(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mükemmel bir kompozisyon. Dinî bilgilerin ve emeğin ,yeteneğin ürünü. Defalarca baskıları yapılan bir çok kitapta olmayan uslûp ,akıcılık ve güzellik fazlasıyla sergileniyor. Sayın Engindeniz'in basılı kitaplarının olmayışı - ben öyle biliyorum - kitleler tarafından okunamaması, bence büyük eksiklik. Bir gün bu sözlerime de hak verileceğinden şüphem yok.
Dini bilgilerden kastınız amin duasıysa, tamamen kopya. Ne anlamını ne de bir kelimesini biliyorum. Sadece mevlitlerden aklımda kaldığıyla...Ama bu kısımlar yani dua internetten kopya:) Sayın Tezal, kitleler tarafından okunan kim kaldı ki...Hem doğru biliyorsunuz. Şiir dalında ta çocukluğumdan bu yana pek çok birinciliğim var. Ama bir kitabım yok. Daha lisedeyken hocalarım bana kitap yapmak istemişti de, hazır olmadığımı söyleyip, geri çevirmiştim. yazarlık oyun işi değil ki...Hem ben daha çok hamım, çoklar çoku... Saygılar...
Yazıyı okurken içeriğinden daha çok dikkatimi çeken anlatım diliniz oldu. Üslubunuz açıkçası beni size hayran kıldı. Arka plan tasvirleri uzun tutmamışsınız. Cümleler akıcı, engelsiz, dolayısıyla okuyucu okuduğu yeri kafasında hemen resmedebiliyor. Demem o ki teması her ne olursa olsun bütün yazılarınız zevkle okunur.
Teşekkür ederim sayın yazar...Benim yazılarımda konu ağırlıklı değildir hiç bir zaman. Basit konuyu anlatımla zenginleştirmeye çalışırım hep. Felsefeyi deseverim aralarda...Fark ettirebildiğime sevindim. Beğeninizden de onur duydum. Selamlar.
İlk bölümde memleket gündemine endekslendiğimizden olsa gerek(Mavi Marmara olayları vs) haleti ruhiyem yorum yapası yerine pas geçesi hakkını kullandı. İki joker hakkım daha baki durduğundan gönül rahatlığı ile iki bölüme bir yorum yapmakta sakınca görmüyorum, itiraz yoksa. Hikaye; iki küçük mevtayı saymazsak konu olarak hiçbir benzerlik olmamasına rağmen tıpkı Ömer Seyfettin’in “Kaşağı”sı gibi kekremsi bir tat bırakıyor okuyan zihinlerde. Bu yüzden, bir kere kafadan tebrikimizi yapıştıralım, unuturuz, munuturuz ne olur ne olmaz.
Şayet ultra şaşalı “çarık sağlam” bir ortamda çocukluk yaşamamışsanız bu küçümen “niçin”lerin kocaman cevaplarında kendinize hemen bir yer buluyorsunuz. Aynen benim gibi. Öyle oldu ki bir ara, tam da Songül hanımla Esma hanımın arasına oturacağım, neme lazım namahrem sayarlar ben selamlığa geçeyim en iyisi dedim.
Ayrıntıları irdeleyebilmekteki başarı, teferruatları angarya görmemenin ötesinde başlı başına bir beceri. Kani olmak için şöyle bir arşivi göz ucuyla taramak yeterli.
Esma ile songül arasına oturmak...İyi fikir değil...
yorumlarınız yüreklendirici...Lütfen gördüğünüz hatalarımı sözylemekten de geri kalmayın. Okuyan arkadaşlarımın görüş açılarına ihtiyacım var her zaman... Teşekkür ediyorum.... Sevgilerimle..
Ya işte böyle. Hep bir dünya gailesi içinde insanlar. Gafil avlandıklarının farkında olmadan. Ki Kuran/ı Keim okunurken gözlerini yumup insan yönünü Rabbine dönüp teslimiyet içinde dinlemeli. Bir gün kendininde toprakla beraber olacağını hissetmeli ve inadına ağlamalı. Ya Erhamerrahimin Rabbim bizlere hidayet nasip eylesin Kalemini ve yüreğini kutlarım,ders mahiyetinde sözlerdi. Anlamak lazım gelir değilmi.Rabbim anlayıp ,anladığıyla amel edenlerden eylesin. Sevgimle her vakit.
ayur hanım bu bölüm çok daha güzel olmuş. anı özelliklerinden daha çok sıyrılıp kurgusal metin özelliklere yaklaşmış. yazar üst bakış olmayı çok iyi başarmış. her bir cümlesi irdelenmiş incelenmiş taranmış kusursuz sınırlarına yaklaştırılmış. çocuk gözüyle dahi felsefik ve psikolojik derinlik sağlanmış. bu bölüm biraz daha yetişkin özelliklerine yaklaşmış. istenirse öyküdeki yetişkin karekterleri biraz daha fazla olaya dahil ederek öykü tam olarak yetişkin özelliklerine çekilebilir.. anlatı her nekadar uzun soluklu olacak gibi görünse de genelde hikaye özelliklerini koruyor. Sanırım romanla hikaye arasında ya da uzun hikaye tarzında bir çalışma olur sonunda. beğenerek okudum. etkilendim. yalnız küçük bir not. hikayeniz edebi değeri olan bir çalışma. buradan yola çıkarak, sonlara doğru kullanılan dini içerikli bölümler eğer özel bir amaç için öyküye dahil edilmiyorsa biraz fazla gibi. evet hikayenin bir kaç bölüm olacağını düşünerek bu fazlalık gözardı edilebilir ama öyküde diğer işlenen konuların geneline bakarsak buradaki ağırlık özellikle yapılan bir vurgu gibi duruyor. tebrikler. bu bölümü beklediğim gibi diğer bölümleri de bekliyorum... sevgilerimle...
Sevgili Lidya. Güzel eleştirin için sonsuz teşekkürler. Sonlardaki dini sözler tamamen, yaptığımız duayı bile ne anlama gelmeden yaptığımızı anlatmaya çalışmak içindi. Çocuk uçurtmayı uçurmak için amin duası okuyor. Üstelik o duanın içinde geçen kelimelerin pek çoğunun anlamını kimse bilmiyor. Ne yalan söyleyeyim, ben de bilmiyorum. Allaha yönelişimiz bile bir kalıp içinde...Dikkat çekmek istediğim buydu. Bu bölüm alelacele yazıldı. Üstelik beğenmedim de...Ama yine de geç saatte de olsa astım. Aklımdakileri yazıya dökmeyi başarabilsem...Zaten zor olan da bu değil midir? Sevgilerimle.
Sevgili Aynur, seninle birlikte o uçurtmayı ben de uçurdum inan. Ne güzel anlatmışsın çocukların merak edip sordukları soruları ve hiç bir zaman alamadıkları cevapları.
Sevgili Aynur anlatımın yine mükemmel. Babamın cenazesinde biz acımızı yaşamaya çalışırken milletin yiyeceği beğenmediğini, yok Kur'an-ı Kerim'in ne kadar uzadığını, duanın bitmek bilmediğini dinlemek zorunda kalmıştık. O günü tekrar hatırlattı yazın.
Aynur kardeşim, küçük bir çocuğun, ölüm ve bilmedikleri karşısındaki masumane duygularını, çok güzel dile getirmişsiniz. Küçücük yüreklerin ne saf ve ne kadar doğal inandıkları, uygulamaya koymaları, çocuk kalbinden geçenler, çok güzel işlenmiş, sevgimle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.