldu. Haydi, sıra sende… Sen de tıpkı annenle, babanın seni yetiştirdikleri gibi yetiştir evladını… Yaşlılıklarında sen de annenle, babana kol kanat ger. Onlar seni büyütürken, nasıl iğneyle kuyu kazar gibi çaba gösterdilerse, sen de onlara öyle bak ki; senin evlatların da sana öyle baksınlar. Bunları sana söylememe gerek yok, zaten sen bunun bilincindesin. Aileni, anneni, babanı çok seviyorsun…
Ne mutlu sana, ne mutlu ailene, ne mutlu bize (topluma)…
Sıra ikinci bebeğimize geldi. Haydi, bakalım onu da büyütelim birlikte…
---Ahh.. bebek, istenmeyen bir bebek olarak dünyaya gelmek ne kadar zor. Annenin acımasızlığı mı diyelim, babanın vurdumduymazlığı mı? Ne dersek diyelim dünyaya geldin bile. Hoş geldin bebek, hoş geldin…
Köhne bir evde, buz gibi oda da açtın gözlerini bebek. Acı içinde kıvranan, yapayalnız annen sana biraz korku, biraz nefretle bakıyor. “Nereden geldin şimdi sen, plânsız, programsız?” der gibi. Bebek; Annen geceleri çalışmak zorunda, bütün gün ve gece seninle ilgilenemez ki. Sen de onunla birlikte pavyona gideceksin. Sigara dumanı, loş ışıklar, kendinden geçmiş sarhoş kadınlar, erkekler…
İlk gülücüğünü attın bile bebek. Belki içinden hayata meydan okuyorsun, belki annenin yanında oturan erkeklere “Bir büyüyeyim, soracağım size” diyorsun, bilemem ki… Konuşmaya başladığında “Ba-ba” diyorsun. Hani, baban nerede? Yok ki. Sadece parası bittiğinde, annenden para almaya gelir bebek. Sen yüzünde gülücükler saçıp, babanın kucağına gitmek istesen de, o senin saçını okşamaz bile. Bilirim, o zamanlar çok üzülürsün ama bir şey söyleyemezsin. Zaten çoğu zaman kodestedir. Ya adam yaralamaktan, ya da uyuşturucu kullanmaktan…”An-ne” diyorsun bebek, annen masalarda mezeyken, seni nasıl duysun? İşte ilk adımını atıyorsun, annene koşmak için, annen yine yok…
İlköğretim çağına geldin bebek. Doğru, artık sana da “bebek” kelimesi yakışmıyor. Büyüyorsun. Okulda herkesin annesi, babası varken, sen babanı hiç görmüyorsun. Annen ise, sabaha karşı eve geldiği için, çoğu zaman sen okula giderken uykuda oluyor. Aç, önlüğün kirli, yakan kirli, saçın başın dağınık… Okuldaki çocuklar seni aralarına almıyor, dışlanıyorsun. Büyüdükçe okuldan kaçmaya başlıyorsun. Başı boş sokaklarda geziyorsun…
Büyüdükçe annene, babana, erkeklere ve tüm dünyaya kin, nefret duyuyorsun. Annenin o hallerini gördükçe lanetler yağdırıyorsun ve bir gün evden kaçıp, sokaklarda yatıp, kalkmaya başlıyorsun. Dertlerini unutmak için, genç yaşta genelde hepsi babanın tanıdığı olan uyuşturucu satıcıları ile tanışıyorsun.
Uyuşturucu bulmak için hırsızlık yapıyorsun. Uyuşturucu ile rahatladığını sanıyorsun ama uyuşturucunun etkisi geçince, yine “ SEN” oluyorsun. Durmadan doz artıyor, doz arttıkça, para bulmak için her yolu deniyorsun… Adam yaralama, gasp, hırsızlık…
Farkında mısın? Daha dün babana ve annene yaptıkları hareketlerden dolayı kin beslerken, bugün sen de baban gibi olun. Bir ayağın kodeste, durmadan girip, çıkıyorsun…
Ve… Bir gece çıkan sokak kavgasında, kör bir bıçağın darbeleriyle olduğun yere yığılıyor, kan kaybından hayata veda ederken yüzünde bir gülümseme beliriyor…
Dünyaya gelirken ağlamıştın ya bebek, artık gülme sırası geldi işte bak…
Sizlerle iki farklı bebeği büyüttük. Belki biraz uç noktada ama ikisi de hayatın gerçekleri…
“SEVGİ” Ne olursa olsun, kalbinizden sevgiyi eksik etmeyin. Karşınızdaki insanın ufak tefek hatalarını tolere etmesini öğrenin… Etrafınıza bol bol kalbinizdeki sevgiden dağıtın. Biter diye korkmayın sakın. İnsanları sevin, hayvanları, doğayı sevin. Çünkü “SEVGİ” dağıttıkça çoğalır. Hepinizi seviyorum…
Sevgi SALMAN