8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1019
Okunma

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının, bir sendikanın başına başkan olmak,
Bir siyasî partinin lideri, bakanı, milletvekili, belediye başkanı, il ya da ilçe başkanı olmak,
Bir resmî dairede makam koltuğuna oturmak,
Yüksek okullarda okuyup diploma, diploma, yine diploma sahibi olmak,
Bir rütbeden diğerine, bir üstüne, bir üstüne geçiş yapabilmek,
Avrupa’da, Batılıların arasında yaşamak,
Hele hele, zengin olmak,
…insan olarak yaratılmış bir canlının, insana hiç mi hiç yakışmayacak hâl, hareket, davranışlarda bulunmasını, karşısındakilerin her şeyden önce bir insan olduğunu unutarak, kendi cibilliyetine göre konuşmasını acaba gerektirir mi?
Ben, ana-babası öğretmen olan ve ODTÜ’nde okuyan bir genç kızımızın, kendisini uyaran ana-babasına:
“- Siz aptallar mı bana akıl vereceksiniz?! Zeki olsanız öğretmen olmazdınız!” sözlerini bizzat duydum.
Konunun özünü bilmeden, beni şikayetimden vazgeçirmek isteyen ama muvaffak olamayan, sadece Alevi olduğu için muhatabımı kollamak isteyen –sonradan öğrendiğime göre- Alevi bir Emniyet Şube Müdürünün:
“- Benim yetkim olsa sizi okul müdürü değil, öğretmen bile yapmazdım,” sözlerine:
“- Benim de yetkim olsa sizi derhal bu koltuktan kaldırır, hatta rütbenizi sökerdim,” diyaloğuna bizzat girdim. (Nitekim bir daha terfi edemedi ya…)
Gerek sözle, gerekse yazılı olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na, Başbakanı’na hakaret eden, hicivden uzak karikarürleriyle aşağılayan ve sonra da:
“- Özgürlük!” diye meydanlara dökülerek bağıran, yazan, karikatürize edenleri duydum, okudum, gördüm.
Devlet memurlarının geçim sıkıntısı söz konusu olduğunda:
“- Benim memurum işini bilir,” deme pişkinliğini göstererek, çok kanallı televizyonları emperyalist güçlerin itelemesiyle sokan, sunulan film ve dizilerle kendi öz kültürünü kavrayamamış toplumumuzun pek çok kesiminin maddî hırsa kapılmasına ve Türk Aile Yapısı’nın kokuşmasına sebep olan Cumhurbaşkanı devrini de yaşadım ve ektikleri üzerinde yaşamaktayım.
Trafik yasamızda otomobillerdeki alarm sitemi serbest midir, hâlâ öğrenebilmiş değilim. İlimiz Trafik Şube Müdürü’yle bu ve benzer konuları bizzat konuşup, öğreneceğim.
Gece yarısı, ‘arabam yerinde duruyor mu?’ düşüncesiyle, keyfi otomobilinin alarm sistemini çalıştırıp, gürültü kirliliği yaratanların sanırım müdürüm kulağını çekecektir. Bir öneceki müdürümüz daha önemli olan(!) özel işleriyle meşgul olmadığından bu konuya eğilemedi.
Bu kirliliği yaratanlar, çevresindekilerin kendisini ‘sonradan görme, hırbo!’ olarak sıfatlandırdığını bilse, sanırım o sistemi söker, atar.
Kimmiş efendim? Federasyon başkanı.
Avusturya Yozgatlılar(Yoz ırgatlar) Federasyonu Başkanı Feyzulah Andak, büyükelçiliğimiz tarafından davet edildiği bir kokteylde, büyükelçimize:
“- Sen gelsene şöyle bakayım,” diyor.
Ve büyükelçimiz tarafından salondan kovuluyor.
Başkan, giderken de diğer Yozgatlılara peşinden gelmelerini söylüyor, onlar da peşinden kuzu kuzu gidiyor.
Değerlendirme siz sayın okurlarımızın…
Yüksel ÖNAÇAN