dünden devam...

Ahirette bizlere bahşedilen güzelliğimizi dünyadaki yaşam ve ahlakımız belirleyecektir mutlaka.

Dünyada her şeyi açıkca görebilen bir çok insan, ahirette hiç bir şey görmez hale gelecektir çünkü..

Dünya hayatında göremeyen nice insanda, sabrı ve şükrünün karşılığını ahirette en mükemmel haliyle gören insan olacaktır.

İçimizin derinliklerindeki güzelliklerimizi keşvederek dünya ve cennetin ne için yaratılmış olduğunu anlayabiliriz örneğin. İnsan amaç olmasaydı eğer, dünya yaratılmayacaktı mesela. Dünya yaratılmamış olsaydı,cennete de gerek kalmayacaktı.

Çünkü cehennemde görevli olan melekler vardır ve meleklere cehennem de cennettir. Bitkilere,taşa toprağa dünyadan güzel cennet olurmu peki?

Yaratılmış olan her canlının cenneti kendi ihtiyaçları ve doğasına göredir örneğin. Ancak Kutsal Kitaplarımızda bildirilen cennet yalnızca imanlı ve erdemli olan insanlar için yaratılmıştır. İşte bu cennete ulaşmanın bedeli dünyadaki çizelgemizle belirlenecektir. Kul gözünün gördüğü,elinin dokunup,ayağının bastığı her yere Allah ile vardığı sürece pusula asla şaşmayacaktır.

Dinimiz; dünyevi ve uhrevi çalışmalar olarak bu ikisini birbirinin tamamlayıcısı olarak kabul etmektedir. Zira dünyayı ahiretten ayırmak imkansızdır ve böyle düşünmekte büyük bir gaflettir. Ruhumuz bedenimizle nasıl kaynaşmış ise ahiret de dünya ile öyle kaynaşmış demektir ve kaynaşmalıdır. Ahiret alemi, bu dünyanın iç cephesi ve ruhu demek anlamı taşır. Hangisi ihmal edilmiş olsa,bir öteki yarım kalır mutlaka. insan için dünya ekme yeri, ahiret ise hasat yeridir. Dünyada ekmeden, ahirette biçmek mümkün değildir. İnsanın ahirette, mutluluk ve başarıya ulaşabilmesi için dünya hayatını iyi değerlendirmesi ve Allah’ın rızasına uygun salih ameller işlemesi gerekmektedir.

Nitekim Kur’anı Kerimde buyuruluyorki "Allah’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde fesat çıkarmağa çalışma. Allah fesat çıkaranları sevmez."Kasas...

Ve yine Hz. Peygamber(sav) bir hadis-i şeriflerinde "dünya ahiretin tarlasıdır." Buyurmuşlardır. Dünya ve ahiretin birlikte değerlendirilmesi konusunda, Peygamber Efendimizin başka tavsiyeleri de vardır elbette.

Mesela, Sizin en hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyip, her ikisini birlikte yürüteninizdir. Zira dünya ahirete ulaştırıcı bir vasıtadır. Sakın insanlara yük olmayınız.

Bşka bir hadisi şeriflerin de "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, her an ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız.Buyurulmaktadırlar.

Bir yerde dünya hayatımızı inşa ederken,bir diğer yerde ahiret hayatımızı askıya almış olursak eğer, bir gün o askıdan asılı kalmamız kaçınılmaz olacaktır...Allahın emrini çiğneyerek suç işlemek ve daha sonra bu suçu başkalarının üzerine yıkmaya çalışıp işlediği suça kılıf aramak,insanın kendini ve kendi benliğini en zalim aldatması ve kendini alçaltamsının kanıtıdır...

Tüm renkli görüntüsüne rağmen dünya aldatıcı ve geçici bir emanettir insanoğlu için..İşte bu emaneti dürüst olarak koruyabilirsek eğer,ahirette asla hiyanet edilemeycektir biz kullara..

Şair ne güzel söylemiş;

Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden
Dünya da gitti, din de gitti elimizden.
Müjde o kişiye ki Allah yolunu seçti,
Dünya ile mücadele edip hevasından vazgeçti.

"Eğer dünya Allah nazarında sivrisineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kafire ondan bir yudum su içirmezdi."

Rabbimizin değer vermediği dünyaya, Allah’ın halifesi olarak bizler neden değer verelim ki? Ali İbnu Ebi Talib (ra) buyuruyorlar ki, "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, ahiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler ahiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.

Evet;inanç fazilet,onur,şeref,edep,terbiye,erdem,dürüstlük,insanı

ahirette saadete ulaştıracak vasıtalardır..Araç doğru yolda kullanıldığı takdirde,amaca mutlaka ulaşılacaktır.


Rabbim cümlemizi kendi rızası için, dünya ve içindeki şerlerden korusun. saygılarımla....