Çevremizdeki dostlarımıza, neleri isteyip de yapamadığımızı anlatmaya bayılırız. Kilo vermekten tutun da , spor yapamamaya, alışverişte ıvır zıvır herşeyi almaktan, kredi kartımızın limitlerini zorlamaktan vazgeçememeye kadar birçok benzer hikaye anlatırız. Aslında kendimizi doğru şekilde şartlandırabilmek, sürekli yapamadıklarımızı anlatmaktan daha basittir. Fakat kendimizi sıkıntıya sokmamak ve hayatımıza renk katabilmek anlamında herşeyi oluruna bırakmak ve sonrasında önlemler almak doğamızda vardır.

Her sabah yorgun bir şekilde uyanıp, günü bu bitkinlikle geçirmek artık düzenli bir egzersiz dönemine girmeniz gerektiğini gösteriyor. Bunu farkettiniz. Bravo :) Peki neden alarmınızı kurduğunuz halde bir türlü kendinize söz geçiremiyorsunuz ? 1-2 gün egzersiz yaparak kendinizi zorlamak ve sonrasında forma gireceğiniz garanti olduğu halde neden yapamıyorsunuz?

Kendinize defalarca tembih etmenize rağmen, alışveriş yaparken, elinizdeki liste haricinde, başka hiçbirşey almayacağım dediğiniz halde neden pazarlama taktiklerine kanmaya devam ediyorsunuz? Sezon sonu ürünler furyası yada bir alana bir bedava şeklinde sadece dış görünümü güzel diye satın aldığınız bir sürü ıvır zıvır eşyanın, evinizde yeri hazır olmadığı halde alışveriş sepetinizde ne aradığını düşünmenin zamanı gelmedi mi?

Kredi kartlarınızın limitlerini zorladığınız yetmiyormuş gibi, sağa sola olan borçlarınızı ödemek yerine sürekli evinize yada kendinize yeni eşyalar almak ve bunu borçlu olduğunuz kişileri umursamazmışçasına yapmak neden bu kadar kolaydır? Amaç sadece kendinizi sıkıntılı ortamlardan uzaklaştırmak mıdır ? yoksa kendinize engel olamamak mı ?

Çalıştığınız yerde kendinize bir hedef belirlemeden çalışmaya devam ediyorsunuz ve iş arkadaşlarınızla aynı tempoda çalışmanıza rağmen rakiplerinizin yükselmesini yada ortak yapılan işlerde bile kendilerini ön plana çıkarttıklarını gördüğünüz halde sizi geride tutan baskı hissi nedir? Şimdiye kadar size öğretilen, sürekli susmanız ve sorulduğu zaman mı fikrinizi söylemenizdi ?

Artık tereddütlerinizin bir sonunun gelmeyeceğini kabul edin ve bunu netleştirmeye çalışın. Sadece kendi düşünceleriniz yüzünden engellendiğinizi, çevresel hiçbir engelin, kendi kendinize oluşturduğunuz endişeler kadar önemli olmadığını bilin. Gerçekten bu böyle. Dışarı çıkmak için saatlerce kıyafet değiştirmenizden tutun da, daha önceden tanıştığınız birisinin sizi görmesini beklemeden, o kişinin yanına gidip selam verebilmenize kadar sizi tutuklaştıran neler varsa bunları yapabileceğinize inanın.

Şimdi de kendinizi bu tür durumlar için nasıl şartlandırabilirsiniz bunu ifade etmek istiyorum. Bu yazıyı okumanızdan itibaren aklınıza gelen ilk tereddüt ettiğiniz durumu hatırlamanızı istiyorum. Önemli yada önemsiz, sizde pişmanlık uyandıran biri durumu zihninizde canlandırdınız ve aslında şu şekilde davransaydım şimdi kendimi daha iyi hissederdim diyebileceğiniz bir durumu. Düşüncelerinizde bunu hissederken kendinize şöyle seslenin." Haydiii" yada "Hadiiii". Üzerinizde emeği olan birisinin ses tonunu düşünerek de bunu duyabilirsiniz. Sabah kalkmanız için size onlarca defa seslenen anne yada babanızın sesi yada işyerinizde ateş püsküren patronunuzun sesi de olabilir. Yeterki kendinizi motive edebilecek bir ses tonu olsun.

Sorunlarınızla yüzleşmeye ihtiyacınız var ve bunları sonlandırmak sizin için çok önemli bir mesele haline geldi. Bu yüzden en yakın zamanda bunu kendinizde uygulayın ve gerçekten kendinizdeki değişimleri görmeye hazır olun. Bugüne kadar değişmeyen birşeyin şu andan itibaren değişmesini beklemeyecek olan sizin içinizdeki inançtır, SİZ DEĞİL.

İnançlarımızı oluşturan da önceki deneyimlerimizdir. Bu ayrı bir yazı konusu olacağı için çok derine inmeden sadece, yaptığımız her davranışın temelinde inançlarımızın yattığını söyleyebilirim. Kendimize olan güvenimizi hissettikçe her yeni olumlu hareket kendisini geriden besleyecektir. Tereddütlerimizin nedenini içimizde araştırmak başlangıç olarak bizi daha da karamsarlaştıracak ve bazı gerçeklerle yüzleşmemize neden olacağından, isteklerimize ulaşmak için kendi içsel sesimizle kendimizi motive etmek, anlık bir gaza gelmek sureti ile yeterli olacaktır.

Kaybeden olmamak için hiçbirşeyi denemekten çekinmeyin. Her tereddütünüz de kaybedilen zaman değil , cesaretinizin bir parçasıdır. Kendinizi diğerleri ile kıyasladığınız müddetçe de haksız yere eleştiriler içinde bulabilirsiniz kendinizi. Başarısız olmanın artık başarıya giden bir yol olduğunu anladığınızda artık bir basamak yukarıdasınızdır. TEBRİKLER, SINAVI GEÇTİNİZ.
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com
Facebook Sayfamız : /pages/Kisisel-Gelisim-ve-Empati-Sureci/180199977717?ref=ts
E-Bülten’e üye olun, yazıları ilk siz okuyun.